"Kaybolması ümit edilen anılar, aksi görünmez bir yapbozun parçası gibi yavaş yavaş karşımıza çıkıyordu."
18
*
Dünyaya gelmemizin nedenleri her zaman insan aklını zorlamış bir düşünce olmuştu. Tek bir neden uğruna gelmemiştik bu dünyaya. Evet. Bazen soruşturup, anlamını bulmak istedik. Karşımıza çıkan sonuçlar bizleri tatmin etmedi. Beklediklerimiz değildi bunlar. En sonunda ise cevabı biz bulduk.
Sadece yaşamak için nefes almıyorduk.
Zaman doluyordu ve insanlar çaresizce boş bir kapıyı izliyordu. Herkes kapılara dizilmişti. Tek bir kişi için bekliyorlardı. Aslında kim olduğunu bilmedikleri bir kişi için...
Azelya mı?
Efra mı?
Bir gül, güzelliği kadar zararıyla da büyülerdi insanları. Bu bir lanet idi. Vazgeçilmeyen bir güzellik. Uzaktan bakıldığında o kadar enfes ve nefes kesiciydi ki. Ama yaklaştıkça...değişiyordu. Çok fazla değişiyordu hem de. Güzelliği ona zarar veriyordu. Acı. Dokunmaya başlarken dikenleri batıyordu ellerine. Canı acıyordu ama büyüsü içindeyken gitmesi imkansızdı.
Keşke.
Keşke anlasaydık.
Dış güzellik kadar acıtan bir zararı olduğunu anlasaydık.
Kapının diğer tarafında kalan her bir beden çökmüş gibi duruyordu. Doktorlar harıl harıl çalışıyor, genç kızı kurtarma ümidi ile saatlerini ameliyathane'de harcıyorlardı. Bir hasta....bir kişiden fazla kişinin hayatını taşıyordu avuçları arasında. O hasta kapıda bekleyen her bir kişiyi parmağında oynatabilirdi.
Her pişmanlıgın bir bedeli vardır.
"Engel olmalıydık." dedi Aral çaresizce.
Duvara yaslı bedeni yavaşça yere çökerken, gözleri uykusuzluğun verdiği bitkinlikle kıpkırmızı olmuştu. Ayakta kalan herkes ona baktı manalı bakışlarıyla. O Aral. Hikayenin başını bildiği gibi sonunu da tahmin etmişti. Ama vazgeçememiş...kendini kaptırmıştı. Sonunda olacaklardan da o sorumluydu.
Eğer içeride ki kişi Efra ise...
O bedeli kısa süreli değil...tüm ömrüyle çekecekti.
"Engel olamazdık." dedi Azer hızla.
Aral'ın karşısına geçti ama eğilmedi. Aral Azer'in sadece ayaklarını göz hapsine alabilirken Azer konuşmasını sürdürdü. "En başından beri Efra'nın gerçeği öğreneceğini biliyorduk. Azelya ve o...klon gibiler. Ayırmak imkansızdı."
"Ben ayırabilirdim!" diye bağırdı. "İkisini de yeterince tanıyorum! Onların birbirlerini asla görmemesi gerekiyordu! O ölmeliydi!"
"Azelya benim kardeşimdi!"
"Sakin beyler!" Ezra, Azer'i kolundan tutarak geriye çekti ve ardından onun kulağına eğildi. "Sesini yükseltmemeye dikkat et. Kapıda her iki tarafın da adamları var ve o iki taraf da bizim değil, Efra'yı koruyan taraflar. İçeride ki Efra değilse herkes infaz edilir."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGESİNDE
Mystery / ThrillerBilinmeyen bir geçmiş yaşanılmamış bir geçmiş değildi. Efra sıradan hayatında yaşanmaya başlayan anı değişimlerle, annesinin ölümünün hemen ardından onu canı pahasına korumakla görevlendirilen Aral Gökay ile geçmişin peşine düşecekti. Geçmişin kanlı...