23. BÖLÜM:
Sabah el ele komşularının evine giden Uğur ve Özden yeni evli çifti terasta buldu. Rita bir şeyler anlatırken Will elini çenesine yaslamış huşu içinde onu dinliyordu. Uğur "Günaydın" diyerek dikkatlerini üzerine çekti.
"Dostum sana niye ev aldık? Bizi rahat bırak diye"
"Bak giderim"
"Git"
Rita gülümseyerek ayağa kalktı ve misafirlerini karşıladı. Kocasından Uğur'u o kadar çok dinlemişti ki daha önceden tanıyormuş gibi hissediyordu. Kısa süre sonra Lina da gelince Will iyice yüzünü buruşturdu. Lina yan gözle bakarak yanından geçti. Rita'nın yumuşak tavırları ve Özden'in ona yardımcı olması ile Will tekrar gülmeye başladı. Yeni karısı ile baş başa kalmak istiyordu. Kendisi için inanılmayacak bir şey olmuştu. Hayatında hiç ilk anda kendini kaybedecek kadar âşık olmamıştı. Bu da yetmemiş gibi üç gün sonra evlenmişti. En ufak bir pişmanlık ya da şüphe duymuyordu. Bazen sihirli, doğru karışım olabiliyordu demek ki.
Gürültülü bir sofrada kahvaltı yaptılar. İkili, üçlü konuşmalar, aynı anda söze girmelerle havada kelimeler uçuşuyordu. Rita ve Özden'in ortak konusu atlar olunca da anlaşmaları kolay olmuştu. Lina'nın bu konudaki ilgisi, merakı da konuya katılmasını sağladı. Dünyanın farklı coğrafyalarından, kültürlerinden olsa da güzel bir mozaik çıkmıştı ortaya.
Günü birlikte geçirdikten sonra güneşin batmasına yakın bir saatte Uğur kalkarak Özden'in elini tuttu. Özden bir anda ayaklanan adama soran gözlerle baktı. Keyifleri yerindeydi, sohbet devam ediyordu.
"Ne oldu?"
"Hadi evimize gidelim"
Kararlı bakışlar karşısında ne diyeceğini bilemeden kalktı. Diğerleri yerlerinden kalkmadan sırıtarak arkalarından el salladı.
"Uğur neden bir anda kalktın? Bilmediğim bir şey mi oldu?"
"Hayır sevgilim, beraber gün batımını seyretmek istiyorum"
Özden'in aldığı beyaz elbiseyi dolaptan çıkartıp "Bunu giyer misin?" dedi. Özden şüphelenmeye başlasa da uyumsuzluk yapmadı. Ardından gelecekleri merak ediyordu. Kendisi de açık renk şort ve beyaz gömlek giydi. Dudağına küçük bir öpücük verip elinden tutarak terasa çıktılar ve kumlara doğru yürümeye başladılar. Çıplak ayakla kumlara çıktıklarında Özden hazırlanan sürprizi gördü.
Kumların üzerine büyük bir örtü serilmiş ve üzeri yiyeceklerle donatılmıştı. Örtünün dört bir yanında beyaz ve altın rengi yıldız şeklinde balonlar uçuşuyordu. Soğutulmuş bir şampanya kadehleri ile buz kovasının için de hazır bekliyordu. Hava karardığında karanlıkta kalmamaları için kargı meşalelerde kuma saplanmıştı.
"Uğur..."
"Bir tanecik sevgilim en güzelini hak ediyor"
"Teşekkür ederim. Çok güzel..."
Batan güneşe karşı yerleştirilmiş büyük minderlerin üzerine oturdular. Ufukta turuncu güneş, masmavi okyanusun içine girerken oluşan renk armonisi mükemmel gözüküyordu. Hiçbir hazırlık bu muhteşem görüntü ile boy ölçüşemezdi. Güneş gözden kaybolana kadar sarılarak doğanın güzelliğini izlediler. Yıldızlar gökyüzünde yerini aldığında ise bambaşka bir manzara vardı karşılarında. Milyonlarca yıldız ışıl ışıl parlıyordu. Artık zamanı geldiğini düşünen Uğur, cebinde tuttuğu kadife kutuyu çıkartıp Özden'in önünde açtı. Yıldızlarla yarışacak kadar parlak pırlantalarla dolu yüzük Özden'in gözlerini kocaman açtı.
"Seni çok seviyorum. Biraz çalkantılı başladık biliyorum ama bundan sonraki hayatımızı beraber, hayallerimizi gerçekleştirerek geçirmek istiyorum. Özden'im... Benimle evlenir misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADRAJA GİREN HAYATLAR (Tamamlandı)
RomanceHayatın kameranın önünde yaşanıyorsa her davranışın, her sözün değerli ya da değersiz olsun haber değeri taşır. Söylemediklerini söylemiş, yapmadıklarını yapmış olursun. Gerçeği anlatmak ya da inandırmak ise imkânsız.