ELEVEN.

697 62 84
                                    

𝐂 𝐇 𝐀 𝐏 𝐓 𝐄 𝐑   𝐄 𝐋 𝐄 𝐕 𝐄 𝐍討厭 — 𝐃𝐄𝐓𝐄𝐒𝐓𝐄𝐑

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

𝐂 𝐇 𝐀 𝐏 𝐓 𝐄 𝐑 𝐄 𝐋 𝐄 𝐕 𝐄 𝐍
討厭 — 𝐃𝐄𝐓𝐄𝐒𝐓𝐄𝐑

Beyaz deri koltuğa oturmadan önce siyah elbisemin eteğini düzelterek yerimi almıştım. Elimdeki içecekte göz gezdiriyorken kulaklarıma yeniden çalmaya başlayan piyano ilişmişti. Onun dışında insanların ufak kahkahaları, muhabbetleri ve bardak sesleri geliyordu.

"Burada tek başına mı takılacaksın?"

Önümde duran bedeni yeni fark ettiğim sırada gözlerimi içki bardağımdan çekerek benimle uyumlu şeyler giymiş olan kız kardeşime bakmıştım. Ona hafifçe gülümsedikten sonra başımı sallamış, cevap vermek üzere dudaklarımı aralamıştım. "Evet, böyle iyiyim"

"Sıkılmıyor musun?"

"Hayır, doyeon. Beni merak etme. Jisoo birazdan gelir zaten." Doyeon başını sallayıp bana gülümseyerek gittiğinde, bardağımın dibinde kalan içkiyi de içerek bitirmiştim. Yeniden aileler arasında düzenlenen sıradan bir kutlamadaydık ve zorla buradaydım, belli olduğu hâlde de fazla sıkılmıştım. Boş bardağı masaya bırakarak ayağa kalktığımda, yanımdan geçen garson ile tepsisinden yenisini almış ve insanlardan biraz daha uzaklaşarak büyük camların olduğu yere gitmiştim. İçkimi yavaş yavaş yudumlarken boğazımı yakmasını umursamıyordum. Gözlerim şehrin güzel ışıklarında geziniyorken, gözlerimi yana çevirdiğimde biraz uzağımda oturan ikiliyle oflamıştım.

Jungkook ve jaehyun kenardaki koltuklarda oturarak bir şeyler konuşuyordular. Beni fark etmemelerini umarak buradan gidecekken, arkamı döndüğüm sırada annem ile karşılaşmam ile gözlerimi devirmiştim. Yanından öylece geçip gidecekken beni kolumdan tutarak engellediğinde yeniden oflamıştım.

"Biraz kendine gelir misin artık? Seni buraya kenarlarda durup gezin diye getirmedim."

"Ne yapmamı istiyorsun?" Elini bileğime sararak bana cevap vermeden arkasından sürükleyecekken kaşlarımı çatarak bileğimi çekmiş ve aynı zamanda yerimde durmuştum.

"Ne yapıyorsun? Seninle gelmiyorum."

Bu hareketime karşı o da iç çekerek bana dönmüş, kollarını göğüsünde birleştirerek bana çatık kaşlarınla bakıyordu. Aynı şekilde ben de. "Jennie, sabrımı taşırmayı kes yoksa seni eve gönderiyorum." Sinirle söylediği şeye karşı ben alayla gülmüş, ona yaklaşmıştım.

"Bana iyilik yapmış olursun?"

"Ne zaman küçük şımarık bir kız çocuğu olmayı keseceksin? Artık büyüdün, her istediğini yapmayacağız biraz bana karşı saygılı ol."

apricity 愛 jenkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin