TWENTY ONE

474 49 96
                                    

𝐂 𝐇 𝐀 𝐏 𝐓 𝐄 𝐑   𝐓 𝐖 𝐄 𝐍 𝐓 𝐘   𝐎 𝐍 𝐄真実 — 𝐃𝐈𝐒𝐂𝐔𝐒𝐒𝐈𝐎𝐍𝐒 𝐃𝐄 𝐅𝐈𝐍 𝐃𝐄 𝐍𝐔𝐈𝐓

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

𝐂 𝐇 𝐀 𝐏 𝐓 𝐄 𝐑   𝐓 𝐖 𝐄 𝐍 𝐓 𝐘   𝐎 𝐍 𝐄
真実 — 𝐃𝐈𝐒𝐂𝐔𝐒𝐒𝐈𝐎𝐍𝐒 𝐃𝐄 𝐅𝐈𝐍 𝐃𝐄 𝐍𝐔𝐈𝐓

Dudaklarımın arasından çıkarak havaya karışan dumanı izlerken, kahkahası yine kulağıma dolunca elimde olmadan yine sırıtmıştım. Yaklaşık 1 saat önce araba yarışından ayrılmıştık, dördümüz arasında geçen yarış biter bitmez ise biraz kutlama yapıp öylece takılmıştık. O ise biraz içmişti. Fazla sarhoş değildi ama her şeye gülüp duruyordu ve bundan dolayı ben de gülüyordum istemsizce. Şimdi ise yarış alanından ayrılarak arabayı güzel manzarası olan bir yolun kenarına çekmiş, öylece takılıyorduk.

"Yuta'ya orta parmak çektiğinde oluşan yüz ifadesini asla unutmayacağım." Gülerek ona dediğim şey ile büyük bir kahkaha patlattığında, sigaramı yeniden dudaklarımın arasına yerleştirirken gülüşünü izlemiştim.

O kadar güzeldi ki..

Benim söylediğime bir süre hâlâ gülmeye devam ederken onu izlemeye devam etmiş, içime çektiğim dumanı dışarı üfledikten sonra konuşmaya devam etmiştim.

"Onu yarışta geçtiğimizde hareket çekmen ile ışık görmüş tavşan gibi mal mal baktı," Daha yeni yaktığım ikinci sigaramdan bir kez daha çektiğimde, dumanını dışarı vere vere konuşmuştum. "Ona rağmen kazandı yine de yarışı, pezevenk."

Konuşmaya devam etmemle o da aynı şekilde gülmeye devam etmişti. Gülmesi yavaş yavaş dururken gözlerimi havaya çevirerek yıldızlara bakmıştım. O sırada yaslandığımız spor arabamın önünden çekilerek karşıma geçtiğini hissederken, başımı indirerek ona çevirmiştim. Kolları yavaşça boynuma dolanırken bana iyice yaklaşmıştı bile. Dudaklarımın kenarları yeniden kıvrılmaya başlarken, ben de yerimde dikleşerek onu belinden kavramış ve kendime çekmiştim.

Ağzımın içinde tuttuğum dumanı dudaklarına doğru üflemişken sırıttığını görmemle bunu fırsat bilerek biraz daha yaklaşmış ve dudaklarımı onunkilere sürtmüştüm. Dudaklarımı yaladıktan sonra elimde tuttuğum sigarayı yere atarak o elimi de kalçasına indirmiş, iyice kendime yapıştırmıştım.

"Şaka maka, bu hırçın hallerin çok hoşuma gidiyor."

"Öyle mi?"

Dudaklarımı yavaşça alt dudağına bastırarak parlatıcı sürmüş olduğu dudaklarına ufak öpücükler bırakıyordum. Öpücüklerimin arasından konuşarak kalçasını yavaşça sıkmış ve cevap vermiştim. "Öyle, bebeğim."

Boynuma sarmış olduğu kollarını sıkılaştırarak bana karşılık verdiğinde, bu ufak öpücükleri keserek alt dudağını kavramış ve yavaşça emmeye koyulmuştum. Gözlerim kapalı bir şekilde onu sakince ve oldukça yavaş bir şekilde öpüyor, asla doyamadığım dudaklarından özlemimi çıkartıyordum.

apricity 愛 jenkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin