" Güvenin temelini oluşturan o şey bizim için vazgeçilmezdi. O şey ise...sadakat idi."
6
Yılları kapsayan koca bir geçmişe sahiptik. Elimizden avcumuzdan her şeyimiz gitse de deneyimlediğimiz iyi ya da kötü olan tüm şeyler bizimle kalıyordu. Belki yaşamımızda kayıp verilmiş ve canımız çok yanmıştı. Ya da çok mutlu ve huzurluyduk.
Her neyse işte. Bir şekilde deneyimlerimiz olmuştu. Bilmediğimiz o duyguları da yaşayarak öğrenmiştik. Sevgiyi ve şefkati biliyordum. Ben kin ile öfkenin ne demek oldugunu ögrenmeye başlıyordum. Bu duygular bana hem bir o kadar yabancı hem de bir o kadar iyi geliyordu. Aslında bunu biliyor ama yeni hatırlıyor gibiydim.
"Beni dinlemek zorundasın."diye konuşan Ladin tam gözlerimin içine bakıyordu. "Ben hiçbir şey kaybetmeyecegim. Hala bunu anlamış değil misin? Şartlarımı yerime getirmeyip inat ettiğin sürece tek cezayı sen çekeceksin, Efra."
"Konuşmak da dinlemek de istemiyorum. Lütfen dışarı çıkar mısın?"
"Hayır dışrı filan çıkmıyorum ve sende bana bakıyorsun." Ladin'in elleri çeneme sarıldığında mavi gözlerimi siyah gözlerine dikmem için beni zorladı. "Beni ister iste ya da ister isteme ama dinleyeceksin."
"Çek ellerini üzerimden!"
Her ne kadar elimin teki kelepçe ile güvenlik amaçlı baglı olsa da kendimi duvara dogru çektim. O kan kokan eller...tenimle temas halinde olması zihnimde annemin bedeninden akan kan damlalarını getiriyordu.
"Pekala..."Burnundan derin bir nefes alıp verdikten sonra kara kömürü saçlarını karıştırıp bana sabır diler bakışlarla baktı. "Bak Efra. Sana saatlerce beni dinle diye laf yetiştirmeyecegim. Felin nasıl bu kadar inatçı bir kız dogurdu hiç bilmiyorum. O çok sakin ve çıkarların baglı bir kadındı oysa ki..."
"Sakın..."diye başlamıştım ki sözüme hızla lafımı kesti.
"Anlıyorum bu konuda hassasiyetin var ama yavaş yavaş gözlerini açıp etrafına bakmalısın. Bu kadar saf olma Efra."
"Ne istiyorsun benden? İstediğin şey ne ise şuan gerçekten yaparım ama sakın...benim hayatıma karışma Ladin."
Gülümsedi ve,"Pekala."dedi. "Zaten ne istediğimi gayet iyi biliyorsun. Seninle konşmuştuk. Sadece iki şartım var."
"Evet biliyorum."dedim. Sesim hem kısık çıkmıştı hem de söylerken bu emin oldugum durumdan şüphelenmek istemiştim. Billiyordum değil mi? Evet. Çok iyi hatırlıyordum ne istediğini.
"Güzel." Dudakları sol yana dogru kıvrılırken sol eli sag kolunu avuçlayarak gözleri gözlerime dikeldi. "O halde cevabın nedir?"
"Yapmak istemiyorum...seni sevindirmek istemiyorum...ama..."
"Ama...?"diye sordu beklenti dolu gözleriyle.
"Kabul ediyorum."
Dudaklarımdan dökülen iki kelime ile bayram eden yüzünde koca bir gülümseyiş oluştu. "Harika..."dedi ama sonra bir anda susarak bana sorgu dolu gözlerle baktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGESİNDE
Mystery / ThrillerBilinmeyen bir geçmiş yaşanılmamış bir geçmiş değildi. Efra sıradan hayatında yaşanmaya başlayan anı değişimlerle, annesinin ölümünün hemen ardından onu canı pahasına korumakla görevlendirilen Aral Gökay ile geçmişin peşine düşecekti. Geçmişin kanlı...