Medya: Lenasis Şehri
🤖
Şehrin parlak görüntüsü camdan hızla kayıp giderken bakışlarımı camdan alıp gözlerimi yumdum.
Şehir her zamanki gibi gözüküyordu. Parlak ve canlıydı. Fakat sokaklarda olan insanlar azalmış, kahkaha sesleri evlerin içine saklanmıştı. Herkesin bat'ına gönderilen haberlere göre o gece yaşanılanlar birinin oyunuydu. Konuşan kişi yapay zeka olduğunu iddia ediyordu fakat Lenasis hükumeti bunun arkasında iyi bir yazılımcı olduğu konusunda hemfikirdi.
Fazlasıyla iyi bir yazılımcı.
Yine de ben ona yapay zeka ismini vermiştim. Çünkü bu pekâlâ mümkündü. Hastanelerde insanların yerini robotlar almıştı ve robotlar bizim programladığımız sisteme göre çalışıyordu. Eğer bir cihazını tamir ettirmek istiyorsanız önce tamir robotlarına verilirdi. Eğer robotlar bunu halledemezse bu işten sorumlu insanlara sıra gelirdi. Bunların hepsini biz insanlar programlamıştık. Ve insan elinden çıkan hiçbir şey mükemmel olamazdı.
Ya birileri sıradan bir robot geliştirmeye çalışırken yazılımda meydana gelen bir hata sonucunda insanlığı yok etmek isteyen bir robot yaratmışsa? Bu mümkündü. Teknoloji aşkına, her şey mümkündü. İnternet'te komplo teorileri dolaşıyordu. Ve hepsinin biraz olsun haklılık payı vardı. Neye inanacağımı seçemiyordum. Tek bildiğim yolunda olmayan bir şeylerin olduğuydu. Çünkü doğruluğundan emin olmasam da o sarsıntılara neden olan şeyin bir binanın kendi kendine büyümesi olduğu söyleniyordu.
Sadece söylenmekle kalmamıştı, videolar ve fotoğraflar bu saçmalığı destekliyordu. Bu gerçekti.
O geceden sonra birkaç robot kontrolden çıkmış ve sokaklarda dolaşmaya başlamıştı. Bir tamir robotu elinde penseyle o gece kafede kilitli kalan kadının yanına gitmiş ve parmaklarını tek tek çekmişti.
Gözlerim aniden açılırken elimi karnıma bastırdım. Midemin bulanmasının hiç sırası değildi.
Bugün, sokağa çıkma yasağından sonra ilk işe gidişimdi. Geride iki korkunç günü bırakmıştım. Sürekli felaketlerden bahseden annemin durmak bilmeyen konuşmaları, N'in ünlü bir model olamadan öleceğine dair üzüntüsü beni neredeyse delirtecekti. İş yerine giderken Lenasis'te olup biten tüm bu çılgınlıklara rağmen ilk defa bu kadar mutlu hissediyordum.
Muhtemelen birkaç dakika sonra Geom Eun Teknoloji Şirketinde, yani kısaca GET'de olacaktım. Her şey berbat halde olabilirdi fakat işimi kaybetmeye razı olamazdım. Param olmadan bir evde oturamazdım. Bir evde oturacak param yoksa Lenasis'den kapı dışarı edilirdim. Bu da çok fantezili değişik ölümlere atılacağım anlamına gelirdi. Fazla sıcaktan yanarak, fazla soğuktan donarak, kirli atmosferde nefes alamamaktan boğularak ya da bir çetenin eline düşerek ölebilirdim. Ve durum ne kadar kötü olursa olsun yaşamak istiyordum.
Gözüm hızlı trenin nerede olduğunu belirten ekrana kaydığında Own ilçesine yaklaştığımızı gördüm. Bu şehir genelde şirketlerle doluydu. Bu yüzden hızlı trenin içi genelde çalışanlarla dolu olurdu. Fakat bugün hızlı trenin içi her zamanki gibi kalabalık değildi. Bu da birilerinin gelmemeyi tercih ettiği anlamına geliyordu.
Derin bir nefes aldım ve ellerimle siyah eteğimdeki görünmeyen tozları silktikten sonra ceketimi düzelttim. Siyah, küçük çantamı kavradım. Trenin yavaşladığını belli belirsiz hissedebiliyordum. Camın gösterdiği görüntü donduğunda durduğumuzu anladım. Mekanik bir erkek sesi kulaklarımı doldururken ezbere bildiğim kelimeleri tekrar işittim. "Own'na hoş geldiniz! İyi günler dileriz!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAHRAMAN
Ciencia FicciónAskıda. Sabrina Lones gündüz Lenasis'in süper kahramanlarından biri olan Reena'ydı. Akşam ise para karşılığı ünlü model Falh Davis'e bir saat arkadaşlık ediyordu. Sabrina'nın bilmediği şey ise diğer kahraman Pyken'in Falh Davis olmasıydı. • Onlar as...