TWENTY SIX.

387 40 107
                                    

𝐓 𝐖 𝐄 𝐍 𝐓 𝐘   𝐒 𝐈 𝐗あなたの腕の失神 — 𝐕𝐄𝐑𝐓𝐈𝐆𝐄𝐒

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

𝐓 𝐖 𝐄 𝐍 𝐓 𝐘   𝐒 𝐈 𝐗
あなたの腕の失神 — 𝐕𝐄𝐑𝐓𝐈𝐆𝐄𝐒

Mutfağın küçük pencerelerden içeriye giren güneş ışıkları, evin içindeki ferah koku ve havanın aydınlığı sanki sabahın yedisiymiş gibi hissettiriyordu, ama değildi. Saat öğlen iki olmuştu ve ben şimdi uyanmış, şimdi kahvaltımı etmek adına kalkıp hazırlamaya başlamıştım.

Dün çok zor ve uzun bir gece geçirmiştim, jungkook ile ilk defa bu derece kötü bir şekilde kavga etmiştik.

Dün gece heyecanla onu ziyarete gitmek istemişken karşılaştığım manzaranın ardından bana hiçbir açıklama yapmayıp odaya girdiğimde yine başımı döndüren bir şey ile karşılaşmam ile aynı şey olmuştu. Ona sakince sorular sormaya başlamıştım ellerim titrerken, o da aniden çıldırıp bana bağırıp çağırmaya başlamıştı.

Nedensizce.

Bunun üzerine benden gizli tuttuğu şeyleri bilmediğim için sinirim yükselmiş, ben de ona bağırıp çağırmaya ve üstüne de itmeye başlamıştım. Dakikalarca birbirimize bağırmış hatta bir şeyleri kırıp dökmüştük.

Bu kocaman bağırışların arasından tek bir açık kelime, tek bir açıklama çıkmadı ağzından. Ben bağırarak sorular sorup bana bir şey anlatmadığı için kızarken o bana susmamı söyleyerek tersleyip durdu.

Bana ilk defa bu kadar bağırmış ve kızmıştı. Hiçbir şey yapmamama rağmen ve işte tam da bu yüzden çok büyük şeyler karıştırdığını anlamıştım. Benim hiçbir suçum olmadığını biliyordu fakat yakalanma korkusundan dolayı çıldırmış, konuyu oradan çekmek için elinden geleni yapmıştı.

Sonunda ise çocuklar tesadüfen aşağı indiklerinde bizi ayırmış, taehyung ise beni eve götürmüştü. Yol boyunca hem sinirden hem de hayal kırıklığından dolayı ağladığım için taehyung bir şey demeye bile çekinmişti ki o da kavgayı gördüğünden şaşkındı.

Çünkü dediğim gibi, kötüydü.

Dün geceyi düşünürken derin bir iç çekmiş ve aynı zamanda dolaptan çıkarttığım domatesleri yıkayıp tahtanın üzerine koymuştum. Çekmecelerden çıkarttığım bıçak ile domatesi dilim dilim kesmeye koyulmuşken kapının açılmasını ile kaşlarımı çatmıştım.

"Korkma, benim."

Tanıdık ses geldiğinde bir saniyeliğine hissettiğim korku kaybolmuştu. Fakat onun yerine sinir geçmişti.

Elimdeki bıçağı sertçe masaya bıraktıktan sonra yavaş adımlarla mutfağa gelen jungkook'a bakmıştım. Elindeki çiçek buketiyle bana doğru adımlarken kaşlarım olduğundan daha da çatılmıştı. Çiçek buketini tezgahın üzerine bıraktıktan sonra bana birkaç adım daha yaklaşarak bileğimi tutmuş, kendine çekerek sıkıca sarılmaya koyulmuştu.

apricity 愛 jenkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin