32. BÖLÜM: 'SONUÇLAR'

2.8K 588 325
                                    

#10gün10bölüm 5. GÜN

Oy ve yorum atarak destek verirseniz çok sevinirim, dün harikaydınız!

Medya: Reena. Zap mıknatıslarının fırlatacağı yer otomatik ayarlanırken aslında böyle görüyor etrafı.

İyi okumalar!

🤖

Robotları kurtarmak söylediğim kadar kolay olmamıştı. 

Çıplak insan bedeninin tamamen bir kopyası olan bedenlerinin her kısmına bakıp çipleri çıkarıyordum. Bazıları kurtulabiliyordu. Bazıları ise bedenini tamamen kaybetmişti. Bu yüzden hafıza kartlarının sağlam olup olmadığını bakmak üzere ensesi sağlam olanları bir yöne doğru sürükleyip yan yana yatırmaya başladığımda ilk uyandırdığım robot kafasını eğmişti. "Hatırlamamayı tercih ederler," demişti fısıltıyla. "Burada çalışanlar için hatırlanacak güzel şey yok."

Midem bulanmıştı. 

Midem o kadar bulanmıştı ki öğürmemi zar zor bastırabilmiştim. Gözlerim yanarken saatlerce oradan ayrılmayı reddetmiştim. Yüzlerce robotla tek tek ilgilenmiş, onların çıplaklığına aldırmadan, bunun hiçbir şey ifade etmediğini kendime hatırlatarak onları kurtarmayı denemiştim. Bu sırada bu olanların dehşeti zihnimi kuşatmaya başlamıştı. 

İnsanlar zevklerini karşılayabilmek için robotlar üretmişlerdi. Gözlerini açıp bir bilince sahip oldukları andan itibaren burada zaman geçiriyorlardı. Bir insana en yakın robotlar burada zevk için hizmet verenlerdi. Yüz hatları da, sahip oldukları bilinç de öyleydi. Yanımdaki robotun söylediği her kelime, iş arkadaşları için attığı her adım kalp atışlarımı hızlandırıyordu. Zevk vermek dışında bir şey yapabildiklerine göre...

Onlar burada tutsak edilmişti. Tıpkı bir klon gibi robot yaratıyor, bir insanın zihnine sahip zihni metallerden oluşan bedenin içine tıkıyorduk. Gözlerini açıkları andan itibaren onlara verdiğimiz işleri yapmalarını bekliyorduk. İçten içe bunun tuhaflığını fark ediyorlar mıydı? Bir çocuk gibi bazı şeyleri tecrübe ederek öğrenirken neler hissediyorlardı? Çoğu robotun duyguları kapatılabiliyordu fakat buradakiler... Sırf zevk için duygularını kapatmalarına izin vermemeleri acınasıydı.

Vicdanım rahat değildi. Her adım attığımda bu konu hakkında yapabileceğim şeyleri zihnimde tartıyor ve pes edecek noktaya geliyordum. Sağlam bir makale ve iyi kanıtlarla birlikte başvuru yapmam gerekecekti. Mali kaygı yüzünden daha belgeler bile okunmadan reddedilebilirdim. Yine de elimden geleni ardına koymayacağıma dair kendime bir söz verdim.

En sonunda Amer elimden geleni yaptığım konusunda epey dil döküp robotlarla ilgilenmek için bir ekip gönderdiğini söyledi. Ekip gelmeden gitmeyi reddettim. Yaklaşık on dakika sonra ekip geldiğinde ise kırık camlardan jetlerle fırladım ve havada süzülerek gözlerimin önünde beliren haritayı takip ederek GET'e geri dönmenin yolunu tuttum. Ben çıkmadan önce çatlamış camlar, Pyken'in koca bir gedik açtığı tavan ve de verilen için de bir ekip gönderilmişti.

Gerçek saçlarım havada süzülürken etrafımda dalgalanmıyordu fakat o özgürlük hislerini saçlarım savrulmadan da tadabiliyordum. Pencerelere, balkonlara çıkmış insanlar beni işaret ediyor ve çağın klasiği gereği videomu çekiyordu. Ayaklarımın üstünde, adım atmadan süzülerek ilerlemek zihnimin ufak bir kısmını rahatsız etse de o kısmın teknolojiye zamanla alışacağını düşünüyordum. Böylece Reena'nın bedeninde olduğumu unutmaya çalışarak, şehri tepeden izleyerek geri dönüş yolunda ilerlemeye devam ettim.

KAHRAMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin