NINETEEN.

495 54 15
                                    

𝐂 𝐇 𝐀 𝐏 𝐓 𝐄 𝐑   𝐍 𝐈 𝐍 𝐄 𝐓 𝐄 𝐄 𝐍假人 — 𝐆𝐄𝐍𝐒 𝐅𝐀𝐔𝐗

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

𝐂 𝐇 𝐀 𝐏 𝐓 𝐄 𝐑   𝐍 𝐈 𝐍 𝐄 𝐓 𝐄 𝐄 𝐍
假人 — 𝐆𝐄𝐍𝐒 𝐅𝐀𝐔𝐗

"Sence de biraz ona sert davranmadınız mı?"

Jennie'nin sürekli tekrarlayıp durduğu soruyla sonunda dayanamayarak oflamış ve gözlerimi ona çevirmiştim. Gözlerimiz kesiştiği sırada dudaklarını birbirine bastırıp sustuğu sırada elimi saçlarımdan geçirerek bakışlarımı ondan çekmiştim.

"İlk tavrını koyan oydu, jennie. Onunla tanışmıyorduk bile ve nedeni artık ne olabilir bilmiyorum ama senden uzak durmamı istemişti."

Tüm bakışlar yeniden beni bulduğunda, sinirli çıkan ses tonuma karşı boğazımı temizleyerek masaya oturarak kollarımı göğüsümde birleştirmiştim. Gözlerimi diğerlerinin üzerinde bir süre gezdirdikten sonra yeniden dudaklarımı aralamıştım. "Bizi biraz yalnız bıraksanıza."

Taehyung, başını salladıktan sonra ilk başta jennie'nin arkadaşlarını olduğumuz yerden uzaklaştırmaya başlaması ile yuta ve jaehyun da arkasından gitmişti. Bir süre onları öyle izledikten sonra yeniden jennie'ye dönerek konuşmuştum.

"O senden mi hoşlanıyor?"

"Ne? Hayır, ne alakası var?"

Sakince gözlerimi onun üzerinde gezdiriyorken dudaklarımı ısırmaya başlayarak düşünmüştüm. Bana karşı böyle olmasının başka bir sebebi olamazdı. Jennie'den büyük ihtimalle hoşlanıyordu. Bilemiyorum, belki de beni cidden o derece kötü biri olarak görüyordu ki arkadaşına yaklaşmamı istemedi.

"Jungkook, biliyorum haklısın fakat onunla konuşurum ve asıl sebebini öğrenirim. Benden hoşlandığına asla inanmam biz uzun zamandır arkadaşız." Söylediği şeylere karşı oflayarak yeniden saçlarımla oynamaya başladığımda dudaklarımı ısırmaya devam ediyordum.

O gün olanların sadece yarısını bile bilmiyordu jennie, ona sadece uzak durmam gerektiğini söylediği yeri anlatmıştım.

Açıkçası sırf jennie'nin yakını diye sakin olup onu dövmediğime dua etmeliydi o gün ve hâlâ onu öldürmememi engelleyen tek şey jennie. O olmasa boğazı ellerimin arasında olurdu çoktan.

"Hey, cevap vermeyecek misin?"

Bana yeniden seslenmesiyle daldığım düşüncelerden çıkarak ona bakmış ve bir süre öylece durmuştum. Şu an beni oldukça garip buluyordu büyük ihtimal çünkü yanlış bir şey söylemek istemiyor ya da beni yanlış anlamasını istemiyordum. Ayrıca sürekli dalıp gidiyordum.

Başımı hafifçe sallayarak masadan kalkmış ve onun oturduğu merdivenlere gelerek yanına oturmuştum. Gözlerimizi hâlâ buluşturmuyorken biraz geriye yaslanarak dudaklarımı aralamıştım.

"Çok safsın," Konuşmaya başladığım sırada gözlerini bana çevirdiğinde ona bakmasam da kaşlarını çattığını hissediyordum. "Herkesi iyi sanıyorsun. Yanlış kişilerle takılıyor, çoğu şeyi görmüyorsun."

"Jimin sadece iyiliğimi istiyordu."

"Siktir et artık şu jimin'i, ben genel olarak konuşuyorum." Sonunda başımı ona çevirerek gözlerimizi buluşturduğumda, dudaklarıma ufak bir sırıtış kondurmuştum. "Benim sana aşık olduğumu bile fark edemedin, salak. Bunu mu anlayacaksın sanki?"

"Ama sen buz küpüydün resmen, anlamam imkansızdı." Bana verdiği cevap ile gülerek başımı eğdiğimde, tekrar ona bakmamış ve gözlerimi kaçırarak önümdeki ağaçta gezdirmeye başlamıştım.

"Benim aslında buz değil de ateş olduğumu yandığında fark edeceksin büyük ihtimal. Ne biliyorsun? Belki de arkadaşın haklıdır. Belki de aslında onu değil de, beni sorgulaman gerekir?"

Oldukça kafasını karıştırdığımı biliyordum ama beni zamanla tanıdığında ne demek istediğimi çok iyi anlayacaktı. Kafası karışmış bir şekilde bana bakarken ona dönerek hafifçe burnuna dokunmuş ve parmağımı geri çekmiştim.

"Kısacası, kendin melek olduğundan kimin ne olduğunu anlayamıyorsun. Onun dışında da çok salak ve safsın."

"Deminden beri sadece salak ve saf olduğumu söylüyorsun, dediklerinden başka hiçbir şey anlamıyorum. Bu kadar salaksam neden seviyorsun o zaman, git daha akıllı biriyle ol." Alınarak söylediği şey ile ufak bir kahkaha atmışken elimi onun minik elinin üzerine koyarak güzelce kavramıştım.

"Salak ve saf olduğun için seni seviyorum, salak."

"Sensin salak." Tatlı kızgın ifadesi ile bana cevap vermesiyle yeniden elimde olmadan gülmüş ve ellerimizi ayırarak kollarımı ona sarmıştım. Yavaşça minik bedenini kucağıma çekerken ona sarılmaya devam ediyor ve bir yandan da saçlarının uçlarıyla oynuyordum.

"Böyle kıskanarak seni sıktım mı?"

"Hayır, saçmalama." Beni gülerek cevapladığı sırada o da elini saçlarıma götürerek yavaşça okşamıştı. Sanırım saçıma dokunmasına izin verdiğim tek kişiydi ve hep öyle olacaktı.

"Sadece benden çok şeyi sakladığını hissediyorum, kötü bir amaçla olmadığını biliyorum ama söylemelisin. Düşündüğün kadar aptal değilim sadece sorgulamaya çekiniyorum."

Hot sahneler yazmak istiyorum yani smut değil ama biraaaaaz böyle hrr işte smut'a doğru da gidebilir ama o kadar derine inmem herhalde sadece ramazan olduğundan bilemiyorum :/

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hot sahneler yazmak istiyorum yani smut değil ama biraaaaaz böyle hrr işte smut'a doğru da gidebilir ama o kadar derine inmem herhalde sadece ramazan olduğundan bilemiyorum :/

apricity 愛 jenkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin