15.BÖLÜM

365 40 5
                                    

'ÇIĞLIK 3K OKUYUCUYA ULAŞTI! HEPİNİZE HİKAYEMİ OKUDUĞUNUZ ÇOK ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM. :)'

*NOT=HİKAYEYLE İLGİLİ SORULARINIZ VARSA SORABİLİRSİNİZ. :)*

   Ayakkabıların sesi bir adım daha yaklaştıkça içime dolan korku bin kat daha artıyordu.

''Sakın kaçmaya çalışma'' diye saçma bir uyarıda bulundu. Acaba benim kolay kolay ona teslim olacağımı falan mı sandı? Sanmasın. Yolun asfalt olmayan kenarları taşlıktı ve hemen ardında sık sık ağaçlar vardı. Yani ormandı. Hiç kıpırdamadan sadece gözlerimi hareket ettirdim ve büyük bir taşı gözüme kestirdim. Olabildiğince hızlı olursam onu alıp fırlatabilirdim ve ardından ormanın içine kaçabilirdim. Şimdiye kadar yapılmış en saçma kaçış planı olsa bile bunu yapacaktım. Yapmak zorundayım. Başka seçeneğim yok ki. Yol biraz daha gittikten sonra kıvrılıyor ve sonu görünmüyor. Direk olarak oraya koşsam, pek hızlı koştuğum söylenemez. Ayrıca beni yakalaması da oldukça olanaklı. Yaklaşıyor... Vücudum oldukça kasıldı ve bu beni tedirgin ediyor. Gelme, yalvarırım gelme. Yada gel. Gelirsen o taşı kafana yersin. Evet. Bu daha mantıklı. Aramızdaki mesafe yeterli olunca, olabildiğince hızlı hareket edip o taşı atacaktım. Geliyor... Ayaklarında botların olduğu belliydi. Çıkardığı sesten çok kolay anlabiliyordum. Bu onun koşmasını yavaşlatırmıydı? Pek farketmez Çünkü benimde ayaklarımda botlarım var.  Yaklaşıyor... Adımları oldukça yavaş. Daha da yaklaşıyor...

Hadi Emily, hareket etme zamanı! En hızlı halimle taşı aldım ve fırlattım. Acı bir şekilde bağırdığını duydum. Büyük bir hızla ormanlık alana doğru koşmaya başladım. Her yer karanlık. Ne tarafa gitmem gerektiğini bilmiyorum. Telefonumdaki feneri açsam? Olmaz fark eder. Koş. Koş ve koş. Ahh hadi ama bu gün çok fazla koştum. Yapacak başka bir şeyim mi var? O yüzden koşmaya devam. Sadece ay ışığı vardı ve bu hiç ama hiç yeterli değildi. Yine karanlık. Birkaç saniye durup nefes almaya çalıştım. Elimi ağaca yasladım ve dinlenmeye çalıştım. Dinlenmek için hiç iyi bir zaman değil. Nefesimi tuttum ve sadece etrafı dinledim. Yağmur sesleri arasından geldiğini duyabiliyordum. Botların kurumuş yapraklara bastığındaki sesini duyabiliyordum. Yakınımdaydı. Çok yakınımdaydı. Lanet olsun! Tekrar koşmaya başladığımda peşimden gelen sesleri duyabiliyordum. Bulmuştu beni. Gözlerimden akan yaşlar çok daha fazlalaşmaya başlamıştı. Yağmur yerleri çamur yapmıştı ve bu durumda benim koşmam daha yavaşlıyordu.

Korkuyordum. Artık inkar etmemin bir yararı yoktu. Karanlıktan, ölmekten, Peşimden gelenden, hayatımı kaybetmekten korkuyordum. Bunları düşünmekten yorulmuştum. Koşmak çare miydi? Yada kaçmak? Bilmiyorum. Sadece ağlamak geliyordu içimden, boğazımı umursamadan çığlıklar atmak geliyordu. Gırtlağım yırtılana kadar bağırmak, deli gibi ağlamak istiyordum. Yaklaşık 20 dakikadır koşuyordum ve sesler daha hala kesilmemişti. Asla pes etmeyecekti. Aynı şekilde bende pes etmeyecektim. Yüzüme çarpan dallar canımı oldukça yakıyordu. Peki umurumda mı? Tabi ki hayır. Durmam gerekiyor. Nefes almam ve dinlenmem gerekiyor. Arkama baktığımda hiç kimseyi göremiyordum. Ama sesler hala kesilmemişti. Ne taraftan geliyordu? Nefesimi tekrar tuttum ve etrafı dinledim. Ne taraftan geldiğini bilmiyorum fakat sesler hiç kesilmiyor. Başımla birlikte bütün gövdemi ağaca yasladım. Yağmur damlaları yüzüme düşüyor ve bu da benim gözlerimi kapatmamı sağlıyordu. Nefesimin düzelmesi çok zamanımı aldı. 5 dakika gibi bir süre bekleyip gözlerimi açtım.

Görebiliyorum. Oldukça uzaktaydı. Karanlık onu görmemi ne kadar zorlaştırsa da görebiliyordum. Yavaş. Çok çok yavaş bir şekilde yürüyordu. Elindeki bıçak en net görebiliğim şeydi. Kıpırdama Emily. Sakın kıpırdama. Nefesini olabilidiğince yavaş al. Seni görmesin. Görürse sonun olacağını biliyorsun. Birşeyler mırıldandığını duyabliliyorum.  Aslında çok yavaş bir şarkı gibi mırıldanıyordu. Gözlerim yanıyor ama ben korkumdan gözlerimi bile kapatamıyorum. Etraf birden öyle bir aydınlandı ki bütün orman göründü ve ardından gelen o kulakları bile  sağır edebilecek o gürültülü ses. Şimşek çakacak tam vakti bulmuştu. Yüzünü yine görememiştim. Tam benim hizamda ama oldukça uzak. Mırıltıları kesip gülmeye başladı. Resmen deli bu. Neden gülüyordu ki. Birden bana dönüp koşmaya başladı. Tekrar ve tekrar lanet edip bende koşmaya başladım.

ÇIĞLIK (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin