23.BÖLÜM

246 30 0
                                    

EVET, İKİ HAFTADIR BÖLÜM YAYINLAYAMIYORUM. ÖZÜR DİLERİM. ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA SINAVLARIM BAŞLIYOR VE İKİ HAFTA BOYUNCA DA YAYINLAYAMAYACAĞIM GİBİ DURUYOR. LÜTFEN YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİN. 24.BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ADINA KENDİNİZE İYİ BAKIN...

MEDYA SIRASIYLA; AİDA, ROSALİE VE EMİLY'NİN GİYDİKLERİ.


Siyah saçlarını her zaman ki gibi düzleştirmişti. Üstünde yine siyah pantolon, siyah kazak, siyah palto ve koyu yeşil bot... En son görüştüğümüzde sımsıkı sarılmıştı bana. Giderken dikkatli olmamı söylemişti.

Sen neden dikkatli olmadın Aida!

Sen dememiş miydin bana her seferinde dikkatli ol diye? Sen değil miydin bu saçmalıkları atlatacağız diyen?

Peki sen neden şimdi burdasın?

Duvarın dibinden kalkıp zorla yanına gittim. Dizlerini karnına çekmiş, başını dizlerine yaslamış arada bir hıçkırıklarını duyuyordum. Tam yanına oturdum ve başımı omzuna yasladım. Ağlamasını istemiyordum. Üzülmesin, ona zarar verlilmesin istiyordum. Ama gerçek ortada değil miydi? Burdan kurtulacağımıza ihtimal dahi veremiyordum. Kaçamazdık... Bizi bırakmazlardı. Ve onlar da amaçlarına ulaşıp bizi öldüreceklerdi.

''İyi misin?'' kafasını kaldırdı ve bana baktı.

''Nasıl iyi olabilirim Emily? Kendim dedim bu saçmalıklardan kurulacağız diye... Şimdi ise, şu halimize bak.''

''Ama... Belki...'' kimi kandırıyorum ben? Belli değil mi her şey? Belli değil mi sonumuz? Belli değil mi öleceğimiz?

''Bak sende biliyorsun işte. Hehangi bir savunma gösteremedin.''

''Olmayan savunmayı nasıl gösterebilirdim ki Aida.'' sulu gözlerle bana bakmaya devam ediyordu. Onu tanıyordum. Şu anda ki sinirini, onlara olan nefret ve öfkesini çok kolay tahmin edebiliyordum... O da en az benim kadar sinirliydi.

''Peki ne yapacağız?'' gözlerini silip aynanın karşısına geçti. Akan rimelini aynanın önünde duran farklı bir rimelle düzelti. Yanıma gelip beni de ayağa kaldırdı. Normalde göz kaleminden başka bir şey sürmezdim fakat rimeli sürmesine izin verdim. Sorumun cevabını alıyordum sanırım...

''Asla pes etmeyeceğiz Emily.'' dedi kendi rujunu sürerken. Ani bir değişim göstermişti bu duruma karşı.

''Sonra?'' diye sordum. Sonrası ne olacaktı peki?

''Pes etmiş gibi görünürsek eğer, onları sevindirmekten başka bir işe yaramaz. Onlara istediklerini vermeyeceğiz.'' büyük giysi dolabını açıp elbiselere baktı.

''Onlar nasıl istiyorsa öyle davranalım, asla şikayet etmeyelim.'' elindeki açık kahve köpüğü dar pantolonu aynanın önüne geçip üstüne tuttu. Sonra rastgele seçtiği mor kazağı giydi.

''Uymadı.'' dedim en açık renk ruju sürerken. Sonra ruju kapatıp yanına gittim. kahverengi bol kazak ve içine beyaz gömlek çıkarttım. ''Bu daha güzel oldu.'' bu hareketimden memnun olmuşcasına gülümsedi. Mantıklıydı söyledikleri. Pes etmek bana yakışır mıydı? Asla!

''Sanada bulalım bir şeyler.'' dedi kendi üstünü değiştirdikten sonra. ''Senin bedenine göre bunlar, bana olur mu?'' kararsız gibi görünsede geçti dolabın karşısına.

''Al şunu dene bakalım.'' dedi elindeki siyah pantolonu bana uzatarak. Kendi üstümdekilerden kurtulmak istiyordum bir an önce. Küf kokuyorlardı çünkü. Kendi siyah pantolonumu çıkarıp Aida'nın verdiği siyah pantolonu giydim. ''Al üstünede şunu dene'' dedi elindeki kazağı bana doğru uzatıp. Bu da kahve rengi bir kazaktı. İçine de yeşil bir gömlek giydim. ''Çok güzel oldu.'' deyip sarıldı bana Aida.

ÇIĞLIK (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin