45. BÖLÜM

929 30 2
                                    

Merhaba ❤️❤️

Bugün çok da uzun olmayan kısa bölüm yayınladım. Bölümü uzun uzun yazıp sizi mutlu etmek isterdim ama son zamanlarda yeni bölümlere pek vakit ayıramıyorum. Bu yüzden hepinizden tek tek özür dilerim. Ama söz veriyorum yeni bölümde telafi edeceğim. Hepinize iyi okumalar bebeklerim ❤️❤️❤️

45. BÖLÜM

BARAN'IN ANLATIMINDAN

Bu hayatta kaç kere canımla sınanacaktım. Kaç kere canımdan olacaktım. Daha kaç kez sevdiklerimi kaybedecektim.

Dikiz aynasından üzerimdeki kan lekesine bakıp kaşlarımı çatarken arabamın içinde çalan telefona aldırmayıp üzerimdeki gömleği çıkarıp arka koltukta fırlattım. Arka koltuktan temiz bir gömlek alıp üzerime geçirdim. Gömleğin düğmelerini yavaşça ilikleyip yüzümdeki kurumuş kan lekelerine baktım. Elimi kaldırıp yüzüme dokunduğumda gözlerimi sıkıca kapatıp fısıldadım.
"Nasıl koruyamadım ben sizi? Nasıl yetişemedim ben? Nasıl kurtaramadım ben?"

Öfkeyle başımı direksiyona koyup ellerimde ki kan lekelerine baktım.
Ellerime bebeğimizin kanı bulaşmıştı. Bade ile bizim bebeğimizin kanı...
Gözlerim sıkıca kapatıp derin bir nefes alıp başımı direksiyondan kaldırdım. Torpidodan ıslak mendil alıp yüzümdeki kurumuş kan lekelerini dikiz aynasından bakarak sildim. Elimdeki mendil kıpkırmızı olurken ağlayarak elimdeki mendili fırlatıp yeni bir mendil daha aldım.
"Ben çok kötü bir adamım..."
Sol yanağımdaki kurumuş kan lekelesini silip derin bir nefes aldım.
"Ben çok kötü bir kocayım..."
Gözlerimi sıkıca kapatıp ağladığımda başımı ellerimin arasına alıp defalarca kez kendime vurdum.
"Ben çok kötü bir babayım..."

Ellerimi başımdan çekip dikiz aynasından kendime bakarak sol yanağımdaki kurumuş kan lekelerini de silip avuç içime baktım.
"Bu eller seni kurtarmaya yetmedi..."
Islak mendili elime alıp öfkeyle avuç içimi temizledim.
"Ama bunun sorumlusu olan o adamı öldüreceğim."
Elimdeki kanlı bezi kenara fırlatıp ardından yan koltuktaki siyah ceketimi alıp arabadan indim. Karşımdaki polis karakoluna bakıp öfkeyle solurken ceketi üzerime geçirip yakasını düzelttim.

Belimdeki silahı kontrol edip karakola doğru yürüdüm. Kapının önünde ki bir polis bana bakıp önümü kesti.
"Siz... Emre komserimin arkadaşı Baran Bey değil misiniz?"
Rahatça gülümseyip konuştum.
"Evet ben Emre komserinin arkadaşıyım. Kendisini görmeye gelmiştim."
Önümden çekilip yürüdüğünde bende arkasından yürüyüp etrafa baktım.
"Emre konserim bir operasyona gitmişti. İsterseniz sizi odasına götüreyim."
Üzerimdeki ceketi düzeltip sakince konuştum.
"Aslında ben buraya Emre'yi değil de başka bir arkadaşımı görmeye gelmiştim. Kendisini galiba içeriye almışsın."
Olduğu yerde durup arkasını dönerek bana baktı.
"Arkadaşınız kim di?"
"Yaman Soylu."

Bir anda kaşlarını çatıp boğazını temizleyerek konuştu.
"Az önce geldi. Kendisi şu an nezarethanede. Emre komserim geldiğinde arkadaşınızı özel olarak sorgulayacak. Sorgudan önce de görmeniz mümkün değil."
Sıkıntıyla nefes alıp gülerek konuştum.
"Anlıyorum ama Emre'nin haberi vardı. Yani o görebileceğimi söylemişti."
Önüne dönüp yolunu değiştirirken bende arkasından yürümeye başladım.
"Anlıyorum sizi ama dediğim gibi görmeniz şuan mümkün değil."
"Sadece bir kaç dakika görmem yeterli. Hem Emre'nin bana izin verdiğini söylemiştim."
Nezarethanenin önüne geldiğimizde cebindeki anahtarı çıkarıp konuştu.
"Maalesef ki Emre komserim bana öyle bir bilgi geçmedi. Bu yüzden pek mümkün değil."
Elindeki anahtarla uzunca bakıp gülerek konuştum.
"Peki o zaman. Ben de kendisini sonra görürüm."

MÂHİ (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin