Bölüm 22

2.9K 543 195
                                    

22. BÖLÜM:

Will ve Uğur başlarını kaldırmadan erkenden işe başladılar. Birbiri ardına yaptıkları toplantılar arası adeta nefes almıyorlardı. Yemeklerini bile dışarı çıkmadan toplantı sırasında yediler. Uğur bir an önce işleri yoluna sokup Özden'in yanına gitmek istediği ortadaydı fakat Will de ondan farksız değildi. Belli ki onun da acelesi vardı. Dışarıya ipucu vermese de Uğur fark etti. Yıllardır onu tanıyordu ve ne zaman, nasıl çalıştığını iyi bilirdi. İki adamın da zaman planlaması istedikleri gibi gitmedi. Toplantılar uzadıkça uzadı. Sadece yeni girişimleri değil öncekilerde gözden geçirilmeliydi. Bir ara Will sinirle "Buraya daha sık gelsen şu an deniz kenarında kıçımızı kızartıyor olurduk" diyerek sinirini kustu. Uğur elindeki dosyadan başını kaldırmadan "Boş ver Wİll, kıçının kızardığını kimse anlamaz nasıl olsa" dediğinde omzuna yumruğu yedi. Hem acıyan omzunu ovuyor hem de gülüyordu.

Odadan burnunu çıkaramayacağını anladığında Lina'ya Özden'e eşlik etmesini söyledi.

"Alışveriş da yapın Lina. Senin eksiklerin varsa onları da tamamla. Bir de Özden'e krem rengi bir elbise beğendir"

Lina tekerlekli ofis sandalyesini kaydırarak hızla yanına yanaştı.

"Sevimli kredi kartını alayım canım"

Uğur gülerek cüzdanından kartını çıkarıp uzattı.

"Limiti yoktur umarım"

"Kartın yok ama umarım senin vardır canım kuzenim"

Lina kalkıp Uğur'un boynuna sarılarak yanağından öptü. "Kuzenin ve sevgilin, seni mutlu etmek için alışverişe çıkıyor, limitsizlik bu işin başlığı hayatım" dedikten sonra el sallayarak odadan çıktı. Özden karşısında Lina'yı görünce şaşırdı. Lina kollarını yana açıp dudağını büktü.

"Bende bir Diyarhan'ım"

Özden koluna girip gülümsedi.

"Evet, hem de fıstık gibi bir Diyarhan'sın" dedikten sonra yan gözle bakıp "Armağan'ın gezmeye çıktığımızdan haberi var mı?" dedi.

"Yo... Yok, konuşmadık biz. Yani bugün hiç konuşmadık. Biz öyle arkadaş değiliz. Genelde iş ile ilgili görüşüyoruz. Tabii özel konuştuğumuz da oluyor ama... Ay Özden sen neyi didikliyorsun?"

"Hiç..."

Lina dudaklarını kabartıp yürümeye devam etti. Özden ise gülümseyerek eğlendiğini belli ediyordu. Bunların ikisi de ayrı diyarlarda ama aynı kafada ilerliyordu. Bir öncekinden farklı olarak Özden, Lina sayesinde daha çok alışveriş yaptı. Lina'nın askıyı havaya kaldırıp gösterdiği keten elbiseye bayıldı. Askılı, krem rengi, etek uçları fırfırlı elbise çok güzeldi. Elbiseyi giyip kabinden çıktığında Lina çocuk gibi zıplayarak el çırpıyordu. Kesinlikle almasını söyledi. Özden de çok beğendiği için kabul etti. Akşama kadar bolca gezdikten sonra otele geri döndüler.

Özden odaya girdiğinde bu defa Uğur'u göremedi. Salon bölümünden geçip yatak odasına geldiğinde Uğur'u yatakta uyurken buldu. Elindekileri yavaşça yere bırakıp yatağa yaklaştı ve oturdu. Adamın saçlarını okşadıktan sonra uzanıp yanağını öptü. Uğur'un yavaşça açılan gözleri ile dudaklarındaki gülümseme hemen belirdi.

"Gelmişsin"

"Geldim... Çok mu yoruldun?"

"Biraz..."

Doğrulup gözlerini ovuşturdu ve sırtını yatak başlığına yasladı.

"Nasıl geçti günün? Çok istedim ama sana katılamadım, özür dilerim"

KADRAJA GİREN HAYATLAR (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin