1. BÖLÜM

4.8K 129 212
                                    

Her yeni başlangıç, yeni bir umudu da beraberinde getirir. ~Canan Tan~

Bugün yeni bir hikaye daha doğrusu yeni bir başlangıç yapıyorum. Umarım bu yeni başlangıç kitabıma ve bana uğur getirir.❤️

Şimdiden kitabımı okuyup şans veren herkese teşekkür ederim ❤️❤️

İyi okumalar❤️💋

Medyada Bade Yıldız.

1. BÖLÜM

Bugüne kadar, iyi bir aileye ya da iyi bir arkadaşa sahip olmamıştım. Benim için aile kavramı sarhoş ve kumar batağına düşmüş bir baba, yalnız ve savunmasız benden ibaretti. Bu da beni kendi ayaklarımın üzerinde durmaya zorlamıştı ve zamanla hayatımın amacı kendi kendimi yetiştirip bütün zorlukların üstesinden gelmek olmuştu. Peki bu acı ve bir o kadar yıkık ben kim miyim? Ben Bade Yıldız. Bu hikayede tüm zorluklara rağmen ayakta durmaya çalışan, güçlü ve bir o kadar yorgun masum bir kız.

"Bade kızım pastaları ben hazırlarım. Sen müşterilerle ilgilen."
Düşüncelerimi ara verip Hülya teyzeye bakıp gülümsedim.
"Tabi hemen ilgileniyorum Hülya teyze."

Küçük bir pastanede çalışıyordum ve sahibi ise Hülya teyzeydi. Bundan tam 5 yıl önce ben çok zor bir durumdayken işe almıştı. O zamandan beri de yanında çalışıyordum. Gerçi benim gibi kumar batağı ve içki bağımlısı olan bir babanız varsa her an zor durumda olursunuz.

Müşterinin yanına gidip menüyü uzattım.
"Ne istersiniz efendim?"
Yüzünü şapkayla gizleyen müşteri menüye baktı ve ardından masaya fırlattı.
"Ne yapıyorsunuz?"
Başındaki şapkayı çıkarıp gülerek bana baktı.
"Burada tatlı bir bayanın çalıştığını söylediler bende onun için geldim."
Karşımda Hülya teyzenin oğlu ve benim en yakın dostum Fırat'ı görmem ile boynuna atladım.
"Fırat ne zaman geldin?"
Beni kucağına alıp sıkıca sarıldı.
"Bugün geldim. Sürpriz yapmak istedim."

Fırat ile burada çalışırken tanışmıştım. O günden sonra tek arkadaşım ve sırdaşım olmuştu. Ama askerlik yapmak için gitmişti ve o günden sonra pek görüşememiştik. Özlemiştim bu deli çocuğu.
"Delisin sen. Hemen Hülya teyzeyi çağırıyorum."
Fırat'tan ayrılıp koşarak Hülya teyzeyi çağırmaya gittim.
"Hülya teyze Fırat gelmiş."
Hülya teyze elindeki pastayı tezgâha bırakıp koşarak yanıma geldi.
"Ay oğlum mu gelmiş?"

Koşarak oğlunun yanına gidip sarıldı. Onları uzaktan izleyip hüzünle gülümsedim. Annem canlandı gözümde. Saçımı okşayışı geldi aklıma. Ölmeseydi belki biz de böyle olabilirdik. Belki her şey daha güzel olurdu. Belki bu hayatı tek başıma omuzlamak zorunda kalmazdım.

"Hey küçük fare gel buraya."
Düşüncelerimi bölen Fırat'a bakıp mızmızlandım.
"Hâlâ mı küçük fare diyorsun bana? Ben 20 yaşındayım Fırat sence küçük mü duruyorum?"
Tamam minyon bir tipim vardı ve yaşımdan oldukça küçük gösteriyordum. Ama yine de küçük fare demesi kendimi 15 yaşında ergen gibi hissettirmişti.
"Olabilir ama sen benim küçük faremsin bunu unutma ufaklık."
"Ufaklık mı? Görende beni 15 yaşında ergen seni ise abim sanır. Ben 20 sen ise 24 yaşındasın beyefendi bence bunları söylemekten vazgeç. Artık eskisi gibi çocuk değiliz."
Burada tanıştığımız ilk günden beri bana küçük fare ve ufaklık derdi. Önceleri ikimiz de çocuktuk bunu pek sorun etmiyordum ama artık kendimi ergen gibi hissettirdiği için pek sevmiyordum.

Yanıma gelip saçlarımı karıştırdı.
"Demek abi ha."
Gülüp koluna girdim.
"Evet abicim."
Dediğim şeyle önce biraz sersemlesede sonra beni kollarının arasına alıp kulağıma fısıldadı.
"Sana kaç kez söylemem gerekiyor Bade bana abi deme."
"Tamam patron kızma."
"Ha şöyle kızım ya. Abi neymiş."

MÂHİ (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin