Alvar & Elvera
Kötü ruh haliyle başlayan kötü bir gün...
Çalan alarm beynimin içinde yankılanırken hızlıca kapatıp tekrar yatağa attım kendimi. Okulun birinci günü, zorluklara atılan ilk adım. Hayatın çelişkili bir hal alması ve karmaşadan ibaretti. Sadece iki buçuk uyumuştum. Fakat başımın ağrımadığı için ciddi anlamda mutluydum. Saat henüz altı buçuktu. Banyoya gidip soğuk suyla birkaç kez yüzümü yıkadım. Saçlarım berbat bir haldeydi ve ne şekle girebilirdi hiçbir fikrim yoktu. Hızlıca yıkayabilirdim. Zaman kaybettirecekti belki ama umurumda değildi.
On beş dakika. Tam on beş dakikada yıkayıp hafif kuruttuğum saçlarım ilk defa şaşırtmıştı beni. Okulun saçma formasını üzerime giyip telefonumu şarjdan çıkardım ve aşağıya indim. Bir ara merdivenlerden düşer gibi oldum, umursamadan inmeye devam ettim. Midem zaten iyi durumda değildi. Okulun başlamasını için en kötü zamandı. Yanıma sadece telefon ve biraz para alıp dışarı çıktım. Sokak bomboştu. Saat ise henüz yediyi on geçiyordu. Saçlarım da tam kurumamıştı. Her zaman geç kaldığım okula bir saat erken gidiyordum. Alex'siz. Evlerinin önünden geçerken hiç durmadan yürümeye devam ettim.
Okulun bahçesinde tek bir insan bile yoktu. Öğretmenler varsa bile içerideydiler sanırım. Zaten kapılarda kapalıydı. Merdivenlere geçip oturdum. Sabah soğuğunda ıslak saçlarla ne için burada oturuyordum en ufak bir fikrim yoktu. Sadece böyle yapmak istemiştim bugün. O kadar saçma bir gün geçirecektim ki... Az çok tahmin edebiliyordum. Okul hayatı sadece Alex ve birkaç arkadaştan ibaretti benim için. Dersler ve sınavlar, öğretmenler ise klasik şeylerdi. Yine öğretmenlerin klasik öğüt verici cümleleri ve birbirlerini yıllarca görmemişler gibi sarılan kızlarla dolu olacaktı. Asla o kızlar gibi olmadım. Her gün mesajlaşıp ilk gün deli gibi sarılmak her zaman saçma gelmişti.
***
Emily biri ilki gerçekleştirmişti bugün. Genç adam geceden beri takip ettiği kızın ne yapmaya çalıştığına anlam verememişti. Zaten bundan sonra Emily'den normal bir hareket beklemiyordu. Resmen paranoyak teşhisi koyulmuş bir kızdı. Hareketleri ne kadar normal olabilirdi ki? Genç adamın öyle bir işine gelmişti ki... Zaten amacı Emily'i korkutmaktı. Şimdi birkaç hareketiyle delirebilirdi. Yanlış kişiden intikam alıyordu ama umurumda değildi. Kendi kardeşi için her şeyi yapardı. Ölmüş olsa bile... İntikamı oldukça kötü olacaktı. Şuan için tek yapması gereken kızı izlediği yerden ufak bir hediye yollayıp hemen oradan uzaklaşmaktı.
***
Titreyen telefonumu cebimden çıkarıp mesaj gönderen kişiye baktım. Özel numara yazısı tedirgin etse de beni ani bir hareketle açtım mesajı. Medyayı yükle yazısına tıklayıp yüklenmesini bekledim bir süre. İçimde anlayamadığım hisler oluşurken telefonu biraz daha yakınlaştırıp daha net bakmaya çalıştım fotoğrafa. Elimden dizlerime düşen telefon ardından küçük bir şiddetle merdivenlere düştü. Yerde açık duran telefon ve benim resmim içimde bir şeylerin olmasını sağlıyordu. Bu sırada yavaş yavaş okula gelmeye başlayan öğrenciler kendi hallerinde ufak gruplar oluşturmuştu ve bahçenin çeşitli yerlerine dağılmışlardı. Bir basamak aşağıda açık duran telefonun yanına yavaşça eğilip titreyen parmaklarımla elime aldım.
Ağaçlarla çevrili okul birisinin saklanması için oldukça güzel bir yerdi. Şuan da birisini sakladığı gibi. Karşıdan çekilmiş olduğu belli olan fotoğrafın olduğu yere dikkatlice bakmaya başladım. Ne bir hareketlilik görebiliyordum de ne başka bir şey. Hala elimde açık olan fotoğrafla hızlıca oraya yürümeye başladım. Birkaç adım kala durdum. Haklıydım, kimse yoktu. Aradaki mesafeyi kapatıp ağaç dallarını çektim. Umduğum gibi yine bir şey olmayınca fotoğrafa tekrar baktım. Tam buradan çekildiğine emin olduğumda gözlerimi telefondan çekmemle boğazımı acıtacak derecede çığlık atmam bir oldu.