44. BÖLÜM: 'SAHTEKAR'

2.3K 496 611
                                    

Selamlar! Heyecanlar yüksek mi?

Evet dediğinizi duyuyorum he he he.

Medya: Amer 0. 5 versiyon.

O zaman şarkıda hoşuma giden kısmın çevirisini aşağıya bırakıp sizi bölüme uğurluyorum.

[Hayallerimizi hızlı tutuyoruz

Şehirden şehre

Aynı hızda hareket etmek

Güzellik tenin ardındadır]

İyi okumalar!

🤖

Soğukkanlılığım karşısında içten içe ben bile şaşırdım.

Çığlık atmadım. Histerik bir şekilde gülmedim. Yüzümde herhangi bir değişiklik olmadı. Kalp atışlarım kontrolden çıkmadı. Ağlayıp zırlamaya başlamadım. Filmlerden ve kitaplardan uzak bir tepki verdim. Reena'nın kılığına bürünmeden oymuş gibi hissettim. Bu... Kendimden havalı olmak gibi bir şeydi. 

Zihnimin küçük bir kısmı bu kritik zamanda bunu düşünmeme kahkahalarla gülüyordu.

Sanki bir misafirmişim ve beni çarpabilecek bu parmaklıklar ardında kendi isteğimle oturmuşum gibi öylece Amer'in yeni görüntüsüne baktım. Zihnimdeki çarklar birbirine takılıyor, sorun olan yerlerde düşüncelerim duraksıyor ve olayı anlamlandırmaya çalışıyordum.

Önümde birkaç gerçek vardı ve hangisinin doğru olduğunu henüz bilmiyordum.

Amer İca diye tanıdığım, o rengarenk ve neşeli çocuk karşımdaki kişi olmayan biri olabilirdi. Karşımdaki kişi Amer'den bir başkası olup onun görünüşünü kullanan bir sahtekar olabilirdi. Akla yatkın bu fikri çürütmesi kolaydı. Amer, dönüşümünü gözümün önünde geçirmişti. Karakterleri- ya da kişilik mi demeli- arasında geçişi görmüş, kabuğunu üzerinden sıyırıp atıyormuş gibi yeni görünüşüne bürünmesini istemiştim.

Güçlü bir karakter bozukluğu olduğunu düşünebilirdim. Sonuçta iki kişiliği birbirine oldukça zıt olan, potansiyel bir psikopat karşısındaydım. Fakat böyle durumlarda genelde kişinin bunu fark etmediğini biliyordum. Kişilikler çatışır ve bu durum ortaya kaos çıkardı. Karşımdaki kişi ise kontrollüydü. Kılık değiştirmiş ve rol yapmıştı. Kendinden tamamen uzak bir başkasıymış gibi davranmıştı. Kendiyle çelişiyormuş gibi bir hali yoktu.

Yani özünde bir sahtekardı.

Bu düşünce zihnimin içindeki çarklardan kolaylıkla geçti fakat birbirlerine başka bir noktada takıldılar: Neden buna gerek duymuştu? 

Aslında bunun cevabını düşünmek benim için daha basitti. Karşımdaki dikkat çekici görünüşe göre geçmişte gerçekten model olarak çalışmış olabileceğini düşünüyordum. Başkan'ın üvey oğlu olduğuna göre bu görünüşünü bilenler onu tanıyabilirdi. Onun oğlu olduğunu gizlemek için görünüşünü değiştirmiş ve rahatça gezmişti. Tabii gizlediği tek şey buysa.

Bu sefer de başka bir sorun ortaya çıkıyordu: Neden böylesine bir görünüşe sahipken çağ için 'çirkin' diye adlandırılan bir görünüşü seçmişti?

"Konuşmayacak mısın?" dedi tam karşımda olan sandalyeyi çekip otururken. Parmaklarının titrediği gözümden kaçmadı. "Bunun benim için de ne kadar zor olduğunu tahmin bile edemezsin. En azından bana sorular sor, ben de sana cevap vereyim." Gri gözlerinde parıltılarla bana baktığında bu bakış bana tanıdığım oğlanın bakışını hatırlattı. "Yoksa çoktan zihninde cevapları buldun mu?"

KAHRAMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin