"Hiç düşündün mü ya benim sevgilim varsa?"
Diye sormamla dizlerimden kalkıp gözlerimin içine baktı. Soru sormuş da cevabını bekler gibiydi?
"Yani varsa ve sadece aramız bozuk olduğu için buradaysam? Ya ilgin hoşuma gittiyse... Olamaz mı"
"Hayır. Senin sevgilin yok." Deyip aynı rahatlıkla geri yattı.
"Hahahah nerden biliyorsun acaba bunu?
"Çünkü papatya kokulu ; yalnız başına sinemaya gelip de komedi filmi izliyorsan senin bir sorunun var demektir. Romantik bir filme de girebilirdin ama çift olan insanlar birlikte girecekleri için onlara katlanamazdın. Sende komedi filmine girip hem keyiflenmek hemde çiftlerden uzak olmak istedin."
"Yuuuh! Pardon 'yuh denmez'. Peki iyi bir tezdi. Kabul ediyorum. Ama üzülerek söylüyorum ki benim sevgilim var. Simdi dizlerimden kalkar mısın?"
"Sence buna inandım mı ?"
"Inanmadın mı?"
"Tabi ki de hayır. Senin gözlerinde yalnızlık var papatya kokulu , söylesene ne kadar süredir yalnızsın?"
"Peki tamam kabul ediyorum. 8 yıldır bi ilişkim olmadı."
"Vaay canına sencede bu yaraları iyileştirmek için biraz fazla uzun bir zaman degil mi?"
"Sanırım öyle ama yapmam gereken başka şeyler vardı . Her ne kadar bazen çok canım sıkılsa da böyle zamanlarda hep abimin yanına gittim ve ona sığındım."
"Senin birde abin mi var?"
"Evet . 30 yaşında o da , evli. İstanbulda yaşıyor. Ben üniyi kazanıp buraya geldigim sırada abim askerdeydi. Gelince de evlendi. Iyi bir iş imkanı bulunca da Istanbul'a annemin yanına yerlesti. "
"Annenler ayrı mı?"
"Evet , annem ikinci evliligini de yaptı."
"Baban peki?"
"O da Kırıkkalede memlekette yaşıyor. Ee hep ben anlattım. Sizinkilerden ne haber?"
"Bir erkek kardeşim var. Baran Arda 29 yaşında.Hacettepe üniversitesinde Spor Yönetimi Profesörü. Annemle babamda İzmir'de yaşıyorlar. Maddi desteklerini ben sağlıyorum ayrı yaşıyoruz çünkü zor oluyor onlar için."
"Neden onlarla yaşamıyorsun?"
"Üni için evden cıktıktan sonra bir daha dönmedim. Bekar hayatına alışmıstım zaten zor olmadı. Dedem zamanında müteahitlik yaptığı için evlerimizde vardı. Beni de o evlerden birine yerlestirdiler. Su an bana ait evlerde var ama ben hâla dedemin evinde yaşıyorum. Gerci dolaylı yoldan o da benim sayılır. "
"Eminim ailen seninle gurur duyuyordur."
"Sanırım öyledir ."
"Baban mı daha tatlı annen mi ? "
"Annem. Babam biraz otoriterdir. Sevgisini de pek belli etmez."
"Oo desene baba bey ciddi bir adam."
"Şu ana kadar kolay kolay hiçbir kadınla anlaştığını görmedim annemde dahil."
"Ali... şimdi asıl soruma dönsem?"
"He evet sor bakalım."
"Acaba seni İzmirde 'Sevgi Yolunda' tanımış olabilir miyim? Yani sen beni tanımış desem daha doğru olur..."
"Sen O'sun! Biliyordum ya... Günlerdir , seni ilk gördüğüm andan beri düşünüyorum. Nerden tanıyorum diye. Biliyordum ama. Seni tekrar bulacağımı biliyordum. Kadere hep inandım!"
"Neden o gün kendin hakkında hiçbir şey söylemeden çekip gittin?"
"Çünkü papatya kokulu , hikayenin devamı için hatta kalman gerekiyordu :)) "
"Sanırım hatta kalan brn değil de senmişsin. Baksana beni bulduğuna göre..."
"Seni ben degil kader buldu."
Bizim böyle konuştuğumuz konu aslında yıllar önce başımıza geldi. Sevgi Yolunda bir bankta oturduğum sırada yanıma biri yaklaştı ve başladı beni bana anlatmaya. Boyum kısa olduğu için arkadaşlarımın benimle dalga geçtiğinden , neşeli , çocuk ruhlu biri olduğumdan , can sıkıntısından dudaklarımı yeyip , tedirgin olduğumda parmaklarımı çıtlatmama kadar herşeyi söyledi. Ama kendisi hakkında adı dışında hiçbir şey söylemeden çekip gitti. Şoku atlatıp peşinden gittiğimde de ortadan kayboldu. "Seninle tekrar karşılaşacağız ufaklık." Son sözü buydu... Ve karşılaştık da.
"Peşinden geldim ama seni bulamadım."
"Biliyorum.Bir mağazaya saklanmış olacağım hiç aklına gelmedi mi ? Durup orda seni izledim."
"Ah be Ali. Çok güldün mü bari?"
"Ne yalan söyleyim çok tatlı görünüyordun boş boş etrafa bakarken. :)) "
"Ben sana boşuna hayvan demiyorum!"
"Hadi hadi kahvaltı saati geldi kalkalım mı?"
"Saat ne çabuk 10 oldu ya?"
"Benim yanımda olduğunu unutma. :) "
"Aman ukala , öleceksin birgün şu kibirinden. Domuz ne olacak."
"Merhaba hanım efendi bende Barış..."
Onun taklidini yaparak aynı anda :
"Ya da Ali , ya da her kimsem artık"Dedik ve kahkahalar atarak kalktık oturduğumuz yerden. Ona söyleyemesem de O'nun yanında gerçekten çok mutlu oluyordum.
"Ali? Son bir sorum daha var."
"Sor bakalım."
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nasıl Olur Bilmem Ki ?
RomantizmBir Çarşamba Günü oldu ne olduysa ... Adam kızı gördü sevdi , kız adamı gördü önce nefret etse de sonra sevdi. İzmir de geçen bir aşk hikayesi. Günümüzden tam 8 yıl sonrası. Gerçek olmasını dilediğim kısmi hayallerim... Nasıl Olur Bilmem ki? sonunun...