'Aradan birkaç gün geçmiştir... Eda üniversite zamanında aldığı eve gider.. Oldukça pis ve havasızdır... Orayı güzelce temizler ve yaşanabilir hale getirir... Telefonunu açtığında, telefon kilitlenir.. Yaklaşık, sadece Serkan'dan 200 arama vardır... Halası, ablası, kızlar... Herkes binlerce mesaj atmış, yüzlerce kez aramıştır.. Bu duruma ne kadar üzülse de yapmak zorundadır... Serkan ise geçen 3 günün ardından hasta olmuş, yemek yememiş, yanına kimseyi yaklaştırmamıştır... Aydan ne yapsa sözünü dinletememiştir... 2. Günün sonunda bayılır ve hastaneye kaldırırlar... O sürekli Eda diye sayıklıyordur... İkisinin de kalbinde bilmedikleri bir ağrı vardır... '
S:Neredeyim ben? Eda nerede? Geldi mi? Bırakmadı beni değil mi?
Ayd:Serkan, yapma oğlum böyle.. Bak çok hastasın. Doktorlar zar zor sakinleştirdi seni zaten..
S:Ben Eda'yı istiyorum! Onu getirin bana! Eda!
' Serkan defalarca bağırır... Sonunda da yorgun düşüp annesine arkasını dönerek yatar... Sessiz sedasız ağlamaya başlar... Günlerdir, hatta haftalardır gece kabuslarında gördüğü şey gerçek olmuş, sonunda Eda onu bırakıp gitmiştir... Eda o gün evinden çıkmış, biraz İtalya havası almıştır.. Orada olan en yakın arkadaşının yanına gider.. Önceden hep buluştukları Cafe'de buluştular °Farklı bir dil konuşuyorlar ama ben Türkçe yazıcam°'
Alessia(Al):Edaa, çok özlemişim seni!
E:Bende Alessia.. Ah bir bilsen neler oldu.. Kalbimi Türkiye' de bıraktım..
Al:Ne? O ne demek ya? Sen neden Bembeyazsın? Hasta mısın?
E:Hayır.. Hasta değilim.. Benim bir erkek arkadaşım vardı.. Onu orada bıraktım.. 3 gün oluyor... Kimse'ye de haber vermedim..
Al:Sen delirdin mi Eda! Ayfer Abla nasıl üzülmüştür! Hele erkek arkadaşın! Nasıl bir adam? Seni çok merak eder mi?
E:Adı Serkan.. Serkan Bolat... Merak eder-
Al:Şu ünlü Serkan Bolat mı!? Sen şaka mısın! Tüm İtalya o adamı konuşuyor! Türkiye'de haberler çıkmış Serkan Bolat hastanelik oldu diye! Sabah onlara bakıyordum!
E:Ne? Hastanelik mi olmuş? N-ne zaman! Allah'ım ne olur bir şey olmasın!
Al:Yani sadece hastaneye kaldırıldı yazıyordu.. Hatta dün İtalya'nın magazin programlarında çıktı.. Sen görmedin mi?
E:Hayır! Allah Kahretmesin Beni! Off...
'Herkes Eda'ya bakmaya başlar.. Eda çantasından telefonu almaya çalışırken gözleri kararmaya başlar... Telefonu alıp başını kaldırınca da çok geçmeden bayılır... Gözlerini Alessia' nın evinde açar.. '
Al:Heh, iyi misin Eda? Off çok korktum!
E:Neredeyim ben? Serkan nerede?
Al:Eda, benim evimdeyiz.. İstersen burada kal bu gün..
E:Olmaz! Ama Türkiye'ye de dönemem.. Ben en iyisi kendi evime gidiyim..
Al:Ama olmaz, ya yine bayılırsan?
E:Bir şey olursa ararım ben seni..
Al:Tamam, ama eve gidince ara mutlaka..
E:Bu huyunu benden kaptın değil mi?
Al:Türk damarı var bende! 😂
E:Deli kız!
'Eda zorla güler ama içi kan ağlıyordur... Yavaş yavaş, evleri yakın olduğu için yürüyerek evine gitmek ister... Sokakları izleye izleye geçer.. Evinin çok yakınındaki kahveciden en sevdiği kahveyi almak ister.. Ama kahveciye girer girmez yine başı dönmeye başlar. İlk bulduğu masadaki sandalyeye oturur.. Bir su ister... Suyu yavaş yavaş içer... Böyle bir durum olsa Serkan'ın neler yapacağını düşünür... İşte o an, hiç olmadığı kadar pişman olur... Dediği her şey için, ağzından çıkan her söz için pişman olur... İstemsizce ağlamaya başlar. Oradan geçen her insan ne oldu diye bakıp geçiyordur, hepsi geçici ama Serkan? O geçici biri miydi? Hayatını bütünüyle etkileyen, her zerresine aşık olduğu biriydi Serkan... Eda'nın mektupta yazdığı gibi, Eda Serkan'ın olmadığı bir yerde yapamazdı, yaşayamazdı... O an o kadar canı yandı ki... Suyun parasını ödedi ve kalktı.. Ellerini cebine sokup başını öne eğdi... Yürümeye başladı... Evine geldiğinde kafasını kaldırıp koca binaya baktı.. O büyük binanın içinde her şey vardı... Yemek, su, yatak, insanlar... Ama o yoktu, huzuru yoktu... Kalbini tutarak yukarı çıktı.. Karnına bilmediği, hiç yaşamadığı bir ağrı girdi.. Koltuğa kendini attığında ise ağlamaya devam etti... '
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ev Arkadaşım 🤍 [TAMAMLANDI]
Romance'+18 Unsurlar İçermektedir' -Bir EdSer Hikayesidir 🤍 -Her Yerde Sen Hikayesinin Bir Kısmından Esinlenilmiştir' 'Bu Evden Sen Gidiceksin, Serkan Bolat!' 'Hayır Eda Yıldız, Sen Gideceksin!'