Lütfen yorum yapmayı unutmayın :(
Medya: N Lones
🤖
Saçlarımdaki tokayı hışımla çıkardım.
Bal rengi saçlarım yüzüme dökülürken fazla resmi durmayan beyaz gömleğimi dolaptan çıkarıp aldım. Düğmeleri hızla ilikleyip yukarıdaki üç düğmeyi açık bıraktım. Belimdeki fermuarı indirip üstümdeki etekten kurtulurken daha dar, kahverengi bir kalem eteği elime aldım. Bacaklarımı eteğin içine sokup zorla yukarıya çekerken öfkeyle inledim. En sonunda eteği belime kadar çektiğimde gömleğin kenarlarını eteğin içine sokuşturup fermuarı çektim. Ayağımdaki topukluları tekmeleyerek çıkarıp yere yalın ayak bastım. Tüm gün boyunca topuklu ayakkabı giydiğim için düz zemine basmak uçuyormuşum hissiyatı yaratmıştı.
Eğilip dolabımın altındaki ayakkabı kutularından birini çekiştirdim. Kahverengi, ince ve uzun topukluları elime alırken topuklarına bakıp ağlamamak için kendimi zor tuttum. Yapabileceğim başka bir şey yoktu. Uzun, ince topuklu ayakkabıyı rahatlıkla giyebilmek herkesin hayranlık duyacağı bir şeydi. Kendimi bildim bileli çalıştığımdan ve topuklu ayakkabılar üniformanın bir parçası olarak yapışıp kalmıştı. Böylece yıllardır gökdelenler üzerinde ayakta duruyor gibiydim.
Düşünmeyi bırakıp ayakkabıları ayağıma geçirdim. Ayağa kalkıp ellerimi dalgalı saçlarımdan geçirip üstünkörü şekil verdim. Programa çıkacağım için süslenmiyordum. Kahverengi, insanları yumuşatan ve dinlemeye daha açık hale getiren bir renkti. Ufak bir ihtimal de olsa renk seçiminle kendilerinin farkında bile olmadığı beyinlerinin alıcılarını harekete geçirmek istiyordum.
"Rina!" N'in sesi kulaklarıma doldu. Kapıma bir yumruk indirildiğinde kaşlarımı çatarak yatağımın üzerinde süzülen bat'ın ekranına baktım. Program hâla devam ediyordu fakat sesini kısmıştım. Gözlerimi kapıya çevirdim. "Evet?" dedim soğuk bir ses tonuyla.
"Bu sikik sunucular senin yayına bağlanacağını söylüyor!" diye bağırdı. Normal bir ses tonuyla konuşsa da onu duyabilirdim fakat onu ele geçiren kaos buna izin vermiyordu. Monoton bir sesle, "Kapı kilidi açılsın." dedim. Kilit açılırken kapı içeriye doğru açıldı. N'in normalden de solgun teni loş koridorda parlarken irileşmiş gözlerle hızla beni süzdü. "Gerçekten bağlanacaksın!" diye bağırdı dehşetle. Bir saniye duraksayıp inledi. "Seksi sekreter kombini yapmışsın!"
Gözlerimi kırpıştırıp N'e baktım. Kaşlarım çatılırken, "Seksi sekreter kombini falan yok." dedim sert bir sesle. "Kahverengi insanı dinlemeye daha açık bir hâle getirir ve daha uysal yapar. Renklerin verdiği bir mesaj ko-" N sert bir şekilde kendi alnını tokatlarken cümlem havada kaldı. Boğazımı temizledim. "Seksi olmaya çalışmıyorum. Kimsenin beni seksi bulduğu falan da yok."
N bileğini çevirip teninde ışıldayan saate bakarken, "Son on dakika." dedi aceleci bir şekilde. Atılıp beni bileğimden kavrayıp tüm gücüyle çekiştirdi. "Ne yapmaya çalışıyorsun?" dedim ayaklarım yerimden bir milim bile kıpırdamazken. Bana oranla cılız kalan bedeniyle beni çekmeye çalışmaktan vazgeçti. "Seni hazırlamamız gerekiyor!" dedi aceleyle. Yatağımın üzerinde havada asılı kalmış bat'ımın ekranına kaçamak bir bakış attı. "Oturma odasında konuşman daha iyi olur." Yalvaran gözlerle bana bakarken gözleri iri iri açıldı. "Sadece bir kere bana güven."
Kardeşime güvenmek mi? Böyle bir anın hayatım boyunca yaşanacağını sanmıyordum. Temkinli olmadan asla ona kör kütük güvenemezdim. Bileğime dokunup ekranın kaybolmasını sağlarken hızlı adımlarla N'in arkasından salona doğru yürümeye başladım. N yürürken bir yandan da konuşuyordu. "Söyleyecek bir şeyin var mı?" diye sordu aceleyle. "Umarım aklında bir şey yokken programın teklifini kabul etmemişsindir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAHRAMAN
Science FictionAskıda. Sabrina Lones gündüz Lenasis'in süper kahramanlarından biri olan Reena'ydı. Akşam ise para karşılığı ünlü model Falh Davis'e bir saat arkadaşlık ediyordu. Sabrina'nın bilmediği şey ise diğer kahraman Pyken'in Falh Davis olmasıydı. • Onlar as...