Arabadayım , Ali ile eve dönüyoruz. Abim dün akşam yine beni ağlatacak sevgi dolu konuşma yaptı. Öyle etkilendim ki... Zaten abim bugüne kadar bana ne dediyse hep duygusallaştım. Fakat bugün sahiden bambaşkaydı... Tam yatağa yatmıştım ki abim gelip oturdu ayak ucuma :
"Küçüğüm... Mutlu musun?"
"Mutluyum abim , Ali'nin beni gerçekten sevdiğine inanıyorum ve bende onu seviyorum..Hem efendi biri ha? "
"Şimdilik adama benziyor. Zaman gösterecek nasıl biri olduğunu. Canımın içi , kendini mutly hissetmediğin ve artık birşeylerden yorulduğun zaman ne kadar sevsen bile gerisini düşünme. O çabalasın senin için , harab etme kendini. Abisinin birtanesi . Ne çabuk büyüdün be kızım ya. Yaşlandım senin yüzünden :D "
"He ben büyümesem sen sanki kalcaktın da göbekliii :D "
"Sus sus , dediklerimi unutma Diloşum . Seni ben dahil kimsenin üzmesine izin verme. Ezik olma lan :) "
"Sen varsın diye bu kadar rahatım abisim :)"
"Bana ne güveniyorsun kızım bencilin tekiyim ben . "
"Aman be iki dk ciddi konuşamadık." Deyip gülerken aslında ağlıyordum.
"Ne ağlaksın ya. Hadi uyu bakalım fıstık. Seni seviyorum çocuğum."
Abim böyleydi işte. Eğer sinirli değilse ciddi konuşmalarımız nadir olurdu. Hep bana özel hitaplar kullanır beni benden alırdı. Daha fazla devam etmeyeceğim anlatmaya yoksa yazarken ağlarım :)
***
"Hayatım seni bir eve bırakayım , sen hazırla eşyalarını , bende bi ofise gideyim. Akşam alırım seni."
"Ali'm... Yarın akşam gelip alsan?"
"Sebep?!"
"Ya şey... Dip köşe temizlik yapayım diyorum da... "
"Yarın birini yollarız ya yorma kendini. "
"Yok olmaz. Yemin ettim ben ya , İzmir e huzurluca dönersem dip bucak temizlik yapıcam diye."
"Hahahah peki peki. O zaman alışveriş yapalım da dışarı çıkma , kapıyı da kilitle evde kal."
"Ali abartmıyor musun biraz?"
"Hayır Dilan. Adamların ne kadar tehlikeli olduğunu sende benim kadar iyi biliyorsun ve her an ne yapacaklarını bilemiyoruz. İtiraz istemiyorum."
"Peki canım."
...
Benim eve alışveriş yaparken bir yandan da Ali'nin evinin eksiklerini aldık. Alışveriş yapmayı sevmediği için bir kere de herşeyi fazla fazla aldık.
"Kuzuuummmm... Nasılsın Eloşum?"
"Daha iyim bebeğim , sen nasılsın ? Ne oldu İstanbulda? "
"Off acayip güzeldi Ela ya :D Sevdiler Ali'yi..." diye başlayıp A'dan Z'ye herşeyi detaylıca anlattım. Ela'nın da keyfi yerindeymiş . Elimde olsa burdan dönmem diyor. Onun böyle rahatlamasına çok sevindim. Çünkü burdan giderken hali hiç iyi değildi...
"Kuzum akşam yemeği saati geldi , öpüyorum seni kocaman. Dikkat et kendine. Ha bu arada telefonumu kapatıcam , açımca ben ararım seni. Merak etme ama burada güvendeyim :)"
"Dikkat et yaa , sık sık da ara beni. Merak ederim ben ."
"Tamam başımın büyümeyen belası tamaamm."
"Seni seviyorum görüşürüz :)"
Alışverişten gelenleri yerleştirdikten sonra , ufaktan ufaktan temizliğe başladım. Yarın güneş olur ve camlar adam akıllı silinmez diye önce camlardan başladım. Perdeleri yıkadım. Ve gardrobumun içini düzenledim. Artık kullanmadıklarımı vermek üzere ayırdım , Ali'nin yanındayken giyineceklerimi hazırladım. Bugünlük bu kadar yeter dedim ve paydos ettim. Perdeleri kurtma makinesine attım fakat asmak çok zor geldiği için bıraktım. Merdiveni çıkartmam gerekecekti zaten boyum kısa ölüyorum perde takarken... Tam kocaman bir salata yapıp oturmuştum ki kapı çaldı. Kapı deliğinden bakıp gelenin Ali olduğunu anlayınca kapının kilitlerini açıp karşıladım. Elinde iki kutu pide ve ayranlar vardı.
"Ali bu ne yaa? Ben o kadar temizlik yapıp kalori yakayım üstüne de sağlıklı sağlıklı salata yapayım sen tut beni en hassas noktamdan vur. Yemem ki."
"Bir nefes al. Sana değil zaten onlar. Kendime aldım." Çoktan ayakkabılarını çıkartıp oturma odasına geçmiş ve kutuları açmaya başlamıştı. Ben ise pidelerin kokusunu takip ediyordum. "He iyi bari. Bende salatamı yeyim bari..." "Ye canım ye afiyet olsun. Möööö!!!" Önce anlayamadım ama yaptığı resmen hakaretti. Ve şimdide karsımda karnını tuta tuta kahkaha atıyordu. "Aliiimm ... Senden bir ricam olacak."
"He canım , mööö ! " möö'lemelerini duymazdan gelup ona hayatının kazığını atmaya hazırlanıyordum.
"Hayatım perdeleri yıkadım da... Onları bir asar mısın diyecektim." Diye en tatlı halimle konuşup yanağına bir öpücük kondurdum ve ekledim. "Hem baksana akşam oldu , herkes evin içini izliyor." Bu söylediğim etki etmiş olacak ki "Getir hadi getir , asayım . Cüce."
Ali sandalyeyi altına almış perdelerle boğuşuyordu ki pide kutusunu elime alıp yemeye başladım. Bir de en sevdiğim kavurmalıdan getirmişti. Bir pide , bir ayran , bir pide , bir ayran... derken kutu bitmişti. Nasıl olur da bu kadar hızlı yerdim anlamış değilim. Ali de perdeleri asmayı bitirmiş sandalyeden iniyordu. "Ahahahhaha , ot yemek isteyen kalori sarf etmiş bayana da bakın siz. Hepsini göz açıp kapayıncaya kadar yemiş." Gülmeye devam ediyordu ama acıkçası umrumda değildi çünkü pide gerçekten çok lezzetliydi . "Ohh kesene bereket hayatım. Şahaneydi." Deyip koltuğa oturup şişmiş karnımı ovdum. Ali de durmuş beni izliyordu. "Sen her temizlikten sonra bu kadar yiyorsan benim seninle işim var desene. Gelinliğin bile ortalamanın 10 katı üstünde bir kumaş yer herhalde."
"Amaaann düğüne daha çok var. Yani dimi? Çok var dimi Ali?"
"Ben bilmem. Sen ne zaman zayıflarsın o zaman yaparız."
"Hıh. Çok komik ben zayıfım zaten."
"Ya yaa hahaha "
***
Sabah Ali'nin telefon etmesine uyandım. Gece geç gitmişti , film izleyip kahve içmiştik. Kahve içmeme rağmen ben uyuyakalmıştım. Bunu zaten sık sık yaparım. Yani sanki misafir benmişim gibi erkenden uyuyakalırım :) Ali 'de beni yatağıma taşıp gitti.
"Hıı?"
"Hıı mı? Hadi hadi öğlen oldu kalk , işlerini yap da gelip alayım seni."
"Saat kaç ? ... Off daha 9 olmamış. Kapat telefonu kapat." Deyip ben kapattım ve tekrar uyumaya başladım.
Uyandığımda Ali deli gibi bana sesleniyordu. Ne işi var bu adamın burada?
"Ohh çok şükür iyisin. Aklım çıktı. Kalk çabuk şu yataktan!!!" Sanki bir şey yapmısım gibi , çocukmuşum gibi azarlıyor hatta kızıyordu.
"Noluyo ya sabah sabah???"
"Sabah mı? Saat öğlen 2 Dilan. Tam bir saattir kapıdayım. Telefonuna bir bak istersen kaç kere aramışım? "
Telefonuma bir baktım ki sadece Ali'den 52 tane cevapsız ve 27 tane mesaj vardı.
"Hayatım özür dilerim , uykum biraz fazla ağırda... sen nasıl girdin içeri. Hem bu ses ne?"
"Kapıyı çaldım , açmadın. Çilingir aradım,gelmedi . Bende kapıyı kırdım. Onu yapıyorlar. İlaç falan mı alıyorsun uyumak için. Niye bu kadar derin senin uykun?"
"Yoo , gençliğimden beri hep böyle."
"Aklım gitti ya. Hadi hazır mı eşyaların çıkalım."
"Ama temizlik yapmam lazım."
"Dilan başlatma temizliğinden. Çok istiyorsan bende yaparsın. Hadi yürü."
"Dur bari üstümü falan bi değiştireyim ya?"
"Bekleyemem ofise dönmem lazım. Toplantı yarım kaldı. Evden eve gidiyoruz , kime bu süs?"
"Tamam Ali tamam , geliyorum . Fakat müsade et ayakkabılarımı bari giyineyim" deyip Hello Kitty'li pijamamın altına spor ayakkabılarımı giyibip valizimi Ali'nin eline tutuşturdum ve arabadaki yerime yerleştim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nasıl Olur Bilmem Ki ?
RomanceBir Çarşamba Günü oldu ne olduysa ... Adam kızı gördü sevdi , kız adamı gördü önce nefret etse de sonra sevdi. İzmir de geçen bir aşk hikayesi. Günümüzden tam 8 yıl sonrası. Gerçek olmasını dilediğim kısmi hayallerim... Nasıl Olur Bilmem ki? sonunun...