29.Bölüm- Yok Artık

23 1 0
                                    

Düğünün ertesi günü akşam Ali arayıp birşeyler yapmak isteyip istemediğimi sorduğunda Ela ile çok koyu bir muhabbete başlamıştık , gelemeyeceğimi söyleyip telefonu kapattığımda Ela'nın koca  ir kase jelibon ve 2 kupa kahve ile geldiğini gördüm. Ela bunları hazirlarken mi başlamıştık telefonla konuşmaya?

"Kaç dk oldu be kızım yaa bir kapatamadınız." diye hayıflanınca Ela bende merak edip telefona baktığımda hangi ara 28 dk olduğunu merak ettim doğrusu.

Dügün gecesi Ela ve Arda'nın yakınlığı gözümden kaçmamıştı o yüzden "#döküll" deyip bekledim anlatmasını. Ela Arda hakkında bildiklerini anlattı numarasını da istememiş . Numarasını istememesi ilk günden meraklı olmadığı anlamına gelir ama eğer bir hafta içinde de geri dönüş yapmazsa ümit kesilir. Bakalım neler olacak. Bir sürü ortak noktaları varmış , bütün gece neredeyse hiç susmamışlar ikiside -üstelik Ela ilk gittiği ortamlarda, yeni tanıdığı kişilerle pek konuşmamasına rağmen- . #ayhadiinşallah

...

"Kaçta uyudunuz dün gece?"
Sabah Ali gelip beni Adliyeye götürdü. Onu tanıdığımdan beri neredeyse arabamı garajdan hiç çıkartmamıştım.
"5 e geliyordu gal..." esnemem cümlemi tamamlamama engel olmuştu. Ali de anlayıp "trafik var kestir azcık istersen 40 dk ya anca orda oluruz." dedi.
"Vallahi hiç fena olmaz" deyip emniyet kemerine doğru başımı yaslayıp kendimi uykunun huzurlu kollarına bıraktım. Sanırım en sevdiğim huyum bu. Uyumak istedikten sonra hemen her yerde anında uyuyabiliyorum :)
Uyandığımda Ali telefonla konuşmuyor resmen kavga ediyordu. Direksiyonu tutan elinin sinirden damarları beliginleşmişti. Telefonu kapattıktan sonra "kusura bakma canım , uyandırdım. İşle ilgili bir sorun olmuş da..."
"Önemli değil hayatım yaklaşmışız zaten de anlatmak ister misin ne olmuş?"
"Gerek yok sabah sabah." Onun bu kadar kararlı bir ses tonuyla söylediğini duyunca ısrar edemedim. Biraz daha ilerledikten sonra geldiğimizde elimi çabuk tutmaya çalışarak emniyet kemerimi çözdüm. Tam arabadan inecekken Ali'me dönüp "Seni seviyorum sevgilim." Deyip dudağına bir öpücük kondurdum." Seni seviyorum küçüğüm , arayacağım ." dedi. Arabadan inip kapıyı kapatmamla Ali kulakları sağır eden bir sesle arabayı gazlayıp gitti. Durum çok ciddiydi anlaşılan...

"Tam bir hafta oldu! Çıldıracağım ya. "
"Dilan bir sakin olur musun ! E demiş işte işlerinin olduğunu. Germe adamı. Çocukluk etme!"
"Ela tam bir haftadır yüzünü görmüyorum. Günaydın ve iyi gecelerden başka bir mesaj yok. Ben aramazsam aramıyor. Kesin aldatıyor!!"
"Yuh artık Dilan.Sakin ol biraz.otur da mantıklı düsünmeye çalış.Biliyorum zor olacak biraz ama!Adamın işleri yoğunmuş , söyledi ya zaten. "
"Yok yok bu kesin aldatıyor beni. Niye böyle yapsın ki? Ya da annesi... Tabi ya! Annesi verdi gazı buna  bunun da aklı karıştı."
"Pes yani! Nasıl da yazdın hemen. Karışmıyorum ben. Ne düşünürsen düşün ha ama gidip de adama söyleme bunları !"
Ela haklıydı...  Mantıklı düşünmem lazımdı. O yüzdeeennn... "tabi ya. Saat kaç? 12 ye geliyor " hazırlanıp çıktım evden.
Ali'ye baskın yapacağım. Ofise gidip neler olduğuna bakacağım.

Ofisin katına geldiğimde sakince içeri geçip , sekreter kıza Ali'yi sordum. "Önemli bir toplantıda efendim , siz oturun,  ne getireyim size?"
"Birşey istemiyorum canım sağol." Desemde aniden karar değiştirip bana bir tane şekersiz türk kahvesi yapar mısın?" Deyip onu oyalayacak iş verdim. Tabi ki  o gidince odayı basmayacağım !
Sekreter kız gidince , onun masasına geçip randevu defterine baktım." Ali'niiinn... Alev mi? Alev ne ya?! Alev'le görüşme???" Telefon çalıyor , kahretsin!
Hızlı adımlarla Ali'nin odasının önüne gelip derin nefes alıp vermeden girdim içeri. Gördüklerimin bir yanlış anlaşılma olmasını istiyoruuum!!!

Nasıl Olur Bilmem Ki ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin