29.BÖLÜM

218 27 13
                                    

30.Bölüm'ün final olacağı haberi ve yeni bölüm ile karşınızdayım;

Kulaklarımda yankılanan sesin Marilyn'e ait olduğunu biliyordum. Uzun bir konuşma olmuştu. Gözümden damlayan yaşı sildim. Ölüme davet etmişti beni... Kurtulanlardan olmamı istemişti. Peki ya ben ne istiyordum? Yaşamak mı, ölmek mi... Yaşayacak daha bir sürü şeyim var benim. Uzun bir liste... Hepsi bana huzur vermesi için ince ince planlanmış, ayrı ayrı maddeler. Alex ile yapacağım kayak yarışları... Ailem ile çıkacağım orman tatili, abim ile gideceğim bir yığın korku filmi... Peki ölürsem? Ölmeyi seçersem eğer, huzura mı ulaşacağım? Daha mutlu olup hiçbir kötülükle uğraşmayacak mıyım? Ama ben... Ben yaşamak istiyorum... O kötülüklerle başa çıkmayı öğrenmek için, ailem için, yaşayacak şeylerim olduğu için yaşamak istiyorum. Daha fazla karanlığa hapsolmayı değil, ışığa hapsolmayı istiyorum. Ama o ışığın içine giren karanlık tarafımı da yok etmeyeceğim, o zaman eksik kalırım çünkü. Ben her zaman kendim olup, karanlığı tekrar seveceğim. Her gün, biraz daha... Biraz daha girerken ışığa, onu da sürükleyeceğim yanımda. O tarafımı asla yok etmeyeceğim gibi gün yüzüne de çıkarmayacağım ama. Sadece içten içe, her zamanki gibi karanlığımla baş başa kalacağım. Canım sıkıldığı zaman, dış dünyadan bıktığım zaman... İşte o zaman gireceğim karanlığa uzun bir sürede çıkamam belki ama alışırım sonra. Ama ben her zaman biraz daha hayata bağlı olmak için yaşayacağım. Kendini öldürmeye çalışan Emily... Şimdi yaşamak için savaş veriyor...

Bir damla... Bir damla daha... Durduramadığım gözyaşlarım akmaya devam ederken karanlık sokakta, tam olarak kestiremediğim bir yere oturdum.

''Yeter,'' diye fısıldadım yine.

''Yeter, yetmez mi artık bu kadar?'' Kulaklarımda yankılanan tuhaf çığlıklar anlam veremediğim bir şekilde devam ediyordu.

''Susun,'' başımı ellerimin arasına alıp nefesimi düzene koymaya çalıştım bir süre.

''Susun,'' kendi sesimi duymakta zorluk çekerken çığlıklar biraz daha artmıştı. Bilmediğim, anlam veremediğim belki milyonlarca kişinin yada sadece bir kişinin attığı çığlıklar yankılanıyordu uzun zamandır kulaklarımda. Dizlerimi de kendime çekip içimden saymaya başladım.

''Bir, iki, üç, dört, beş...'' git gide azalırken çığlıklar yerini kesin bir sessizliğe bıraktı. Gözyaşlarım da akmasını sonlandırdığında tutunacak bir yer aradım. Duvar olduğunu tahmin ettiğim yerden destek alarak kalktım ayağa. Bir iki ses duydum ilk önce. Tık, tık... Birisi sanki... Tahta bir şeyle duvar veya... Tam olarak kestiremediğim sese yürümeye başladım. Birisinin bir yere vurduğunu tahmin ediyordum sadece. Yavaşça yürümeye devam ettim. Ayağım bir yere takıldığında düşmemek için tekrar tutundum bir yere.

''Dikkat et be güzelim,'' arkamdan duyduğum sesle o tarafa doğru döndüm.

''Karen?'' net görebilmek için kıstım gözlerimi. Bana doğru yaklaştıkça bileklerinden akan kanlar girdi görüş alanıma. Sonra boynundan süzülen kanların içine aktığını gördüm. Bir adım geriledim.

''Ne oldu sana?'' diye şaşkınlıkla bakarken ona o gülmeye devam ediyordu.

''Marilyn'in notunu aldım. Ve kurtulanlardan oldum!'' Yüzündeki gülümseme hafifçe solarken tam önümde durdu.

''İyi değilim Emily... Mutlu değilim. Yaşamak isterken ben, uymamalıydım Marilyn'e... Yapma Emily, pes etme. Henüz zamanın varken pes etme. Bu karanlık sokaktan çık, ama çıkamazsın ki... O yüzden kendi ışığın ol, belki de... Bakarsın Dominik senin için gelir buraya, o olur senin ışığın... Hiç bahsetmedi değil mi sana? O benim kardeşim. Hayatta kalan tek kardeşim. Ama pek görüşmez benimle. Neden bilmiyorum... Halbuki... Ben... Ama Emily o benim tek kardeşimken beni Samanta'da bırakması, ne biliyim fazla ağırıma gitti. Bırakmamalıydı beni. Kendi elleriyle koymamalıydı beni oraya. Neymiş? Güya dışarısı, özellikle benim için tehlikeliymiş de... Yalan söylemiyordu, anlamıştım gözlerinden. Ama ben kendi başımın çaresine bakardım. Onun uğraşması gerekmiyordu ki benimle. Ama o korktu benim için korktu ve oraya götürdü beni. Zaten annem ve babamla yıllardır görüşmüyoruz. Asıl beni Dominik değil onlar bıraktı. Umurumda değiller. Dominik kendi hayatını kurmak için kaçtı. Ve bende böyle kaçtım, ölerek... Az vaktim kaldı,'' derken gülerek sildi gözyaşlarını.

ÇIĞLIK (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin