Odaya girdiğimde Ali'nin kadının üstüne doğru eğilmiş , bir peçete ile bacağını sildiğini gördüm. "Nerdesin kızım ya arıyorum iki saatttirr!!"
"Kusura bakmayın Ali Bey , sekreteriniz beni oyalamaya çalışıyordu da!"
deyip çıktım odadan . Önce odadan sonra ofisten , daha sonra da kendimce Ali'nin hayatından...Kulaklarımda hâla Ali'nin arkamdan seslenişi çınlıyor. Hahahah tabi ki çınlamıyor çünkü Ali beni durdurmak için ne tek söz söyledi ne de bir adım attı. Böyle mi bitecekmiş ya? Ama daha iyi oldu gelmemesi arkamdan. "Nesi iyi oldu be. Gelseydi tabi . Niye gelmedi hayvaan!!!" Bir yandan araba sürmeye çalışıp bir yandan da gözyaşlarımı siliyordum.
Telefonun çalmasıyla arabayı kenara çekip gözyaşlarımı silip açtım telefonu. "Ne vaar?"
"Noluyo lan?! Nereye gittin sen öyle bir hışım?"
"Gelince anlatırım yoldayım zaten." Deyip kapattım telefonu. Ela alışmıştı benim telefonu çat diye kapatmalarıma ama hâla sinir oluyordu. Büyük ihtimal ben sakinleşince de bu konuda bir nutuk atardı.
O yol nasıl bitti de eve geldim hiç hatırlamıyorum. Ela camda beni bekliyor olacaktı ki tam asansörden inmemle kapıyı açması bir oldu. Ayakkabılarımı falan çıkartmadan kapının önünde ona sarılıp hüngür hüngür ağlamaya başladım. Ela beni içeri alıp koltuğa otutturunca başladım olanları anlatmaya.
"Tatlım Ali yapmaz öyle şey. Bok yapmaz. Kimler neler yapıyor o mu yapmayacak. Şerefsiz!
Telefonun çalıyor... Ali." "Açmayacağım. Kapatsana. Ya da dur dur . Ver bana. "
"Efendim? ... Açıklama yapmana gerek yok zaten zahmet etme. ... He çok meşgulsün. Gelmiyorsun. ... Yok yok ne sorunu. Zaten artık sen takma beni. Kimim ki ben? Sen git Alev'in bacağına dokun ondan mahrum etmeyim seni ben!"
"Kapattın mı? Ne diyor? Çok mu meşgulmüş?"
"Hee öyle dedi. Bir ara gelicem ben yanına. Aynen böyle dedi. Bir ara!!!"
"Şerefsiz . "
"Ela telefonumu açtırm bana tamam mı? Kapı çalarsada açma."
"Tamam canım , sen nereye?"
"Odama. Uyuyacağım biraz. "
"Papatya yapayım mı sana ? Yanına da limonla tuz?"
"Yok canım, birşey istemiyorum."...
"Ela daha önce yaptım , yine yaptırma aynı şeyi açın şu kapıyı! Dilan'la konuşacağım . Birşey yapmam ona korkma."
"Yaptın yapacağını."
Ali kapıyı yumrukluyor bir yandan Ela'ya bağırıyor...
"Noluyo ya?"
"Senin hayvan geldi. Kapıyı kırmakla tehdit ediyor."
"Gel gel , çok eğleneceğiz."
Ela da bende susup Ali'nin bağrışlarını , kapı yumruklamalarını ve aramalarını izliyorken kapı dürbününden artık Ali'nin kapıyı kıracağını anladığımızda , Ali geri geri gelip yan dönünce 3 e kadar sayıp kapıyı açtık. Ali o hızla boşluğa düşüp yere düştü. Ela ile benimde sinirlerimiz bozulmuş olacak ki gülme krizine giriyorduk ki Ali beni kolumdan turup odama sürükledi. "İyi eğlendin mi küçük hanım?"
"Hahaha evet , sanırım sende eğlenmişsindir Alev'in bacaklarında?!!"
"Dilan sus ve beni dinle. Açıklama yapmaya gelmedim. Bundan sonra eve girerken çıkarken kapıda adamlar olacak. Şoför de ayarladım. Seni o getirip götürecek. Yanında duracak adamları tek tek tanıtacağım sana. Onların haricinde başka birilerinin seni takip ettiğini , izlediğini falan hissedersen önce beni arıyorsun sonra da adamlara söylüyorsun. Ela için de var iki kişi. Üstüne adam akıllı birşey giyin salona geç , ben adamları çagırayım."
"Ben senden ne şoför istiyorum ne de adam . Ben senden sadece birazcık ilgi istiyorum Ali. Beni sen getir götür istiyorum. Koruyacaksan sen koru. Ama yanımda ol. Şimdi şu Alev denen fıstıktan başla anlatmaya."
"Sana bu konuda açıklamaya yapmayacağım , dediklerimi duydun. Salonda bekliyorum"
"Gel buraya gel. Ne deemek açıklama yapmıyorum?"
Ben böyle bağırırken Ali resmen sus dercesine kapıyı çarpıp gitti.
Üstümü değiştirip salona geçtim. Salonda 10 tane adam vardı. Ali hepsini tek tek tanıttı , benim yanımda ne yapacak , ne zaman gelecek gidecek vs. ama sadece bir tanesinin adını söyledi. Ela'nın adamlarını da tanıtıp "Bebeğim gidiyorum ben , söz veriyorum telafi edeceğim." deyip saçlarımdan öpüp gitti. Adamlarda yerlerini aldı. Camdan bakarken Ali'nin de yanında bir sürü kişi olduğunu gördüm. "Durum çok ciddi anlaşılan..."
"Ama bu o kadının bir yerlerine dokunduğu gerçeğini değiştirmiyor. "
"Aman Dilan , belki canımız tehlike de sen hâla neyin derdindesin. Bi sus be kızım ya."...
Aradan yalnızca 1 saat geçmişti ki kapı çaldı. Delikten bakımca Ali'nin adını söylediği Murat olduğunu anlayınca açtım kapıyı. "Ali bey yolladı." Deyip bir cd verdi elime. Kapıyı kapatıp pc'nin başına geçtim. Videoyu izlemeye başlayınca kendimi suçlu hissettim. Ali'ye "özür dilerim canım... gözümle gördüğüme bile inanmamam gerekiyormuş." diye mesaj attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nasıl Olur Bilmem Ki ?
RomanceBir Çarşamba Günü oldu ne olduysa ... Adam kızı gördü sevdi , kız adamı gördü önce nefret etse de sonra sevdi. İzmir de geçen bir aşk hikayesi. Günümüzden tam 8 yıl sonrası. Gerçek olmasını dilediğim kısmi hayallerim... Nasıl Olur Bilmem ki? sonunun...