15

205 29 4
                                    


yeni yılın on birinci gününü dakikalar önce tamamlamış, saatin gece yarısını geçişini karşımdaki kocaman saatten izlerken yorgun gözlerimi yavaşça kapattım.

"anlamıyorum. neden? gitmeden önce neden böyle gereksiz yasaklar dayatıyorsun bana?"

anneme bir kez daha aynı soruyu yönelttiğimde derin bir nefes aldı. "az sonra bu kapıdan çıkacağım ve kocaman bir ay burada olmayacağız jennie. seni bir şekilde kontrol altında tutmam gerekiyor. arkadaşlarını, etrafındakileri tanıyorum."

avuç içlerimi yüzüme kapattığımda sakinleşmeye çalıştım. "gece yarısından önce evde olmalıyım, pekala anladım. dışarıda yatıya kalmak yok, bunu da anladım. okulumu aksatmamalıyım falan her şey tamam ama neden sırf siz burada olmadığınız için doğum günümü kutlayamıyorum? gerçekten. saçmalık." sinirlice konuşup bir türlü anlam veremediğim kuralı onunla paylaştım. karşılaştığım tepki ise hala aynıydı. gözlerini telefonundan saniyelik çekip yüzüme bakmış, tekrar telefonuna dönmüş ve "itiraz istemiyorum." deyip konuşmayı bitirmişti.

ardından babam oturduğu yerden kalkmış henüz erken olmasına rağmen tartışmamızdan sıkıldığını söylemiş ve annemle birlikte çıkmıştı evden. onlar uzun bir tatil yapmak üzere evi terk ederken sadece arkalarından bakakalmıştım.

o gece içimde bir huzursuzluk baş gösterdiğinde bir türlü dalamamıştım uykuya. sabaha kadar evin içinde dolanmış, mor göz altlarımı yogun bir makyajla kapayıp gitmiştim okula.

göğsümdeki beni boğan his her geçen saniye katlandığında günlerdir her yerde aradığım ama bir türlü karşılaşamadığım yüzüyle karşılaştım.

onu merak ederek geçirdiğim on günün sonunda jongin yanındaki kız arkadaşının elini sıkıca tutmuş bir şekilde karşıma çıktığında gözlerimi kenetli ellerinden çekmedim. parmaklarım çantamın kolunu sıkarken neden bu kadar sinirlendiğimi de anlayamadım bir türlü.

benim aksime o ikisi durduğunda bacaklarımı adım atmaya devam etmeleri için zorladım. soğuk havaya rağmen taktığım siyah güneş gözlüklerimin bakışlarımı saklamasını umarken yanından hızlıca geçip gitmeyi istedim sadece. yanından geçip gidecek, sıkıca tuttuğum nefesimi verecek ve rahatlayacaktım.

ama öyle olmamıştı. okulumuzun kapısına yöneleceğim esnada kavramıştı jongin kolumu. dik tuttuğum çenemle ona döndüğümde sağ gözünün biraz altı çekti hemen dikkatimi. tam olarak belli olmayan ama yine de varlığını gösteren morluk güneş gözlüklerimi çıkarmama sebep oldu.

eunbi'nin elini bıraktığında başıyla ona okullarını işaret etti. eunbi etrafımızdaki herkese bakındığında parmak ucuna yükselip jongin'in yanağına bir öpücük kondurdu. ardından "sakin ol, sevgilim." diye fısıldayıp bizi yalnız bıraktı.

uzun zamandır sakladıkları ilişkilerini sonunda insanların da bilmesini istemişlerdi anlaşılan.

"neden böyle bir şey yaptın?" dediğinde hareket eden dudakları arasındaki yarayı gördüm. başımı hafifçe öne eğip derin bir nefes aldım ve gözlerimi yumdum. hissettiğim suçluluk duysunu ve endişeyi bastırmaya çalıştım sadece. "ne yapmışım, jongin?"

parmakları hala bileğimi sararken "babama o gün ne söyledin, jennie?" diye yanıtladı beni. dudaklarımı alaylı bir gülüş sardı. öfkeme yenik düşüyordum yine. ona karşı hissettiklerim bir hiç olmuştu gözümde. kırıcı konuşacaktım. hep böyle olurdu. sinirlenir, etrafımdaki herkesi kırar ve uzaklaştırırdım kendimden. "neden jongin? gördüğün fiziksel şiddet yüzünden beni mi suçlayacaksın? inan bana, bu benim yıllardır gördüğüm psikolojik şiddetin yanında hiçbir şey."

bileğimi tutan eli gevşediğinde yüzünü yüzüme yaklaştırdı "bana neden vurdu biliyor musun jennie? seni tavlayamadığım için değil, o eninde sonunda bana kapılacağından emin." dedi. yüzüm ciddileşirken gülme sırası ondaydı. "bana vurdu çünkü kız arkadaşımdan ayrılmamı istiyordu. ve ben istemiyordum."

parmaklarımı yüzüne çıkarıp gözünün altını okşamak istedim ama bugün rolleri değişmiş gibiydik. jongin bugün hiçbir şey dememe izin vermeden beni kırmaya devam ediyordu.

"ailenin gözünde şirketini büyütmek için doğru kişiyle evlenmesi gereken bir kız çocuğundan fazlası değilsin. sevgisiz büyüdüğün için böyle olmadın mı zaten? babam için ailenin onay vermiş olması yeterli. ailen için de benim onay vermiş olmam. kimse, hiçkimse senin ne istediğini umursamıyor. sen sadece kendini kandırmaya devam ediyorsun."

gözlerim dolmuş, parmaklarım yumruk halini almışken elimi havalandırıp omzuna vurdum yavaşça. dudaklarımı aralayıp bir şey demek istesem de dun geceden beri beni boğan his izin vermedi buna. gözlerini yumup kırgın bir nefes verdiğinde tekrar konuştu. "seni seviyorum jennie, sana değer veriyorum ama," başını olumsuzca iki yana sallarken "tüm ilişkimizi keselim. artık ailenin baskılarıyla uğraşmak zorunda değilsin."

bir kere daha ona vurmaya yeltendiğimde boşluğa düştü elim. bir adım geriye gitmişti ardından sırtını dönmüştü bana.

yıllar önce en yakın arkadaşımın yaptığı şeyi hatırladım. sahneler oldukça benzer geldi aslında. sorun aynıydı, sebepleri aynıydı, gidişleri aynıydı.

ikisi de sırtını dönmüştü bana.

aniden dizlerimin üzerine çökmüş, ellerimi yüzüme kapamıştım. açıkçası umursamamıştım etrafımki insan kalabalığını. beni boğan bu histen nasıl kurtulabileceğime odaklanmıştım sadece.

Jiwon önümde çöküp ellerimin üzerine ellerini koyana kadar öyle oturmuştum. "nefes almayı," dedi. burnundan derin bir nefes alıp ağzından verdiğinde tamamladı cümlesini. "biri ne zaman ailenle ilgili bir şey dese nefes almayı unutuyorsun, Jennie."

||

eve dönmüştüm. okul bahçesinden içeri dahi giremeden eve dönmüştüm. kuzenimden beni bırakmasını rica etmiş, onu tekrar göndermiştim okula.

evdeki tüm çalışanları yollamış, telefonumu kapamış yıllardır köşede süs gibi duran gitarımı almış ve uzanmıştım yatağıma.

saatlerce parmaklarımı rastgele tellerin üzerinde gezdirmiş, bir şeyler mırıldanmış biraz da göz yaşı akıtmıştım. bir şarkı yapma kararı almıştım kendime. rastgele çaldığım her şeyi kaydetmiş, aralardaki ağlamalarımı dinlerken tekrar tekrar ağlamıştım.

ning o gece eve gelmemişti. ocağın on biri bir zehir olmuş, kanıma işlemişti.

işte o gün biraz daha delirmiştim.

end game || jenkai Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin