"Her oyunun bir kurucusu olurdu. Ancak bu oyunda işler daha farklı ilerliyordu..."
22
Kanın kırmızlığına boyanmış nemli bir beden yatıyordu yerde. Eller bağlanmış ve tek yapılan şey sessiz kalarak diğer bedeni aramak olmuştu. Acının en dibine çökmüşlerdi her bir kişi. Umut ediyorlardı ki her iki bedenin de izlerini bulabilsinler.
Tüm çeteler hastanenin kapısına yığılmışlardı. Siyah arabalar Arles'in özel hastanesinde ordu kurmuş durumdaydı. En beklenmedik kişiler bile yer almıştı hastanede ve tek bir kişinin yaşamını tespit ediyorlardı. Efra Altan Erez. Her iki güçlü soy ismi de taşıyordu. Onun ölmesi demek bir katliamın oluşması demek oluyordu.
İkiz kardeşlerin varlığını sürdürdüğünü artık herkes biliyordu. Öz kardeşler buluştuğu ilk anda önüne geçemeyecekleri hırs ve düşmanlıklar bedenlerini sarsmıştı. Zihinlerini tamamen ameliyat masasında yatan bedenin kime ait olduğu ile doluydu.
Azer adımlarını bahçeye adımlayıp havada ki oksijeni ciğerlerine derince çekti. Başını havaya kaldırdı ve gözlerini kapadı. Şiddetli rüzgarın vurucu etkisi onun siyah saçlarını uçuştururken kalbinde durduramadığı bir sancı vardı. Herkesi bir araya toplayan Azer olmuştu. Olanları olğunlukla anlatan...
Onca şeye rağmen Azelya'nın yaşıyor olması bir yana, Efra'nın kardeşi çıkması onu şaşkına çevirmişti. Zorlukları üstesinden beraber geldikleri kız. Noir çökeceği endişesi ile yıkıldığında Efra kaldırmıştı onu ayağa. Aral'ın, Azelya'ya yaptıklarını anlatarak onun canını yakmıştı. Kardeşlerdi. Akla sığacak türden değildi...
Elleri ile saçlarını karıştırdı ve kara kömür gözleri etrafta gezindi. Siyah hareleri bankta oturan iir bir bedene değdiğinde dudakları arasından sesli bir nefes çıkıverdi. Her şeye aksin o Aral'ın daha çok acı çektiğini düşünüyordu. Belki Azelya'yı sevmemişti ama bir zaman geçirmişlerdi. Ardından ise Azelya'yı öldürmüştü...Sonra Efra'yı tanımış ve onu koruma altına alırken farklı oluşu ve doğallığı etkilemişti onu. En sevdiği ve geçmişine sahip olan kız arasında kalmıştı.
Düşününce aklı zorlanırken bu şeyleri onların yaşamış olması çok farklıydı. Adımlarını onun yanına doğru attı. Her adımında sanki ona olan düşmanlığı yok oluyordu. Kardeşi onu aldatmıştı ve karşılığında o da onun doğasında olan şeyi yapmıştı. Ona zarar vermişti. Azelya yaşıyordu ve düşmanlık sona ermişti. Şimdi ise asıl düşmanı alt etme vaktiydi.
Azelya Erez...
O en büyük düşmandı.
Efra'yı da unutmamak lazım tabii.
Yanına geçip oturdu ve hemen ardından elini omzuna yerleştirdi Azer. "Nasılsın dostum?"
"Bok gibi."
Derin bir nefes aldı ve gülümsemeye çalıştı. "Zor şeylerdi. Hala çok zor ama sen üstesinden gelirsin. Sen güçlüsün dostum."
"Bu sorumluluğu alabilecek kadar güçlü değilim."
"Efra'nın ölecebilecek ya ölmüş olmasını mı?" diye sordu Azer.
Aral kafasını kaldırıp ona baktığında karşı çıktı ancak karşı çıkamadı. Aralık dudakları kapandı ve hemen ardından başı tekrardan eğildi. Kaldıramayacağı tek şey buydu. Efra'nın ölebilecek ya da ölmüş olması.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGESİNDE
Mystery / ThrillerBilinmeyen bir geçmiş yaşanılmamış bir geçmiş değildi. Efra sıradan hayatında yaşanmaya başlayan anı değişimlerle, annesinin ölümünün hemen ardından onu canı pahasına korumakla görevlendirilen Aral Gökay ile geçmişin peşine düşecekti. Geçmişin kanlı...