TWENTY FIVE.

355 42 48
                                    

𝐂 𝐇 𝐀 𝐏 𝐓 𝐄 𝐑  𝐓 𝐖 𝐄 𝐍 𝐓 𝐘  𝐅 𝐈 𝐕 𝐄彼女はだれ — 𝐐𝐔𝐈 𝐄𝐒𝐓 𝐂𝐄𝐓𝐓𝐄 𝐅𝐈𝐋𝐋𝐄

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

𝐂 𝐇 𝐀 𝐏 𝐓 𝐄 𝐑  𝐓 𝐖 𝐄 𝐍 𝐓 𝐘  𝐅 𝐈 𝐕 𝐄
彼女はだれ — 𝐐𝐔𝐈 𝐄𝐒𝐓 𝐂𝐄𝐓𝐓𝐄 𝐅𝐈𝐋𝐋𝐄

İçerisinde durduğum taksi bilindik sokağa girerek aynı şekilde her zamanki barın önünde durmuştu. Çantamdan çıkarttığım cüzdanı elime alarak parayı çıkartmış ve öndeki taksici adama uzatmış, hızlıca arabadan inerek taksinin uzaklaşmasını duymuştum. Korumalar artık beni tanıdıklarından dolayı bekleme gereği duymadan içeri girebilmiştim. Her zamanki merdivenleri yavaşça inerek çantamı sıkıca kavramış, derin bir nefes alarak etrafıma bakmıştım.

Yine çok doluydu, sigara ve içki kokusu tüm mekanı doldurmuşken daha şimdiden boğulmuş gibi hissediyordum. Merdivenleri indikten sonra kalabalığın arasına karışmak yerine kenardan giderek etrafa bakınıyordum.

Bizimkilerin burada olup olmadıklarına göz gezdirirken sanırım yoklar diye aklımdan geçirerek alt kattaki odalarına doğru ilerleyecekken gözüme takılan şey ile yerimde durmuştum. Çatık kaşlarla oldukça yakın duran ikiliyi izlerken ufak adımlarla onlara yaklaşıyordum.

Barın masasında beraber içkilerini içerken güle eğlene sohbet eden jungkook ve yanında tanımadığım bir kız.

Elini kaldırarak bir içki bardağı daha söyleyerek gelen bardağı kıza itip ona ısmarladığını belli ederken kollarımı göğüsümün altında birleştirmiştim. Ne oluyordu bilmiyorum ama anında yanlış anlamak isteyip boş olay çıkartmak istemiyordum.

Yavaş adımlarla onlara doğru ilerlemeye devam ederken oldukça yakınlarına geldiğimde, etrafa bakarken beni fark eden jungkook öylece kalmıştı birkaç saniye. Yüzümdeki ifadeyi fark etmiş olacaktı ki yutkunmuş ve kızdan uzaklaşarak bana yaklaşmaya başlaşmıştı.

İşte bu da durumu daha şüpheli yapandı.

Yanıma gelir gelmez gülümseyerek kolunu belime sarmışken yanağıma ufak bir öpücük kondurarak kulağıma yaklaşmış ve onu duymam için biraz yüksek sesle konuşmuştu.

"Hoş geldin, bebeğim. Neden geleceğine haber vermedin?"

"Kusura bakma, habersiz gelerek seni yeni arkadaşınla rahatsız mı ettim, jungkook?" Atarlı bir ses tonuyla ona geri cevap verdiğimde, şaşırmış bir şekilde öylece yüzüme bakmıştı. Ben de çatık kaşlarımla yüzüne bakmaya devam ederken dik dik bakışlarımı ondan çekerek kıza çevirecektim ki orada olmadığını fark etmemle sinirim daha da artmıştı.

Bir şey söylemek için bana yeniden yaklaşan jungkook'un konuşmasına izin vermeden oflayarak oradan uzaklaşmaya başlamış ve daha iki dakika önce geçtiğim yoldan geri dönüyordum.

Kolumun tutulması ile arkamı dönerken bu sefer o da kaşlarını çatmış bir şekilde bana bakarken bir şey demeden beni merdivenlerin oraya götürerek alt kata kadar peşinden sürüklemişti. Bir şey demeden onu takip ederken odaya girmeden önce müziğin sesi azaldığından sesimi çıkartmıştım.

"O kız kimdi?" Sorduğum sorunun ardından kollarımı yeniden göğüsümde birleştirerek çatık kaşlarla ona bakmıştım. Yavaşça bana doğru dönerek birkaç adım yaklaşırken bana bir cevap vermesini bekliyordum.

"Sadece eski bir müşteri, neden böyle davrandığını anlamıyorum? Sanki bir şey yapmışım gibi?"

"Kızın içine girecektin, bu yetmez mi?" Anında cevabımı vererek onunla inatlaşmaya başlarken dudaklarını yalamasından sinirlendiğini anlamıştım.
Kaşlarını çatarak bana biraz daha yaklaşmışken başımı çevirerek başka yere bakmaya koyulmuştum.

"Ne diyorsun, jen? Sadece iki dakika beraber durup bir şey içtik. Abartma istersen, bu hareketleri sergileyecek hiçbir nedenin yok. Bir şey yapmadım." Sinirli ses tonuyla söylediklerinde hâlâ gözlerim etrafta geziniyordu. O da aynı şekilde öylece karşımda dikilerek benden bir cevap bekliyor gibiydi.

Sonunda gözlerimizi buluşturduğum sırada gözlerimi devirerek onu kenara itmiş ve onların odasının kapısını açarak içeri adımlamıştım. Çantamı kenardaki masanın üzerine bırakacaktım ki koltukla masanın üzerini dolduran beyaz paketlerle öylece yerimde kalmıştım.

Gözlerim etrafta gezinerek paketleri incelerken uyuşturucu olduklarını anlamak çok da zor değildi.

Jungkook'un da odaya girdiğini fark etsem de tepkilerini göremiyordum. Gözlerim içi beyaz madde dolu paketlere odaklanmışken yutkunmuş ve arkamı dönerek gözlerimi ona çevirmiştim. Onun da şok olmuş bir yüz ifadesi vardı. Gözlerini aynı şekilde bana indirerek elini saçlarına götürüp birkaç adım gerilemişti.

Bu hareketinle ise şu an ne yapacağını bilmediğini anlamıştım.

"Jungkook, bunlar ne?"

"Jungkook, bunlar ne?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
apricity 愛 jenkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin