Herkese selam! İki günlük gecikme için üzgünüm, çok yoğundum ♥ Umarım çok üzülmemişsinizdir. Lütfen yorum yapmayı eksik etmeyin :') Önceki bölümün yorumlarında baya bir düşüş vardı.
İyi okumalar!
🤖
Amer'in yüzünde hiçbir değişiklik olmadı.
"Buna nasıl bir cevap vermemi istiyorsun ki?" diye sorarken sesi düzdü. Ardından aniden sırıttı. "Tabii ki seni erken tanımak çok isterdim fakat kaderimiz geç başladı, gördüğün gibi."
Yüzümdeki ifadeyi bozmadan sert bir şekilde ona bakmaya devam ettim. Birkaç dakika boyunca sessizce, bir savaş verir gibi gözlerimizi birbirimizden ayırmadık. Verdiği cevaba inanmıyordum. Üstelik bana yalan söylemek istemiyormuş gibi tam olarak cevap vermeden benim sorumdan kaçınmaya çalışmıştı. Yani aklımda dönüp dolanan şeylerin doğruluğundan neredeyse emindim.
Pes eden Amer oldu. Bakışlarını masaya çevirip dudaklarını birbirine bastırdı. "Hiçbir şey gözünden kaçmıyor," diye mırıldanırken bu sefer zekam onu memnun etmemiş gibiydi. Cevap vermeden beklentiyle ona bakmaya devam ettim. "Tamam, tamam! Öyle bakma. Sana hikayenin son kısmını da anlatacağım." Derin bir nefes aldı ve yüzüme kaçamak bir bakış attı. "Seni birkaç yıldır tanıyorum."
Tek kaşımı havaya kaldırdım. "Bunu bekliyordum."
Hüsranla, yarım yamalak gülümsedi. "Senin gibi biri için parçaları birleştirmek zor olmamıştır," deyip beni överken içten gözüküyordu. "Pekâlâ... Ope öldükten sonra Başkan'ın suçlamalarıyla ev hapsine tıkıldığımda söylediğim gibi birçok alanda çalışmaya başladım. Ve bir gün senin makalene denk geldim. Hâlâ beni senin sitene götüren şeyin ne olduğunu net hatırlamıyorum. İnternette dolanmayı bilirsin... Bir siteden diğerine atlarken sonuç olarak nereye geldiğini anlamazsın."
Kafamı sallayarak onu onayladım. "Hangi makalemi buldun?
"Aslında makale formatından çok araştırma formatında yazdığın bir yazıydı. Adı 'Günümüz Koşullarında Potansiyel Teknolojik Felaketler' idi. Sanki dünyadan umudu kestiğin bir anda oturup yazmışsın gibiydi. Tüm umutsuz karalamalarının tutulmuş bir notu gibi. Karamsarlığı ve korkutucu derecede gerçekçi olması ilgimi çekti. Daha sonra da diğer makalelerine, araştırma yazılarına bakmaya başladım. En sevdiğim açık ara farkla 'Alıştırılmış Güzellik ve Beynin Estetik Algısı' adlı makalendi."
Makalemin adını duyunca yüzümdeki ifadeyi sabit tutmakta kısa bir an zorlandım. Lenasis'te şu an konuşulduğum kadar hiçbir zaman konuşulmamıştım fakat bir ara sosyal medyada bu makalem gündem olmuştu. Bir- iki hafta konuşulmuş, daha sonra da unutulmuştu. Gündem olmasındaki en büyük etken o tarz bir makaleyi yazan kişinin 'ben' oluşumdu. Herkes kendi çirkinliğimi teselli etmek için bunu yazdığımı söyleyip beni linçlemişti.
Sonuç olarak makalenin görüntülenmesi fırlamıştı ve trendlere girmişti. Bunun sayesinde yüklü bir miktar para kazanmıştım. Artı olarak birkaç gün beni uyutmayacak kadar linç yemiştim.
Aklımda asla unutamadığım yorumlar gelmeden, "Hım," diyerek dalgın bir şekilde Amer'e baktım. "Yani o günden sonra tüm makalelerimi takip mi ettin?"
"Evet," derken genişçe gülümsüyordu. "Ve bundan gurur duyuyorum! Demek istediğim... Falh'la birlikte göründün diye tanınmadan önce seni tanımak gurur vericiydi. O olaydan sonra makalelerine gelen yorumları kapadığından sana ulaşamadım fakat her makaleni yüz kere satın aldım! WebFriend hesabından sana yazmadım çünkü rahatsız olabileceğini düşündüm. Böylece sana ulaşmadan seni takip etmeyi uygun gördüm."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAHRAMAN
Science FictionAskıda. Sabrina Lones gündüz Lenasis'in süper kahramanlarından biri olan Reena'ydı. Akşam ise para karşılığı ünlü model Falh Davis'e bir saat arkadaşlık ediyordu. Sabrina'nın bilmediği şey ise diğer kahraman Pyken'in Falh Davis olmasıydı. • Onlar as...