hareketsizce uzandığım yatağımda gözlerimi tavana dikerek lambanın bıraktığı pek de belli olmayan şekilleri inceledim.odamın içi tamamen sessiz olduğundan aşağıdan konuşma ve gülüşleri net bir şekilde duyabildiğimden derin bir nefes aldım.
eve gelmiş ve çalışanlara rahatsız olduğumu söyleyip odama çekilmiştim. bir kaç saat sonra gelen ebeveynlerim günler sonra odama uğrayıp misafirlerimizin geleceğini söylediğinde onlara da ayni bahaneyi sunmuştum. günlerdir kusuyor oluşumdan gerçekten hasta mı görünüyordum bilmem, itiraz etmeden onaylamışlardı beni.
ayağa kalkıp kendi etrafımda bir tur döndüğümde bedenimin hafifleşmiş olduğunu fark ettim. bu bir tebessüm oluşturdu yüzümde. o tartıya çıktığımda annemi sonuçtan memnun edeceğimden emindim.
ellerimi önümde birleştirip tek dizimi kırdığımda parmak ucumda yükseldim. neden bilmiyorum, bunu ne zaman yapsam özgür hissediyordum.
kapımın önünde adım sesleri duyulduğunda çalışanlardan birinin gelmiş olabileceğini düşünüp tekrar yatağa oturdum. ama kimse kapıyı çalmadı. sadece iki erkek sesi duyuldu.
"ne yapmaya çalıyorsun? herkesin içinde ne demeye tersleşiyorsun onunla?"
kendince fısıldamaya çalışan ama dediği her şey net bir şekilde duyulan San'ın sesiyle yatağımdan kalkıp kapıya yaklaştım. misafirlerimizin kim olduğunu bilmiyordum. tanrım, şimdiye kadar.
"şu siktiğimin işine dahil olma San. ne yaptığımı gayet iyi biliyorum."
Jongin, kardeşinin tersine sesini alçaltma gibi bir çabaya girmeden konuştuğunda kulağımı istemsizce kapıya yasladım.
"bak jongin, hiçbir şey bildiğin yok. sana durduk yere böyle davranmıyor. bugün Jennie'yi ektiğini öğrenmiş. bu yüzden sana sinirli. bu birliktelik için ne kadar çabaladığını biliyorsun. yıllardır Bay Kim, kızını ailemize dahil etmeye çalışırken işler bir anda tersine döndü."
dudaklarımı kapatıp nefesimi tutarken bakışlarım yere indi. bir süre oluşan sessizliğin ardından San'ın iç çekişi duyuldu. sonrasında konuşmaya devam etti.
"ayrıca şirket birlikteliğini geçtim, babamın jennie'ye ne kadar düşkün olduğunu bilmiyor musun? çocukluğumuzdan bu yana onu hep çok sevdi. Jennie'yi üzüyor olma ihtimalin babamı delirtiyor."
açıkçası onun ailesi tarafından bu kadar sevildiğimin kesinlikle farkında değildim. bana sadece adıma geçecek şirket için iyi davrandıklarını düşünüyordum ve aslında bi yerde haklıydım da.
Jongin hala sessizliğini korumaya devam ederken San bir şeyler homurdandı, tam duyamadım. ardından "Jongin bugun neden onunla buluştun?" diye sordu. sesi öfkeliden çok üzgün geliyordu. abisine acıyor gib bi hali vardı.
"konuşmak istediğini söyledi."
"hayır diyebilirdin."
"önemli olduğunu söyledi."
"jongin, eunbi seni aldattı."
"gözümle görmedim."
"sehun gördü."
"ama ben görmedim."
Jongin son cümlesinde sesini biraz fazla yükselttiğinde kapıdan biraz uzaklaştım. neden anlamadım, biraz kırgın hissederken derin bir iç çektim. gözlerim yere daldığında konunun tekrar bana gelişini dinledim. san bir kez daha abisini beklemeden konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
end game || jenkai
Fanfictionkafamdaki, tam şu an cidden komik olduğunu düşündüğüm beret ve birbirine doladığım kollarımla karşısına dikildiğimde gözlerimi devirdim. "ben," diye konuşup ona baktığımda ne yaptığımı veya aklımı nerede kaybettiğimi inanın bilmiyordum. "ben senin s...