Hayatın kameranın önünde yaşanıyorsa her davranışın, her sözün değerli ya da değersiz olsun haber değeri taşır. Söylemediklerini söylemiş, yapmadıklarını yapmış olursun. Gerçeği anlatmak ya da inandırmak ise imkânsız.
Özden ofisine girdiğinde çalışma masasının üzerine kocaman mor lalelerden oluşan bir demet duruyordu. Hafif kaşlarını çatarak mantosunu askıya astı ve masanın başına gitti. Buket'in altına sıkıştırılmış krem rengi zarfın açtı. 'Hayata güzellikler katmak sadece işinizin bir parçası değilmiş. Uğur Diyarhan' Elinde kâğıt, pencereden uzaklara bakarak biraz düşündü. Bu neydi şimdi? Evli bir adamın kur yapması mı yoksa gerçek bir teşekkür mü? Birinci seçenek ise asla kabul etmezdi. Eğer ikinci seçenek ise gereksiz büyüklükte ve fazladan bir teşekkürdü. Her iki ihtimalinde hoşuna gitmediği ortada. Kapı çalınca kâğıdı avucunun içinde saklayıp döndü. Gülay "Günaydın" diyerek girdi. Hemen çiçekler dikkatini çekti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Vay vay vay... Bunlar ne kadar, güzel kim yolladı?"
"Bilmiyorum üzerinde not yok, ben geldiğimde masamdaydı"
"Gizli hayran kimse çok zevkliymiş"
"Evet ama bence yanlış gelmiş"
"Öyle de olsa buraya yakıştı. Vazoya koyalım da hemen solmasın" diyerek buketi alıp dolabın içindeki vazoyu çıkarttı. Gülay çiçekle ilgilenirken Özden kâğıdı gizlice çöpe attı. Bu durum canını sıkmıştı ve nasıl bir tepki vermesi gerektiğini bilmiyordu. Arayıp gereksiz bir davranış olduğunu söylese dikkate alındığını göstergesi olacaktı. Hiç ilgilenmese iyi niyetli bir davranış karşısında kabalık olacaktı. Yanaklarını şişirip derin ve uzun bir nefes verdi.
"Ne oldu pek içli ofladın?"
Düşünürken Gülay'ın odada olduğunu unutmuştu.
"Öyle mi farkında değilim. Bilinçaltım oflamış"
Gülay gülümseyerek odaya gerçek gelme nedenini anlatmaya başladı. Sevgililer günü için yoğun talep almışlardı ve işleri paylaşmaları gerekiyordu. Önce ekip elemanlarını bölüştüler sonra işleri. İki özel parti, bir otel ve birçok sürprizci müşterileri vardı.
"Çağrı oteli özellikle senin almanı istedi. Oda sözün varmış"
"Farkında mısın canım kuzenim, tüm özel günlerinizi ben hazırlıyorum. Kocan tamamen etkisiz eleman"
"Farkındayım ama sen de güzel iş çıkartıyorsun"
"Körün istediği bir göz Allah verdi Özden. Oh ne güzel"
"Hayatım öyle değil, sen uzmansın"
"Kes! Bir de utanmadan yalakalık yapıyorsun. Hadi yürü git bana ekibimi yolla"
Gülay kıkırdayarak odadan çıktı. Her şey istediği gibi olunca keyfi yerindeydi haliyle.
**
Uğur toplantı sonrası ofisine girmeden Armağan'a döndü "İstediğim çiçekler gönderildi mi?" dedi.
