25. BÖLÜM: 'ANTRENMAN'

3.5K 632 786
                                    

İyi okumalar!

Medya: Reena için yaptığım bir şeyler :3

🤖

Sessizlik içinde dururken Amer bana kaçamak bir bakış attı.

Çünkü kaşlarımı gittikçe çatmaya başlamıştım.

Bedenimi ve gözlerimi Amer'e çevirdim. "Kahramanlar seçilirken ahlaki değerlere bakılıyor mu?" diye sordum yüzümü buruşturarak. "Tamam, kendi hayatını riske atması falan oldukça üstün ve güzel bir değer fakat biraz saygısız. Böyle kaba bir insanın kahramanlık değerine sahip olması ne ifade eder ki?"

Cidden bu herif mi bana çekici gelmişti? Sabrina olarak karşısında dursam yüzüne tokatı çakardım.

Amer alt dudağını ısırdı. "Bir de aç," diye ekledi saydığım özelliklere. Gülmeyip ciddi bir şekilde ona bakmaya devam ettiğimi görünce iç geçirdi. "Bilmiyorum Sabrina. Tek bildiğim doğru düzgün bir seçim yaptıkları. O herif cidden yetenekli. Demek istediğim..." Sesi kısıldı ve Asya'ya kaçamak bir bakış attı. "Tehlikeyi büyütmemek için birbirinizi tanımamanız gerekiyor fakat bunu söylemem çok bir şey değiştirmez galiba..."

"Amer!" diye bağırdı Asya. Kaşları çatılmıştı. Ellerini beline dayamış ve ayağa kalkmıştı. Verdiği tepkiye karşı şaşkınlıkla ona baktım. Asya özür dilercesine ela gözlerini bana çevirdi. "Üzgünüm Sabrina," diye mırıldandı. "Pyken'in kimliğini biz de bilmiyoruz. Dünya küçük. Lenasis, Dünya'dan da küçük. Ufak bir bilgi kırıntısı bile büyük risk olabilir." Gözlerinde yer alan o imalı bakışlarla Amer'e baktı.

"Aman ya," dedi Amer pembe gözlerini yere çevirip. "Demedim bir şey." Derin bir nefes alıp kirpikleri altından bana baktı. "Kısaca Pyken için epey uygun donanıma sahip olduğunu biliyorum. En azından fiziksel kapasite olarak. Pyken'in uyumluluk testinden geçmesini büyük çoğunlukla fiziksel becerileri sağlamış. Epey iyi dövüşüyormuş."

Ellerimi belime dayayıp başımı sağa sola salladım. "Çağ, zekâ çağı Amer." dedim kaşlarımı gevşetirken. "Bedensiz bir yapay zekâ, muazzam bir dövüşçüyü alt edebilir. Çağımızın dövüşünde rakibinin teknolojisini çökertebilen kazanıyor. Bahsettiğin fiziksel kapasitesi bu tarz bir kapasite mi? Yani iyi bir yazılımcı falan mı?"

Amer dişlerini alt dudağından ayırdı. "Bilmiyorum. Yani yazılımcı olup olmadığını..." Derin bir nefes aldı. "Bildiğim tek şey iyi dövüşçü olduğu." Asya'nın kaşları çatılırken Amer ona ürkmüş bir şekilde baktı. "Bakma öyle ya, stalk falan yapmadım. Kendisi söyledi." Asya kollarını göğsünde kovuşturarak koltuğa geri oturdu.

Amer'e bakıp gülümsedim. Tanıdığım en sevimli insandı. Tavırları ve görünüşü de bu sınıflandırmamda büyük rol oynuyordu. Pembe- mor saçları onu yürüyen bir şekerleme gibi gösteriyordu ve herkese benzer bir yüzü olmaması benim gözümde onu mükemmel kılıyordu.

Pembe gözlerini bana çevirdiğinde göz kırptım. "Pyken şansına küssün," dedim alayla. "Yirminci yüzyıl için harika bir asker olabilirdi fakat bu çağ için aranan özelliklere sahip değil."

"Erken konuşuyorsun," dedi Aamir bana ters ters bakarken. "Herif iyi dövüşüyor. Ne sanıyorsun? Çıplak elle sokakları birbirine katmış bir sokak dövüşçüsü olduğunu mu? Elbette teknolojiyi kullanarak iyi dövüşüyordur."

"Gidip görelim," dedim Aamir'e bakmadan. Ona bakmak istemiyordum. Tavırlarını ve bakışlarını sevmiyordum. Hayatım boyunca etrafta gördüğüm o sorgu dolu gözlere, o altın orana yakın yüze sahipti. Benim güzelliğimi sorgular gibi bakıyordu. Bakışlarından bile kendini beğenmişliği okunuyordu. Bu yüzden gözlerimi sadece Amer'in üzerinde tutmak benim için daha iyi oluyordu.

KAHRAMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin