23. BÖLÜM ∫ USTA KUREZ

133 18 0
                                    

23. BÖLÜM: USTA KUREZ

Çimenlerin üzerine uzanmış, gökyüzünü izliyordum. Gümüş ve kardeşini uyandığımdan beri görmemiştim. Diablous ise bağlı olduğu şeytan ile birlikte gitmişti. Yaklaşık iki saattir de yoktular. Revalius şehre ineceğini ve biraz araştırma yapacağını söylemişti, ejderhasını neden yanında götürdüğünü bilmiyordum.

Bıkkınlıkla ofladığımda görüş alanıma siyah tüylü bir haber kuşu girdi. Heyecanla yattığım yerden doğruldum ve ayağa kalktım. Haberci kuş alçaldı ve uzattığım parmaklarımın üzerine tünedi. Bu, Lucias'a Arges'ten ayrıldığımı söylemek için kullandığım kuştu. Yani Lucias haberimi almıştı, bu düşünce beni daha iyi hissettirdi.

Bacağına bağlanmış olan rulo şeklindeki küçük kağıdı ipinden kurtardım. İpi de kuşun bacağından çıkardım, teşekkür olarak öttü. Kıkırdayarak tünediği elimi kaldırdım, kanatlarını yeniden hareketlendirerek havaya uçtu, kalenin duvarlarından göremeyeceğim bir yere geçene kadar kıstığım gözlerimle onu izledim. Avucuma koyduğum ruloyu açarak benim için gönderilen bu yazıyı okumaya başladım.

Leydi Nessa,

Mektubunuzu aldım efendim, iyi olduğunuzu bilmek beni rahatlattı. Yine de yanınızda olmak isterdim, lütfen gelmemi isterseniz geri dönüş yapın... Size bildirmek istediğim birkaç şey var. Hakkınızda söylemler yayılmaya başlamış, Karasel cadısı olduğunuz ve lord Patrick'in evlatlığı olduğunuz söyleniyor.

Ben Arges'in batısındaki küçük kasaba da kalmaya devam edeceğim. Beni ararsanız buraya gelebilirsiniz. Bir de leydim, etrafınızdakilere karşı dikkatli olun.

Kişisel korumanız, Lucias.

Yazıları yüzümde oluşan gülümsemeyle okumayı bitirdiğimde derin bir iç çektim. Benim için endişelenen birilerinin olduğunu bilmek güzel hissettiriyordu. Hakkımda konuşulmaya başlananları zaten bildiğimden bu konu beni çokta ilgilendirmedi. Etrafınızdakilere karşı dikkatli olun, yazısını herkesten çok fazla şüphelendiği için yazdığını varsayıyordum.

Ve o söylemler her ne kadar kulaktan dolma bilgiler olsa dahi, bir yerde onlara inandığını biliyordum. O, Nehiraltı'na bağlı bir büyücü olmasına rağmen oradan benimle beraber ayrılmıştı. Şimdi bile, lordun öz kızı olmadığımı öğrendiğinde, bana herhangi bir kötü söz söylememişti.

Kağıdı yeniden rulo haline getirdim ve belime bağladığım küçük kesenin içine tıkıştırdım. O çok ehemmiyetle sakladığım sırrı, şimdi herkes biliyordu. Düşündüğüm kadar rahatsız edici değildi. Hatta bir yandan rahatlatıcıydı bile, artık kimseye rol yapmak zorunda değildim. Amy muhtemelen sinirden köpürüyordu, aile ismine zarar gelmesi onu çileden çıkartan en kolay etkendi.

Lord Patrick ise, ah, onun ne düşündüğünü bilmiyordum. Nehiraltı'ndan ayrılmadan önce artık bazı şeylerden vazgeçtiğini anlamıştım. Kurduğu tarikata yoğunlaşmış olmalıydı. Böyle şeyleri kafasına takacağını sanmıyordum. Önündeki büyük savaş şu anda onu yeterince meşgul ediyor olmalıydı.

Yeniden çimlere uzanıp biraz daha keyifli anlar geçirmeyi planlamıştım ki, kalenin girişindeki siluet dikkatimi çekti. Başta onun Revalius olduğunu düşünsem de, gittikçe yaklaşan figür yanıldığımı gösterdi. Elinde taşıdığı ve ondan destek alarak yürüdüğü bastonu açık bir şekilde fark ediliyordu. Üzerine geçirdiği büyük pelerin yüzü dahil tüm vücudunu kapatıyor, yalnızca elinin görünmesine olanak sağlıyordu.

Yutkunarak bakışlarımı etrafa yönelttim, temennim ejderhalardan birini görebilmekti ama ne yazık ki hiçbiri ortalıkta değildi. Kısa bir anlığına sarayın içerisine girip saklanmayı düşündüm ancak bu fikrim adamın kafasını kaldırmasıyla uçup gitti. Hala yüzünü tam olarak seçemesem dahi içimi ürpertiyle dolduran keskin bakışlarının üzerimde olduğunu hissedebiliyordum.

CLAMOR EFSANESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin