27. Bölüm - Hanım- Bey

25 0 0
                                    

Daha önce yalnızca bir kere Ali'ye bakmak için geldiğim evde şimdi yatıya kalacaktım. Çok tuhaf bir duygu. Herşey biraz fazla hızlı gelişti. Beni bırakıp çıktı. Mutfağa girdiğimde Ali'nin hâla aldıklarımızı yerleştirmediğini gördüm. Ve başladım kendi bildiğim düzene göre yerleştirmeye...

"Yerleştirmek istediğin şeyleri kendi düzenine göre yap canım , nasıl rahat edeceksen... Sana bırakıyorum." Attığı mesajla ben şok! Bu adam acaba eve kamera falan yerleştirip öyle mi gitti?

"Geç kaldın bunu yazmak için :)"

"İyi olmuş , akşam ne yiyoruz? Kurt gibi açım..."

Hadi bakalım! Ben bunu hiç düşünmemiştim. Ne yapsam acaba... ??? "Sürpriz :) " diye mesaj attım ama bana da sürpriz olacak anlaşılan.

Akşama az kaldığı için bir an önce karar vermeliydim. Ali'nin pc'yi açıp hazır menülerden rastgele seçip hazırlamaya karar verdim. Gözümü kapatıp listede parmağımı gezdirip bir yerde durdum ve.... "KURU - PİLAV - TURŞU - SOĞAN mıııı? Hahahah işte bu güzel ."

Mutfağa geçip hazırlamaya başladım ki aklıma çok komik bir fikir geldi. Şanslıydım ki Ali'nin evi çok merkezi bir yerdi ve mağazalar doluydu. Kuru fasulyeyi ıslatmaya koyup cüzdanımı kaptığım gibi dışarı çıktım. Girdiğim ilk yer biraz küçük olsa da işimi gördü. Sonraki durağım pijama takımı için bir iç giyimdi. Ordan da pijama takımını alıp terlikler için ayakkabıcıya girdim... Son olarak marketten turşu ve rakı da alıp çıktım.

Eve dönüp yemekleri ocağa koyduktan sonra masayı hazırlayıp kendim hazırlanmak için odaya geçtim. Kapıya bir şalımı koyup not yazdım...

Neler oluyor böyle? "Şal ile gözlerini vağla ve zile bas." Neyin peşinde bakalım deli kız.
"Hoşgeldin bey"
"Hahhhaha bu ne şimdi?"
"Sus da yürü hadi , dikkat et .Soldaaannnn"
Dilan soldan diyene kadar ayağımı vurmuştum bile kapının pervazına.
"Odadan çıkacağım. Yatağın üstündekileri ve yerdeki terliği giyinip gel , salonda seni bekliyorum." deyip yanağıma öpücük kondurduktan sonra kapıyı kapatıp çıktı. Gözümü açtığımda yatağın üzerinde çizgili bir pijama takımı , atlet vardı. Yerdeki terlikler ise yıllar önce dedemde olanlardandı. Gülerken bir yandan giyiniyor bir yandan da acaba neler oluyor diye düşünüyordum. Salona geçtiğimde gördüğüm manzara ise karnıma ağrılar sokana kadar güldürecek cinstendi. Dilan başında bir yazma , bacağında bir şalvar , üstünde siyah bir yelek ve ayağındaki terliklerle aşırı tatlıydı. Karşılıklı birbirimizi süzüp deli gibi kahkahalar attıktan sonra Dilan yeleğin iki ucundan tutup yanlara doğru sündürüp ellerini koynunda bağlayıp "hadi bey buyur sofra hazır " deyip yeri gösterdi. "Sağolasın hanım." deyip bende ona eşlik ettim ve yerdeki sofraya çöküp oturdum. Yemekler şahaneydi. Soğanı elimle kırmamı istercesine tüm getirmişti. Yer ile yumruğum arasında kalan soğanın cücüğünü çıkartıp Dilan'a verdim. "Küçük hanıma soğanı da tatlısı gerek" deyip yanağına öpücük kondurdum. "Aman bey utandırıyorsun" deyip o da gülmeye başladı. Yemekler çok lezzetli olmuştu. Dilan kesinlikle bu konuda becerikliydi. Sakar olsa da elini attığı şeylerde başarılı sonuçlar çıkartıyordu ve bugün sahiden günün stresini alırcasına tatlı mı tatlıydı. Yüzümü uzun zamandır bu kadar geniş gülerken görmüyordum . Dilan hayatıma girdikten sonra herşey değişti. Tüm duygularımı zirvede yaşatıyordu... "Hanım var mısın evlenelim?"

Nasıl Olur Bilmem Ki ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin