"Ayyyyyyyy ne yaptın joon seo." Diyerek içerideki tüm bakışları üzerime çektim. Joon seoya yemek verecektim ama joon seo tüm yemeği üstüme dökmüştü. Jimin de dahil herkes bana gülerek bakıyordu , joon seo bile
"Seni yaramaz of ne kadar zormuş yemek vermek ya." Diye isyan etmeden edemedim. Bebek bakmak zordu zor.
"Ee lisa mecbur katlanacağız ne yapalım. "Diye junkook oturduğu yerden bağırınca bende ayağa kalkıp
"Sen gelip ver ben üstümü değiştireceğim. "Junkook yerine jimin ayağa kalkıp
"Ben vereceğim otur sen jk" Jimin yemek vermek için gelince bende yanlarından uzaklaştım. Tam iki basamak çıkmıştım ki zil çaldı. Yukarı çıkmak yerine yeniden inip kapıyı açmaya gittim.
Kapıyı açmamla birinin hızla içeriye girmesi bir oldu. Kalbim bir an korkuyla atarken bu kişinin Namjoon olduğunu görmemle biraz sakinleşmişti.
"Namjoon ne yapıyorsun yavaş olsana" Namjoon hızlı soluk alıp aynı hızla geri veriyordu. Neyi vardı bilmiyordum ama yüzünden düşen bin parçaydı.
"Namjoon neyin var iyimisin."
"DEĞİLİM İYİ DEĞİLİM. "Birden bağırınca Namjoonun sesiyle içeridekiler de yavaşça yanımıza gelip ne olduğunu anlamaya çalıştılar.
"Namjoon neyin var neden bağırıyorsun." Jimin önüme geçerek Namjoona çatık kaşlarla baktı. Namjoon elini saçından geçirip
"Jimin bak bana soru sorma benimle konuşmayın bana bulaşmayın rahat bırakın beni " Diyerek arkasına bile bakmadan bizi merakla bir başımıza bırakıp odasına çıktı. Yukarıdan kapısını sert bir şekilde kapattı ses gelince istemeden de olsa irkildim.
Jhope Namjoonun arkasından gidecekken jiminin sesiyle durdu"Sen dur hope onu junkooktan başkası sakinleştiremez. " Diyince jhope eski yerine geçti.
Junkook merdivenleri çıkıp
"Ben onunla konuşacağım siz merak etmeyin."Diyip Namjoonun arkasından gitti..
Yarım saat sonra
Junkook hala yukarıdan gelmemişti. Ben üstümü çoktan değiştirmiştim. Joon seo sonunda uykuya dalmış bize de dinlenmek kalmıştı.
Namjoona ne olmuştu hiç bilmiyordum ve şuan meraktan tırnaklarımı kanatacak şekilde birbirine batırıyordum.
"Yapma şunu kanatacaksın." Jiminin sesini duyunca bakışlarımı ona çevirdim.
"Birşey olmaz!"diyip tırnaklarımı daha sıkı bastırdım. Benim tırnaklarım onu ilgilendirmiyordu ama her seferinde küçük güzel yüzüne son derece yakışan burnunu içine sokuyordu.
Alttan alttan öv jimini biz zaten hiç anlamıyoruz:)
"Sana yapma..."Jiminin sözünü bölen ben değil yukarıdan gelen bağrış sesleriydi. Namjoon bağırıp birşeyleri yere fırlatıyordu. Jimin,jin,jhope ve ben birden ayağa kalkıp merdivenlere koştuk.
Ben en arkadan koşarken tekrardan zil çaldı. Kimse zili takmadan yukarı çıkınca mecbur aşağıya indim.
Kahretsin bu ziller de hep bana denk geliyordu. Yukarı çıkmak yerine kapıya bakmaya gittim.
Kapıyı sakince açtığımda şansa yukarıdan sesler tamamen kesilmişti. Namjoonu susturmuşlardı galiba.Sakin olmaya çalışıp hiçbirşey belli etmeden karşımda ki kadına baktım. Benden biraz kısa, saçları omzunun üstünde, siyah gözlü yüzünde abartı olmayacak şekilde bir makyajı vardı. Bakışlarım giydiği kıyafete çevirdiğimde yüzümü buruşturmamak için zor tuttum kendimi, zevksizin önünde gideniydi herhalde. Diz üstünde biten bir elbise giymişti.
"Siz kimsiniz? "Diye kadını süzmeyi bırakıp merak ettiğim şeyi sordum. Eğer bu kadar adam onu içeriye aldıysa demekki önemli biriydi de kimdi?
"Ben joon seonun halası Soo bin..." kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalktı. Joon seonun halasını hiç böyle hayal etmemiştim.
"Ha sizsiniz demek....buyrun içeriye geçin isterseniz..." Diyerek elimle içeriyi işaret ettim.
Nedenini bilmediğim şekilde bana küçümseyici bir bakış atıp aynı yerinde kalmaya devam etti. Ama ben bu bakışın altında kalacak bir kız değildim.
"İçeriye gelmeyecekseniz kapıyı kapatıyorum önemli işlerim var." Dememe rağmen hala yüzsüz gibi bakışını bozmadan konuştu
"Sen hizmetli olmalısın herhalde." Hizmetli ve ben hem hizmetli olmak ayıp birşey miydi ki bu kadar iğneleyici bir seste söyledi. Tam ağzımı açıp cevap verecektim ki
"Hayır o hizmetli falan değil..." diye arkamdan gelen sesle durdum. Bu ses jimine aitti. Bakışlarımı jimine çevirdim ama o bana bakmıyordu Soo bin denen kadına çatık kaşlarla bakıyordu.
"Vay demek seni görmek nasip oldu jimin sonunda." Bu kadın kimdi ki jimini görünce birden yüzünü değiştirmişti iki yüzlü falandı herhalde. Jimin yanımda durup kadına bakmaya devam etti.
"Neden geldin diye sormayacağ..."
"Bende iyim jimin yolculuğum da iyi geçti."dese de bu jiminin pek umrunda olmadı.
"Joon seoyu almaya geldin değil mi ? Şuan uyuyor uyanınca gidersiniz..." Joon seonun gitmesine üzülsem de buna mecburduk. Teyzesi bizden daha iyi bakacaktır ona eminim ki.
Yukarıdakiler de yavaşça aşağıya geliyorlardı. Namjoon hala yukarıdaydı. Kim Soo bin denen kadını görse şaş kalıyordu. Bu kadın kimdi ki hepsi bu kadar onu görünce saşırıyorlardı.
"Peki bu kız kim jimin." Diyerek beni işaret edince kaşlarım tekrar havalandı. Bu kız demişti bana. Jimin cevap vermeyip hala ona kötü kötü bakmaya devam ederken yukarıdan o ses geldi
"Lisa jiminin sevgilisi Soo bin..."
Ne oldu beklemiyordunuz değil mi ? Sizce Namjoon yukarıda jk ile ne konuştu da böyle sinirlendi ya da Soo bin jimini elde etmek için daha neler yapacak.
Suga min jiye sevdiğini söyleyecek mi ?
Jin ve sevgilisi için de bir bölüm yapacağım
Sevdiği neden taeyi katil olarak görüyor sizce yada Namjoon ve Soo bin tekrar kavuşacak mi ? Bu soruların cevabını yorumlara yazın.
😂 yorum ve oy atmayı unutmayın lütfen.💛💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acımasız Mafya Jimin
Short Story"Senden nefret ediyorum park jimin " "Biliyorum az önce de söylemiştin."