Hafif esen rüzgarın saçlarımı savurmasına izin verdim. Ellerimi kot ceketimin içine koyup yürümeye devam ettim. Etrafa baka baka gidiyordum ilk defa bu ıssız sokaktan geçiyordum oda gündüz olduğu için yoksa gecelerin bu sokağın çok tehlikeli olduğunu söylüyorlardı.
Yürürken birden su sesi geldi,ayağımın dibine baktığımda şu birikintisi olduğunu gördüm. Kirlenen pantolonuma bakıp ellerimle silmeye çalıştım.
"İmdaaaattttt yardım edinnnnn" o sesi duyunca birden kalktım. Ne oluyordu kimin sesiydi bu. İçimden bir ses burdan arkama bile bakmadan gitmemi söylüyordu diğer tarafta da merakıma yenik düşmekten korkuyordum. Kahretsin çok meraklıylıyım merakım herşeyin önüne geçiyordu.
Yavaş hataketlerle sesin geldiği yere yürüdüm. Hala sesler geliyordu
"Yalvarırım bırakın beni bırakın beni imdaaattttt. "Yine böyle ses duyunca korkudan gitmemeye karar verdim. Arkamı dönüp gidecekken yine merakıma yenik düşüp arkamı dönüp sese doğru yürüdüm.
Sesin geldiği yere gittiğimde şok oldum. Yedi tane adam birinin elinde silah ve dizinin üstüne çökmüş yüzü kanlar içinde bir adam. Şok olmuş bir şekilde dururken birden bir sarsılma geldi hemen saklandım.
Merakla olaya bakınca elinde silah olan adam konuşmaya başladı
"Evet junk woo buraya kadarmış bize ihanet etmek ne demekmiş göreceksin şimdi tabi yaşıyorsan." Adam korku dolu gözlerle silahlı adama baktı sonra gözlerini kapatıp açınca beni gördü. Adam beni görünce gözündeki umudu gördüm ne yapabilirdim adamı nasıl kurtaracaktım. Elinde silah olan adam yerdeki adamın bakışlarını farkedip onun baktığı yere baktı yani bana. Yüzündeki maskeden yüzünü göremiyordum onun tek yüzünde maske yoktu hepsinin vardı. Diğer adamlarda bana bakınca yerdeki adam bana seslendi
"Kaç çabuk kaç öldürecekler seni kaaaççç" ayaklarım titremeye başlayınca dondum kaldım
"Ben onu yakalayacağım siz bunu halledin." Adamın söylediğini duyunca arkama bile bakmadan koşmaya başladım. Yine yine kahrolası merakım yüzünden başım belaya girmişti.
"Dur çabuk burdan kaçışın yok." Arkama bakmak için döndüğümde sert bir şeye çarpmamala kendimi yerde bulmam bir oldu. Başımdaki şiddetli ağrı yüzümü buruşturmama neden olurken yavaş yavaş gözlerim kapanmaya başladı. Adam yanıma gelmişti. Gözlerim kapanmaya başlayınca bir çift el hissettim belimde ve ayaklarımda. Biri beni kucağına almıştı kurtuldum galiba diye düşünürken gözlerim kocaman bir boşluğa doğru kapandı.
♡♡♡♡♡♡♡
Gözlerimi hafif açtığımda başıma giren ağrıyla geri kapattım. Gözlerimi yavaşça yine açtığımda kapkaranlık bir yerdeydim. Bir dakika bu Başımdaki de neydi,kahretsin başıma bir şey koymuşlar. Ellerimi hataket ettiremiyordum ayaklarımda aynı şekildeydi.
"Uyandı açın yüzünü." Diye birinin sesini duymamla gözlerimi sıkıca kapattım. Başımdaki şeyi çıkardıklarında gözlerimi hala açmamıştım.
"Aç gözlerini nerde olduğunu merak etmiyormusun " ediyordum o kadar merak ediyordum ki burdan kurtulduğum an kendimi merakım yüzünden öldürecektim. Gözlerimi yavaş yavaş açtım. Açtığım gibi karşımda siyah maskeli altı tanede kırmızı maskeli adamlar duruyordu. Siyah maskeli adama baktığımda çatık kaşlarla bana bakıyordu. Korkmuştum ilk defa korkmuştum ama bunu belli edecek kadar Salak değildim. Siyah maskeli adama bakıp
"Ne istiyorsunuz benden ne bakıyorsun öküzün trene baktığı gibi. " kırmızı maskeli adamlar gülünce kendimi tutmaya çalıştım gülmedim. Siyah maskeli adam ayağa kalkıp yanıma geldi
"Demek öküzün trene baktığı gibi bakıyorum. Merak etme birazdan Hiçbir şey görmeyeceksin çünkü yaşıyor olmayacaksın anladığın seni öldüreceğim. "Sinirle adama bakıp
"Niye bu kadar uzattın kısaca öldüreceğim de tetiğe bas ama cesedimi denize atmayın bir yere gömün." Kırmızı maskeli ler yine gülünce başımı eğip içimden
"Bunlarda herşeye gülüyorlar sanki maymun oynuyor önlerinde." Hepsi susunca kendime lanet getirdim çünkü içimden söylemediğimi farkettim. Kırmızı maskeli adamlara bakıp gülmeye çalıştım ama başaramadım.
"Başının ne halde olduğunu görmek istermisin. " Ne başından bahsediyor derken aklıma duvara çarpıp bayıldığım geldi. Kaşlarımı çatıp adama baktım. Adam telefonunun kamerasını açıp kameradan başımı gösterdi. Sargı sarmışlardı başıma bu yüzden ağrı vardı başımda.
Adama bakıp
"Ne istiyorsunuz benden neden getirdiniz beni buraya." Adam derin bir nefes alıp
"Salaklığın yüzünden başına bu olay geldi."
"Aa adını sormamıştım ama bildiğim iyi oldu. " Adam yanıma gelip iki elini sandalyenin kollarına koyup bana doğru eğildi.
"Demek adımı sormamıştın peki kendimizi tanıtalım sonuçta azrailinin adın merak etmişsin hiç önemli değil. " içimdeki oluşan korkuyu bastırmaya çalıştım başardım. Siyahlı yerine geçip
"Ben jimin park jimin." Diyip yüzündeki maskeyi çıkardı. Yüzünü gördüğümde sanki film setlerinden fırlamış mankenlere benziyordu. Bu sefer içimden söylediğime emin olup
"Melek yüzlü şeytan." İçimden söylediğime emin olduğumda kaşlarımı çattım. Diğer adamlarda maskelerini çıkarınca yine içimden söylenmeye başladım
"Melek yüzlü şeytanlar. " diğer adamlarda tek tek konuştular
"Ben jin."
"Ben Namjoon"
"Ben jhope"
"Ben Suga"
"Ben Taehyung"
"Ben de junkook" hepsine baktığımda gerçekten de birbirinden yakışıklıydı adamalar. Ölümümüm bu adamların elinde olacağını düşündüğümde gülesim geldi, birbirinden yakışıklı adamlar tarafından öldürüleceğim hiç aklıma gelmezdi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acımasız Mafya Jimin
Short Story"Senden nefret ediyorum park jimin " "Biliyorum az önce de söylemiştin."