"Kanın akışı ilk defa bu kadar acıtmıştı kalpleri..."21
Kırmızı...
Aşkın ve damarlarımızda akan kanın eşsiz rengi. Damla damla akışı vardı aklımda. Kanın insan bedeninden yere düşüşünün o tınısı vardı kulaklarımda. O zevkin doruğuna çıkışımın sevinci...ah...kanın vücuttan çıktığı an dudaklardan dökülen inleme ve çığlık sesleri...
Körelmişti kalplerimiz. Acının ve tecrübelerin karanlığa tutsak kalmış hali körelrmişti kalbimi. Bataklığın içine çökmemi sağlamıştı sevdiğim adam. Sevdiğim adam kalbimi paramparça etmişti. Kanın kokusu işlemişti duyu organlarıma. Hissediyordum. Acıyı ilk gün ki kadar derinden hissediyordum.
Aklımda kurduğum tüm plan Mahur'un Efra denilen kızı kendisiyle beraber kaçırmasıyla alt üst olmuştu. Planda yaptığım üstün değişiklikler ve hızlı geçişler sayesinde dört üyeyi de zifir hapiseneme getirmiştim. Aslında her şeyin başaldığı yere. Aral'ı ve diğerlerini tanıdığım yere...
Harabeye...
İçlerinden ilk gözlerini açarak uyanan benim Yakışıklım olmuştu. Gözleri yavaşça aralanırken duvara zincirli elleri kıpırdandı. Ellerini hareket ettiremediğinde ise kaslı kolları zincirleri çekiştirmeye başladı. Başaramadı ve homurdandı sertçe.
"S*keyim! Ne oluyor?"
Sırtımı dökülen duvara verip onu izlerken hiç almadığım kadar keyif aldım. Elleri ve kolları bağlı olmak güzel bir his olmalıydı. Gerçi o bana zarar verirken zincirlere gerek duymamıştı. Ama o çok güçlüydü. Onu ben zapt edemezdim. Hala ilk gün ki kadar ondan korksam dahi boyun eğmeye niyetli değildim.
Aralanan mavi gözleri etrafta gezinirken hemen ardından beni buldu. Kim olduğumu kavrayan zihni ile zincirleri daha güçlü çekti. "Bu sefer seni kimse elimden alamayacak Azelya! Geberteceğim seni! Aptal kaltak!"
Onun yüksek sesiyle diğerleri de kıpırdanırken, ona bakarak cıkladım. "Yıllar senin ağzını bozmuş sevgilim. "
"Efra..." diye mırıldandı Meriç. Gözleri yarı aralıktı ve bana anlamsız bakışlar ile bakıyordu. "Neden zincirler var ellerimizde? "
"Gerçekten bazen çok aptal olabiliyorsunuz." Dudaklarımda kötümser bir gülüş belirdi. İki adım öne çıktım ve sandalyeyi ter çevirerek oturdum. "Selamlar. Bir yanlışı düzeltelim. Efra değil...Azelya. Azelya Erez."
Bakışlarım Aral'ın kışkırtıcı gözlerinden Azer'e yöneldi. "Beni özledin mi kardeşim?"
"A-Azelya..." İri avuçları zincirleri sıkıca kavrarken dudakları aralık halini almıştı. "Ama nasıl? Sen...öldün."
"Sadece öldüğümü sanmıştınız..." Gözlerim Aral'a tüm hırsımla değdiğinde dişlerimi sıktım. "Mahur beni harabeden almasa ve bana yardım etmese ölmüş olacaktım. Biriniz dahi ne halde olduğuma dahi bakmadınız."
"Seni de o piç herifi de toprağın altına gömeceğim!" diye hırladı Aral. Her bağırışında sesi tüm harabede yankılanıyordu. "Kafanı yerinden sökmeliydim! Hayatta kalmana dair bir ümit vermemeliydim!!"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGESİNDE
Mystery / ThrillerBilinmeyen bir geçmiş yaşanılmamış bir geçmiş değildi. Efra sıradan hayatında yaşanmaya başlayan anı değişimlerle, annesinin ölümünün hemen ardından onu canı pahasına korumakla görevlendirilen Aral Gökay ile geçmişin peşine düşecekti. Geçmişin kanlı...