1. BÖLÜM ∫ ARGES

2.1K 68 93
                                    

Yeni bir yolculuğun başındasınız, birkaç kelimeyle beklentilerinizi ve başladığınız tarihi alabilir miyim?

Ölümün Efendisi anlaşma-bozan şeytana hazmedemedi ve onu cehennemin en vahşi ateşine zincirledi. Ejderha ateşine.

BÖLÜM 1: ARGES

İşte, sonunda buradaydım. Buradaydım ve bir saray kadar göz kamaştırıcı olan o görkemli yapıya bakıyordum. Yıllardır hayalini kurduğum yer.

Arges.

Diyardaki büyük küçük her bir canlıya eğitim verdikleri akademi. Elfler, periler, büyücüler, cadılar, şekil değiştirenler, sirenler ve daha niceleri... Benim gibi doğdukları yeri sevmeyen herkesin nefes almak için gittiği ideal yeri.

Elimde olsaydı yıllar önceden gelirdim ancak 18 yıldan daha az yaşayanların girmesine izin verilmiyordu. Bunun için biraz beklemek zorunda kalmıştım.

İlk adımımı akademinin bahçesine girmek için attım. İkinci ve üçüncü adımlarım onu takip etti. Etrafıma baktığımda hayatımda görmediğim kadar çok ırkı bir arada görüyordum. Ya da ırkı bırak, canlıyı. Sanki Nehiraltı'nın sakinlerinden başka birini görmüştüm de...

Elimi göğsüme bastırarak gerginliğimin yok olması için nefeslerimi kontrol etmeye başladım. Elimin temas ettiği kumaşı parmaklarımın arasında büzüştürdüm. Bugün ne giyeceğimden emin olamadığım için her zamanki elbiselerimden birini giymeye karar vermiştim.

Safir mavisi renginde, ipek bir kumaştan yapılmıştı. Üst bedenimi sıkıca sarıyordu. Belimin hizasında altın parçaları bulunduran zarif işlemeli kalın bir kemer vardı. Kemerden sonraysa kumaş serbest bırakılmış ve dizlerimin hizasında kesilmişti. Sıradan olmasına rağmen bu elbisenin kendine özgü bir çekiciliği olduğunu inkar edemezdim.

Bir adım gerimden gelen koruyucumun sinirli nefes alış-verişlerini işittiğimde durdum ve neler olduğunu anlamak için başımı omzumun ardına çevirdim. Lucias benimle birlikte durmuştu ve bakışlarını bana yöneltmişti. Pelerininin şapkasının gölgesini düşürdüğü yüzünden çatık kaşlarını seçebilmiştim. "Sorun ne Lucias?" diye sordum neredeyse fısıltıyla.

Farklı ırklara mensup canlılar her saniye yanımızdan geçiyordu ve açıkcası bu durumdan biraz çekinmiştim. Lucias sinirle burnundan nefes alıp benim aksime yüksek bir ses tonuyla konuşmaya başladı. "Etrafımızda kötü enerji yayan birçok kişi var Leydim, çoğunun kötü düşünceleri olan birer ergen olduklarını bilsemde bu durum oldukça rahatsız edici." ardından yanlış bir şey söylemiş gibi yüzünü buruşturdu. "Affınıza sığınıyorum. Niyetim size bir ergen demek değildi."

Onunda gergin olduğunu bilmek yüzümde bir gülümseme oluşmasına sebep oldu. Lucias kendimi bildiğimden beri benim koruyucu büyücümdü, benim yaşımın dört katı bir yaşa sahipti ancak güç konusunda sarayımızın ilk beşine girmeyi başarıyordu.

"Niyetini benden daha iyi kimse bilemez ve muhtemelen hepsinin düşüncesi okulun en iyi öğrencisi olmak için birilerini ezmek falandır. Bu durumda da benimle bir işleri olmayacak çünkü altın öğrenci olmak isteyeceğim en son şey." sözlerim onu biraz olsun rahatlatmış gibiydi ama iki dakika sonra yeniden bu ruh haline bürüneceğini biliyordum. Kafamı önüme çevirdim ve akıp giden kişilerin ardına takıldım.

CLAMOR EFSANESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin