48. BÖLÜM: 'DOĞRU'

2.2K 423 678
                                    

SINIR: 500 YORUM ♥

Selam herkese! Bölüm gününü Pazartesi yapsam Salı, Salı yapsam Çarşamba geliyor derken bir erteleme hastalığıyla birlikte her türlü haftada bir geliyor :D Evet... Nelerle uğraşıyorum Allah'ım. Neyse bu sefer de dün belim tutuldu, bugüne nasip oldu yazmak.

Geçiş bölümü haberiniz olsun :3 Genel olarak toparladık konuyu bu bölümde.

Medya: Işıklı Lenasis.

İyi okumalar!

🤖

Kapının şeffaflaşan ve kapının dışını gösteren kısmından dışarıya bakarken Amer'i asansörden inerken gördüm.

Her zamanki görüntüsünde olduğunu fark etmek bende hem tanıdık, hem de yabancı bir his oluşturdu. Maske takan birinin ardında nasıl bir görünüş olduğunu bilmenin hissiydi belki de bu. Yine de bu hisse ben, bu kadar masum bir şekilde bakamıyordum. Rengarenk ışıklar saçan ayakkabıları, yarısı fosforlu sarı, diğer yarısı soluk pembe olan tişörtü ve bol, yırtık kot pantolonu onun kılıfıydı.

Bu görüntünün ardında saklanıyordu.

Kapıyı açmak için kapının uyarı vermesini beklemedim. 

Kapıyı sessize alıp dikkatle açtım. Amer sırıtıp ağzını konuşmak için açtığı anda atılıp bir elimi ağzına bastırdım ve, "Sessiz ol," diye mırıldandım. Bir an bana bakakaldı. Sıcak nefesi avcuma döküldü. Ardından kafasını sallayarak beni onayladı. Pembe- mor pastel rengi karışımı saçları belli belirsiz kıpırdadı. 

Elimi dudaklarından çektiğimde yüzü düşmüştü. Muhtemelen beni gördüğü gibi her zaman olduğu şekilde konuşmaya çalışmayı planlıyordu ve bu hareketim modunu düşürmüştü. Eh, içinde bulunduğu ruh hali şu an gerçekten de umurumda bile değildi.

Bu hareketimin bir nedeni vardı. Annemle N'in onu görmesini ve başımı ağrıtacak sorular oluşturmasını istemiyordum. Tüm gece ayakta kalmıştım ve gün içinde yoğun olacaktım. Enerjimi onlara harcayacak zamanım yoktu.

Amer'i içeri çekip kapının sessizce kapanması için bileğimi sallayarak ve kapının üstüne dokunarak komut verdim. Kapı itaat ederken Amer'in bileğini kavradım. Odamı işaret edip işaret parmağımı dudaklarıma dayadığımda kafasını sallayıp beni onayladı. Muhtemelen bu kadar zahmete ne için katlandığımı bilse bolca gülerdi. Bir adım attım ve çıkan ses, durmama neden oldu. Amacım 'sessiz adımlarla' olmasıydı fakat ses çıkaran bir şey vardı.

Gözlerim Amer'in renkli ayakkabılarına kaydı. "Neden 'vik vik' diye ses çıkardıklarını sorabilir miyim?"

Amer bana kırılmış gibi bir bakış attı. "Bu yeni eklemem ve çok tatlı," diye fısıldadı. "Merak etme, bir çözüm biliyorum." Hızla dizlerinin üstüne çöküp bir robo-köpek gibi emekleyerek yürümeye başladığında afalladım. Ardından iç geçirerek odama doğru hızla yürümeye başladım. Amer'i göz hapsinde tutmaya özen gösteriyordum. Bir şeyleri inceleyip incelemediğine, tepkilerine dikkatle bakıyordum.

Odama birkaç metre kala açılan kapının belli belirsiz sesi beni duraksattı. Bu ses elbette odasındaki hiçbir şeye yıllardır el sürdürtmeyen N'in bakımsız kapısından gelmişti. 

Amer ne yapacağını bilmediğinden olsa gerek emekleme hızını arttırarak saçma bir görüntüyle koşmaya çalıştı fakat bu, N koridora çıktığında görülmesine engel olmadı. Kız kardeşimin üzerinde turuncu, mini bir gecelik vardı ve turuncu saçları yeni uyanmasına rağmen mükemmel bir düzlükte omuzlarına kadar salınıyordu. 

KAHRAMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin