7. Bölüm
Özden yaz aylarında yapılacak organizasyonlar üzerinde çalışmaya başladı. Ana hatları şimdiden çizerse sıkışmadan rahatça çalışabilirdi. Hipodromda geçirdikleri günün meyveleri de yavaş yavaş düşüyordu. Zehra onları çok sevmiş ve geniş çevresini yönlendirmeye başlamıştı. Bu zamanda işini iyi yapanı bulmak kolay değildi. Hele ki organizasyon işinde üçkâğıtçılık çok oluyordu. Bir de işi bilmeyip ukalalık edenler vardı ki onlardan nefret ediyordu.
Gülçağ son zamanlarda sıkça Krizantem organizasyon ismini duymaya başladı. Gerek arkadaşlarından gerekse Uğur'un bazı telefon konuşmalarından. Şimdiye kadar araştırmadığı için hayıflandı. Basit bir araştırma yapabilirdi. Tabletini eline alıp önce firmanın sitesine girdi. Tanıtım amaçlı açılmış site fazla ilgisini çekmedi. Ne yaptıklarından çok kim oldukları ile ilgileniyordu. İletişim adresi ve numarası da kişiye ait değil şirkete aitti. Sonra atlar aklına geldi. Bir süre soy isimlerini düşünmeye başladı fakat hatırlayamıyordu. At çiftliklerinden yetiştiriciliğine kadar birçok arama yaptı. İlgisini çekmeyen konular arasında dolaşmaktan sıkılmıştı fakat inatçı yapısı vazgeçmedi. Bir yerde gördüğü isim ile hatırladı. Sonunda Koçar Çiftliği ile ilgili bilgilere ulaşmayı başardı. Burada da aradığından farklı yazılar akıp geçiyordu. Sonunda ulaştığı resimlerde Özden'i gördü. Kazanılan bir Gazi kupasında babasının gerisinde şık kıyafeti ile duruyordu. Çok ön planda olmayan bir kadın olsa da güzelliği ile dikkat çekiciydi. Habercilikten kalma soru sorma yetisiyle kendine birçok soru sordu.
Uğur, Semih ile bu kızla beraber at binmişlerdi ama söylememişti. Firma sahiplerini tanıyordu ama söylememişti. Çiftliklerinin çok güzel olduğunu da biliyordu ve yine söylememişti. Başta kızın itina ile saklanmasını ve son zamanlarda adını sıklıkla geçmesi tezat oluştursa da kopmayan bir bağlantı vardı. Üstelik şimdi en yakın arkadaşları da işin içine girmişti.
Aklına Uğur'un onu aldattığı gelmiyordu çünkü yapmayacağına neredeyse emindi. O doğru adam olmayı bilirdi, açık vermezdi. Evliliklerindeki en ufak problemi bile dışarı yansıtmamıştı. Gülçağ kadar göz önünde olmayı tercih etmese de karısına karışmıyordu. Sosyal medyada aktif olan karısına ayak uyduruyordu. İşi ile ön planda olmayı tercih etse de karısı yüzünden magazinsel bir yüz olarak tanınıyordu.
Birkaç yıl önce yaşadıkları travmayı bile sorunsuz bir görsel ile atlatmayı başardılar. Çocuklarının olmayacağını öğrendikleri zaman Gülçağ bir büyük yıkıma uğramış, Uğur karısına karşı büyük suçluluk duymuştu. O günden sonra çocuksuz fakat çok mutlu bir çift oyunu başladı. Bunu en iyi yöneten Gülçağ'dı. Uğur da başarı ile ayak uyduruyordu. Oyunları hala devam ediyordu fakat evlilikleri günden güne çürüyordu. Uğur otuz iki yaşında, istekli bir adam olmasına karşın Gülçağ daha otuz okuz yaşında yaşlanma fobisi kazanmaya başladı. Yediklerinden uyku saatine, sürdüğü kremden aldığı vitaminlere kadar kontrol ediyordu. İlk evlendiklerinde kocasından büyük olması çok konu olmuştu fakat birbirlerine olan aşkları ile tüm dedikoduları kulak arkası etmişlerdi. Yıllar geçtikçe Gülçağ bunun kendine dert edineceğini bilemezdi.
Bir süre kendi kendine düşündü. Şu an aklına gelen fikir de mantıklı geldi. Akşam yemeğinde düşüncelerini kocası ile paylaşacaktı. İçlerindeki ufak pürüz ortadan kalkınca evlilikleri dış dünyaya gösterdikleri gibi gerçeğe dönüşecekti.
Özden yorulunca saatine bile bakmadan çantasını alıp ofisten çıktı. Evine gidip hava soğuk da olsa minik terasında sıcak kahvesini yudumlayacaktı. Bunun hayalini kuruyordu. Hayallerinin bir adım ötesine gelmişti. Pijamaların üzerine kalın sabahlığına giyip kahvesini yapmak üzere mutfağa yöneldi. Cep telefonu çalınca oflayarak salona döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADRAJA GİREN HAYATLAR (Tamamlandı)
RomanceHayatın kameranın önünde yaşanıyorsa her davranışın, her sözün değerli ya da değersiz olsun haber değeri taşır. Söylemediklerini söylemiş, yapmadıklarını yapmış olursun. Gerçeği anlatmak ya da inandırmak ise imkânsız.