16.BÖLÜM

392 37 4
                                    

      'MEDYA ROSALİE'    

*MULTİMEDYA EMİLY'NİN SÖYLEDİĞİ ŞARKI *

  Aramızda 15 adım var yada yok. Saat  03.26. Her bir adımda sanki daha da karanlığa gidiyorum. Kafam öne eğik,saçlarım yağmurdan dolayı sertleşmiş,kıyafetlerim üzerime yapışmış halde yürüyorum. Gece karanlığından hiç bir şey kaybetmemiş, hala karanlık. Telefonumun şarjı bitti bitecek. Önümdeki şey ise hala yavaş yavaş yürüyor. Neden kaybolmadı? Neden hala önümde? Ben neden onu takip ediyorum? Neden hala hiç bir sonuca varamadım? Ev yada araba. Neden hiçbir şey yok? Sorular. Cevapları olmayan sorular. Sokak lambalarının dışında hiç bir ışık yok.

Gözlerini kapattım ve derin bir nefes aldım. Yorulmuştum. Saat 04.37. Ve ben alışıldık durumun dışına çıkmayarak hala yürüyorum. Gözlerimi açtım. Yağmur 'yağmıyor' diyebilecek kadar az yağıyordu. Bu durumu en kolay atlatmak ve moralimi birazda olsa düzeltmek için ne yapabilirdim?    'Şarkı söylee..'   Aynen. Çok güzel bir seçenek. Ve şuan ki ruh halimi hiçe sayarak gayet hızlı bir şarkıyı yüksek sesle söylemeye başladım. Katil beni duyar mıydı?     'Bağırdığın için duyabilir'    

''Umrumda değil!'' bunu bağırarak düşünmüştüm. Sonra şarkının sözlerini bağırarak tekrar söylemeye başladım. 

''Want you to make me feel''

''Like I'm the only girl in the world''

''Like I'm the only one that you'll ever love''

''Like I'm the only one who knows your heart''

''Only girl in the world''

''Like I'm the only one that's in command''

''Cause I'm the only one who understands''

''How to make you feel like a man''   Şarkıya dans ederek eşlik edince deli gibi göründüğümün farkındayım. Ama kimin umurunda ki?

''Benim hiç umurumda değil!'' Beni gören kimse yok. Bu durumda olan birisinin en son yapacağı şeyleri yapıyordum belki de. Ama daha fazla mezardan dirilmiş ölü gibi yürümeye devam edersem gerçekten bir ölü olarak kalabilirdim. O yüzden..

''Want you to make me feel''

''Like I'm the only girl in the world''

''Like I'm the only one that you'll ever love''

''Like I'm the only one who knows your heart''

''Only girl in the world''

''Like I'm the only one that's in command''

''Cause I'm the only one who understands''

''How to make you feel like a man'' 

''Want you to make me feel...'' Acaba cidden beni duyabilir miydi?  Tam evden çıktığımda saatin 9 olduğunu varsayarsak... ve şu anda da saat 05.10. yani... 8 saattir yürüyorum. Bu durum her ne kadar beni tatmin etmese de yapacak başka bir şey yok. Birden önümdeki beyaz şey durdu ve bana döndü.

''Bu kadar... Yolun sonuna geldin. Bundan sonrasında kendi başının çaresine bakabilirsin.'' dedi büyük bir soğuklukla.

''Hey! Nereye gittin? Nerdesin!!'' Kayboldu. Ne demek yolun sonu? Bundan sonrasında kendi başının çaresine bakabilirsin derken?  Neyse, birazdan anlarım. Yolun son kıvrımı oldukça keskindi ve kenarlar ağaçlarla kaplı olunca ne var göremiyordum. Biraz daha hızlandım ve kıvrım olan yeri geçtim.

''Kurtuldum!'' diye çığlıklar atarken bir yandan gülüyor bir yandan ağlıyor ve bir yandan da olduğum yerde zıplıyordum. O beyaz şey bana yardım etmişti? Amacı beni delirtmek olduğunu düşünüyordum. Karşımda farklı bir kasaba var. Evlerin hepsi tek katlı ve oldukça modernler. Bazı evlerin ışığı yanıyor ama çoğunluğu kapalı.  'E, normal değil mi Emily? İnsanlar uyuyor.''  Ahh içimdeki ses... Şu an o kadar mutluyum ki senin saçmalıklarını hiç dinleyemem.

ÇIĞLIK (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin