SEVENTEEN.

614 52 119
                                    

𝐂 𝐇 𝐀 𝐏 𝐓 𝐄 𝐑   𝐒 𝐄 𝐕 𝐄 𝐍 𝐓 𝐄 𝐄 𝐍睡眠 — 𝐄𝐍 𝐓𝐑𝐀𝐈𝐍 𝐃𝐄 𝐃𝐎𝐑𝐌𝐈𝐑 𝐏𝐀𝐑𝐓 𝟐

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

𝐂 𝐇 𝐀 𝐏 𝐓 𝐄 𝐑 𝐒 𝐄 𝐕 𝐄 𝐍 𝐓 𝐄 𝐄 𝐍
睡眠 — 𝐄𝐍 𝐓𝐑𝐀𝐈𝐍 𝐃𝐄 𝐃𝐎𝐑𝐌𝐈𝐑 𝐏𝐀𝐑𝐓 𝟐

Kısa bir yolculuğun ardından sahilin kenarındaki uzun sokakta durmuştuk. Jungkook, sokağın sonuna doğru olan büyük evin garajının önünde arabayı durdurduğunda, bir süre etrafıma bakınmış ve ardından kemerimi çözerek inmiştim. O da arabayı söndürerek inmiş, kapıları kilitledikten sonra yanıma gelerek elimi tutmuştu yavaşça. İkimiz de bir şey dememişken, beni arkasından yürütmesine izin vererek beraber evin kapısına ilerlemiştik. Çok geçmeden onun kapıyı açması ile içeri girmiştik. Kulağıma dolan yüksek gülüş sesleri ile jungkook'a bakmıştım.

"Şey.. bizimkilerle bir evde kalıyorum, unuttun mu?" Tamamen unutmuş olmalıydım. Ben de gülerek başımı salladıktan sonra onunla beraber salona doğru ilerlemiştik. Arkadaşları bizi gördüklerinde sessiz olarak selam vermiştiler.

"Selam yenge, aç mısın?" Yuta gülerek dediği şey ile bana masanın üzerindeki pizza kutularını işaret etmişti. Gülümseyerek başımı olumsuza anlamda sallamıştım. Jungkook ile sevgili olmadan önce beni terslemişti, arkadaşına üzüldüğünden. Fakat şimdilik aramızda bir sorun yoktu hatta gayet samimi davranıyordu.

"Neyse, biz odaya çıkıyoruz. Çok ses yapmayın. Tüm evi ayağa kaldırıyorsunuz." Jungkook'un sakince söylediği şey ile beni elimden tutmaya devam ederek merdivenlere götürmüştü. Beraber yukarı çıkarken yuta'nın dediği şey ile gözlerimi kocaman açmıştım.

"Siz de lütfen çok ses yapmayın!"

Yanaklarımın yandığını hissederken jungkook'un gülüşünü duymam ile konuşmuştu. "Yuta, sus istersen." Elini elimden çekerek belime sarmışken sırıtıyor fakat kızaran yanaklarımı gizlemeye çalışıyordum.

İki kat yukarı çıkmamızın ardından koridorun sonundaki odaya girmiştik. Gözlerimi odanın içinde gezdiriyorken aşırı hoş olmasına karşı kaşlarım havalanmıştı. Odasında büyük bir balkonu vardı, odası aynı şekilde oldukça büyüktü. Ortadaki kocaman yatağının yanında televizyonu ve kenarda koltuğu vardı. Odasında ise nereye açıldığını bilmediğim iki kapı vardı. Muhtemelen biri banyo ve diğeri ise giyinme dolabıydı.

"İstersen sana benim kıyafetlerimden verebilirim, kot pantolon ile falan rahat uyuyacağını sanmam." Konuştuğunu duyduğum sırada ona dönerek ceketimi çıkartmış ve ona uzatmıştım.

"Olur, sevgilim."

Bana sırıttığını fark ederken bir kaşımı kaldırarak gözlerimi onun güzel yüzünde gezdirmiştim. Ona soru sormama bile gerek kalmadan elini yanaklarıma götürerek yavaşça sıkmış ve dudaklarımın üzerine minik bir öpücük bırakmıştı.

apricity 愛 jenkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin