Nasıl Olur Bilmem Ki ?

31.Bölüm - Sorumlusu Sizsiniz

Açtığım video Ali'nin odasının güvenlik kamerasıydı. Üstelik birçok açıdan ve sesliydi.
En baştan konuşma aynen şöyle.
Sekreter gelip günün planını anlatıyor ve Ali "Güvenlik için birilerini ayarlayacaktın?"
"Ayarladım Ali bey , benim yakın arkadaşım Alev , işlerinde çok iyilerdir. 12.30 da burada olacak."
"Bakalım iyiler mi?"
Sonra Alev geliyor " Hoşgeldiniz Alev hanım " diye başlıyor konuşma ve Ali hiç detay anlatmadan sadece adam gerekli olduğunu ve savunma konusunda iyi olmaları gerektiğinden , güvenilir olmalarından falan bahsediyor. Alev de adamları övüp şirketlerinin de güvenliğinden bahsediyor. Bu sırada Alev elindeki suyu ve dosyaları düşürüyor . "Allah'ın beceriksizi!"

Ali önce telefonu alıyor eline , sekreteri arıyor kız açmayınca -acaba neden? :) - kadının önüne gelip ona hiç dokunmadan ve bakmadan ıslanmış doayaları toparlamaya çalışiyor. İşte o sırada ben giriyorum. Benden sonra Ali kükrüyor sekreter kıza , Alev de mahcup oluyor. Dosyadaki evrakların merkezden yenileri isteniyor. Fax geliyor. İmzalayıp bitiriyorlar. 

Yani benim peçete diye gördüğüm aslında ıslak dosyalarmış ve Ali kadına dokunmuyormuş...

Ali'ye mesaj attıktan sonra akşama ekmek ve biraz abur cubur almak için kapıyı açmamla adamlarla karşılaşmam bir oldu.
"Nereye gidiyorsunuz"
"Markete, bir sakıncası yoksa..."
"Ne lazım?"
"Yok artık..."
"özel bir şey değilse söyleyin."
"İyi bari, ekmekle abur cubur istiyorum ." deyip parayı uzatırken birisi asansöre binip gitti bile...
"Siz geçin gelince haber veririm ben size Dilan Hanım"
İçeri geçip Ali'ye telefon ettim.
"Hayatım bu adamlar beni markete bile yollamıyorlar... ''
"İşleri o, iyi yapıyorlar."
"Gıcık ... Akşama yemeğe gelsene. Hem neler oluyor bir anlatırsın"
"Gelmeye çalışacağım hayatım. Kapatmam gerek ararım sonra. "

Ali mesaj atmış ve akşam yemeğine geleceğini ama bir de misafir getireceğini söylemişti. Bende o heycanla masayı donattım ve Ela ' ya da hazırlanmasını söyledim.
"Diloş misafir senin misafirin ben niye çıkayım , zaten yemek de yemeyeceğim . Takıl sen kuzu ya . Odadan çıkmam ben."
"Ela yaa ... Nolur yalnız bırakma beni. Hem ya annesini falan getiriyorsa. O cadı karıyla yalnız bırakma beni. "
"Canım annesi geliyorsa haber verirsin çıkarım söz. Ama canım hiç istemiyor..."
"Tamam öyle olsun. Yemek yemeyeceğine emin misin?"
"Aç değilim şu an , belki sonra." Deyip odasının kapısını kapattı. Eminim bıçak koleksiyonunun başına geçip onlarla ilgilenerek kafa dağıtacaktır.

"Hoşgeldiniz... Aaa Ardacım , hoşgeldin. Geçin geçin."
"Nasılsın Dilan , ohh vallahi mis gibi yemek kokuları geliyor , çok acıktım ya."
"Arda yavaş ol yavaş. Kendi evin mi oğlum ya?!"
"Bırak ya nasıl rahat ediyprsa öyle olsun , Ardacım sen geç , ben yemek servisine başlayım."
"Ben bi lavaboya gitsem , ellerimi yıkasam..."
"Koridorun sonunda solda."

Ela'dan...

Kahretsin nerde bu temizleyici yaa. Kesin banyoda kalmıştır. Odadan çıkıp banyoya doğru ilerliyordum ki çok tanıdık bir erkek parfümü kokusu aldım. Tam banyonun kapısını açacaktım ki kapı açılıp içerden Arda çıkınca kalakaldım.

Arda'dan ...

Kapıyı açmamla elinde bıcakla Ela ile karşılaştım. Ellerimi havaya kaldırıp "oo komiserim sadece yemek yemeye geldim yaa..." diye espri yapınca Ela gülmeye başladı. O gülerken onu izleme fırsatı buldum. Düğün gecesindeki hali ile alakası yoktu. Beyaz ayıcıklı siyah pijama takımı , ev topuzu ve ayağında kocaman ev ayıcıklarıyla aşırı sevimli duruyordu fakat elindeki bıçakla aynı şeyleri düşünmek mümkün değildi. Gülmesi bitip de bana bakınca o da şu an ki halinin farkına varmış olacak ki "pardon temizlik yapıyordum da , sen miydin misafir bende cadı kadın sanmıştım." deyip bıçağı kapattı. "Cadı kadın?"
"Aa şey sen geç bende geliyorum hemen . Yemege beni bekleyin .. " deyip odasına geri geçti.

10 dk sürmedi ki geri geldi. Bu kez bir kot ve tişört giyinip saçlarını daha sıkı bir topuz yapmıştı. Yemeğe başladığımızda ise ciddi konuşmalar kahkahaların yerini aldı.

***

"Ali'm nerden çıktı bu adamlar?"
"Fırat vardı ya , yediği birşeyden zehirlenmiş ve ağırmış durumu. Düşmanlarının hepsine tehdit yağmuru yağıyormuş. E haliyle bize de kuş uçurdular. Ölürse bizi sorumlu tutarlarmış falan..."
"Peki sen yapmı..."
"Hayır tabi ki , ben unutmuştum bile onu. Ama adamlardan annemlere de Arda'ya da ayarladım. Durum çünkü çok ciddi..."