NINE.

749 69 107
                                    

𝐂 𝐇 𝐀 𝐏 𝐓 𝐄 𝐑   𝐍 𝐈 𝐍 𝐄問題 — 𝐉𝐀𝐋𝐎𝐔𝐗

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

𝐂 𝐇 𝐀 𝐏 𝐓 𝐄 𝐑 𝐍 𝐈 𝐍 𝐄
問題 — 𝐉𝐀𝐋𝐎𝐔𝐗

Giymiş olduğum beyaz kazağı ve beyaz incilerden oluşan kolyemi düzelterek okulun girişinden geçtiğimde, dün gece eve geldiğimden beri jungkook'un mesajlarıma bakmamasından dolayı gözlerimi etrafta gezdirerek onu aramaya başlamıştım. Herhalde geç kalacak diyerek bir süre sonra içeri geçtiğimde, jisoo'nun yanıma gelmesiyle ona sarılmış ve gülümseyerek kitaplarımı dolabın içine yerleştirmeye başlamıştım. Aynı zamanda jisoo bana bir şeyler anlatıyorken, dolabımı kapatıp kilitledikten sonra sırtımı ona yaslayarak dinlemeye koyulmuştum.

"Ve ardından onu engelledim zaten, böyle insanlarla uğraşacak vaktim yok açıkçası."

"İyi yapmışsın." Gülümseyerek jisoo'ya cevap vermişken daha bu konu üzerinde bir soru soracakken jisoo'nun arkasına takılmıştı gözlerim. Jungkook ve jaehyun beraber koridorda yürüyerek buraya doğru ilerliyordular. Gülümseyerek onun gözlerine bakarak yanıma gelmesini beklerken üzerime bile bakmadan yanımdan geçtiğinde sanki tokat yemişim gibi öylece kalmıştım. Bir süre neden böyle yaptığını sorgularken arkasından bakarak yüzümü asmıştım.

"Aranız mı bozuk?"

"Hayır, dün öpüştük." Dalgınlığımdan dolayı ağzımdan kaçırdığım şeyi yeni yeni fark ediyorken, jisoo'nun şaşkınlıkla ağzını kapatmasına karşı ben de gözlerimi büyütmüştüm. Tam bana bir soru soracakken zilin çalmasıyla gülümseyerek ona el sallamış ve hızlı adımlarla dersimin olacağı sınıfa ilerlemiştim. "Görüşürüz, Chu!"

Dersim bittiği sırada masanın üzerinden eşyalarımı toplayarak hızlı adımlarla sınıfı terk etmiştim. İlk defa odaklanmakta bu kadar zorluk çekmiştim. Tüm sebepler ise jungkook ile bağlantılıydı. Dün öpüşmemiz, nasıl tanıştığımız, beraber geçirdiğimiz komik anlar ve tabii bugün beni görmezden gelmesi kafamın içinde dönüp durmuştu. Beni umursamamasının beni bu kadar etkileyeceğini bilmiyordum.

Jungkook ve arkadaşlarının nerede takıldığını bildiğim için kitaplarımı dolaba yerleştirmeyi es geçerek bahçeye ilerlemiştim. Büyük okulun etrafında dolaşarak arkaya doğru ilerlemeye devam ediyordum. Kısa bir sürenin ardından yanlarına geldiğimde, yüzümdeki gülümsemeyle hepsine el sallamıştım.

Fakat aralarında hâlâ yüzüme bakmayan iki koyu göz vardı.

Buna karşı yine yüzüm asılmışken, kitaplarımı büyük taşın üzerine yerleştirerek jungkook'un oturduğu merdivene oturarak gülümseyerek ona çevirmiştim kafamı. Elimi yumruk yaparak hafifçe kafasına kapı tıklatır gibi vurduğumda, diğerlerinin bizi umursamadan sohbet etmesinden dolayı rahattım.

apricity 愛 jenkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin