204 16 2
                                    

Kız Taehyungun yanında durunca hayalet görmüş gibi şaşkınlıkla kaldım. Oda benim gibi şaşkınlık içinde kalmıştı, bakışlarından belliydi. V' nin yanında duran kadın o kadar tanıdıktı ki , bu kaderin bir oyunuydu yada ben hayal görüyordum.

"Min seo..."

"Lisa s-sen..." bu gerçek olmazdı. Hissetmiştim o kapının ardında sevdiğim tanıdığım birinin olduğunu hissetmiştim. Ama onun burda ne işi vardı. Yoksa oda benim gibi onların tutsağımıydı. Eğer öyle birşey varsa jimini kendi ellerimle öldürürüm çünkü min seo benim 3 sene önce ailemi kaybetmeden önce kardeş gibi olduğum bir arkadaşımdı. Ailesi yüzünden ayrı düşmüştük , bir daha ne görüşmüştük ne de konuşmuştuk.

"Siz tanışıyor musunuz? " Taehyungun şaşkın sesiyle ona döndüm. Tekrar bakışlarımı min seoya çevirip konuştum

"Seni çok özledim seo..." Diyerek koşup seonun boynuna sarıldım.

"Bende seni çok özledim lisa...hemde çok." Aynı karşılığı verince gözyaşlarım yanaklarımdan usul usul akmaya başlamıştı. 3 ay sonra ilk defa sevdiğim birini görmüştüm, belki de tanrı artık benim tarafımdadır ve min seoyu da burdan kurtulmam için gönderdi. Umarım öyledir.

Suga'dan

"İşte böyle jin ne yapacağımı bilmiyordum bende tek çare olarak ona.."

"Sarıldın." cevap vermeyip susmayı tercih ettim. O an ne yapacağımı bilmiyordum neler yaşadığı hakkında çok az bilgiye sahiptim.

"Sustuğuna göre doğru tahmin ettim değil mi? " ağzımdaki tükürüğü zorda olsa yutup

"Evet. Ama başka çarem yoktu ne yapaca..."

"En iyisini yaptın Suga. Ee sen nasıl oldun iyimisin." Konu kapandığı için biraz olsun rahatlamıştım.

"Iyim sadece biraz boğazım ağrıyor o kadar."

"Tamam sen dinlen kendine iyi bak oraya gelirim ben müsait olunca." Jinin görmeyeceğini bildiğim halde başımı sallayıp

"Görüşürüz" diyip telefonu kapattım. Nedense üstümde o kadar çok ağırlık vardı ki sanki biraz uyusam hepsi geçecekmiş gibi.

Pencerenin önünden ayrılıp koltuğa uzandım. Bir elimi yanağıma koyup diğer elimi de onun üstüne koyup kendimi uykunun kollarına verdim.

Min ji' den

"Bay Suga ıhlamur yap..." Diyerek elimde bir bardak ıhlamurla salona girmiştim ki onun uyduğunu görüp sustum. Ne kadar da masum uyumuştu öyle. Yavaşça yanına yaklaşıp ıhlamuru bir kenara koyup içeriden örtü getirmeye gittim.

Örtüyü yavaşça üstüne örttükten sonra biraz ayakta bekledim. Ne yapacağımı bilmez bir şekilde ayakta duruyordum.

Bedenim benden habersizce haraket edip bay suganın önünde eğildim. Uyanacağı korkusu vardı ama birşeyler beni tutuyordu. O olaydan sonra teşekkür bile edememiştim. Ellerim yavaşça saçlarına gitti ,  nedense onları okşamak istemiştim ki yaptım da. Ellerimi saçlarında bir süre gezdirip yüzüne dikkatlice baktım.  Her zerresini zihnime kazır gibi baktım.

Yazardan

Min ji biraz daha oyalandıktan sonra yaptığı şeyin farkına varmış gibi birden ayağa kalktı. Saçının bir kenarını kulağının arkasına sıkıştırıp ıhlamuru aldığı gibi mutfağa koştu.

Min ji gittikten sonra Suga yavaşça gözlerini açtı. Min jinin saçlarını okşadığını biliyordu. Aslında uykuya dalmıştı ama uykusu hafif olduğu için saçlarında bir el hissedince kokusundan min ji olduğunu anlamış uyuyormuş gibi yapmaya devam etmişti. Yüzünde oluşan tebessümle elini min jinin okşadığı saçlarına götürdü. Elleri başında tekrardan gözlerini kapatıp uyumaya devam etti.

          ○●   ○●   ○●   ○●   ○●   ○● 

Soo binden (jimini seven)

"Sana yapamam diyorum değil mi evin etrafı adam dolu içeriye girerken bile zor aldılar. "

"........"

"Bak beni anlamıyorsun ben jimine zarar verecek birşey yapamam tamam mı evet buraya onun için geldim ama onu görünce...onu görünce tüm öfkem yok oldu ben ona hala aşı..."

"....." telefondaki kişi bağırınca Soo bin istemsizce korkup sustu.

"......" Soo binin gözünden bir damla yaş altı. Sonra da dişlerini sıkıp arasından konuştu

"Bana bak ben senin adamın değilim bana emir veremezsin. Sana son kez diyorum bu işte jimine zarar gelecekse herşeyi mahvederim... benim istediğim jimin senin istediğin de lisa anlaşmamız bu..." gözündeki yaşı silip

"Kapatıyorum ben aşağı ineceğim ha bu arada lisaya da zarar vermeyeceksin sadece jiminden ayıracağ..." telefondan dıt dıt sesi gelince Soo bin sinirle telefonu yatağına fırlattı. Düzenli nefes almaya çalışıp pencerenin önüne geçti. 

Bahçede tek başına duran jimini görünce tekrardan dolan gözlerini engelleyemedi.

"Özür dilerim jimin. Özür dilerim , inan ki böyle birşey yapmak istemezdim ama sen beni buna mecbur bıraktın. Evet çok hata yaptım hatta neredeyse benim yüzümden....benim yüzümden özür dilerim seni çok seviyorum beni affet ama benim olman için elimden gelen herşeyi yaparım...hemde herşeyi."

Yorum yapın lütfen yaaaa😭oy da verir misiniz.

Acımasız Mafya JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin