Nasıl Olur Bilmem Ki ?

14.Bölüm - Gerçekler Su Yüzünde

Ali... Ah Ali! Bakalım perşembe gününe kadar daha neler öğreneceğim hakkında?

...

Perşembe günü sabah erkenden uyanıp siyah ceket etek takımımı giyindim. Saçlarım için de kuaföre gidip dalgalı fön çektirdim. Ne de olsa Seda ile karşılaşacaktım öyle değil mi! Doğal bir makyajda yapıp düştüm ihalenin yapılacağı yerin yoluna. Arabanın navigasyonu sayesinde hemen hallettim. İhale salonundan içeri girdiğimde Fırat ve Seda dışında herkes vardı. Dosyada katılımcılar 7 kişi görünüyordu ama sadece 2 kişi kalmıştı. Fırat iyi göz dağı vermis olacak ki rakip sayısı 2 ye kadar düşmüş. Aslan Ali'm korkmamış :)

"Neden buradasın?" Ali'nin sesi böldü düşüncelerimi.

"Çok konuşmada şu kağıdı imzala . "diye dosyayı acıp vekaleti imzalattım.

"Çok teşekkür ederim Dilan."

"Dur daha sonuç belli değil."

"Burada olman yeterli."

Fırat ve Seda içeri girdi. Seda önce Ali'yi süzdü. Sonra bakışları bana kaydı ve korkutucu olduğunu sandığı bir bakış attı. Bende aksine gülümsedim. Şaşırmış olacak ki afalladığı gözlerinden belli oldu.

...

Çok zorlu geçti. Ali belirledikleri fiyattan daha yüksek söyledi. Anlaşılan çok istiyor. "Ali Bey yapmayın , altından kalkamayacağız." Muhasebeci araya girmişti. Eğer yanılmıyorsam Ali Vur Kaç taktiği yapıyor. Yani Fırat'ı önce gaza getirip fiyat arttırıyor sonra bekliyor. Fırat arttırınca belirlediği fiyattan daha fazla söylüyor. Ve son darbe. Fırat dayanamamış olacak ki " 500.000 $" dedi. "Vee sattım!"

İşte buydu. Aslında Fırat o arazi için en fazla 150.000$ ödemeliydi. Ama şu an kat be kat zarardaydı. Arazi zaten Fırat'ın arazisinin hemen yanıydı. Alan genişlemesi için istiyordu. Ali de onu zora sokmak için çekilmemiş.

Ali'nin yüzünde daha önce hiç görmediğim bir ifade vardı. Zafer ve mutluluk. O mutlulukla birden bana dönüp sarıldı.Neye uğradığımı şaşırdım. Prosedür gereği dosya ve evrak işlerini hallettim ve o sırada Seda ile karşılaştım.

"Ne o tatlım Barış şimdi de seninle mi beraber ? " dedi.

"Ne o tatlım kancayı şimdi de Fırat'a mı taktın?"

Böyle bir cevap beklemiyor olacak ki ağzı açık kaldı.

Çenesine alttan dokunup kapatmasına yardımcı oldum ve arkamı dönüp Ali'nin yanına geçtim. Barışmış! Hıh. Aptal. Eminim Ali ismini çok çağdısı buluyordur. Ne bekliyorsam sanki.

"Çok teşekkür ederim Dilan geldiğin için , gelmeseydin ne yapardım bilmiyorum. "

"Ali ben birşey yapmadım. Senin planın belliymiş zaten. Söyleseydin evrak işleri için geleceğimi ... "

"Evrakların da ihalenin de canı cehenneme. Burda olmanı istemistim."

"Gitmem gerekiyor."

"Kaçma. Lütfen bir yemek yiyelim."

"Seda'nın dikkatini çekmek istemem Ali , fakülteden beri zaten pek sevmeyiz birbirimizi."

"Biliyorsun demek..."

"Tamamen tesadüf. Çok rica ederim bilerek araştırdığımı sanma."

"Gel bir yemek yiyelim anlatayım sana."

"Ali. İşimi yaptım ve bitti. Bugün de buraya seve seve gelmedim. Korhanla konuşuyorduk. Senin iyi bir adam olduğunu ve yüzüstü bıraktığı için üzgün olduğunu söyledi. O yüzden geldim."

"Sen adil bir insansın değil mi ? "

"E yani. Ne alaka simdi."

"Nasıl diyor siz avukatlar , suçu ispatlanana kadar kimse suçlu sayılmaz mıydı neydi?"

"Hahahahah evet ee ?"

"Anlatmama izin ver o zaman."

"Kabul edersen eğer bir önerim var. Dışarı çıkalım yoldan birini çevirip soralım."

"Yemeğe git derse gelir misin? "

"Kabul!Ama ben seçeceğim."

"Hay hay , buyrun hanımefendi." Önden ilerliyordum ki gitmek istemiyor muyum gerçekten? Ya gitme derse...

"Bir daha buraya gelmek gibi bir ihtimalimiz var mı?"

"Yok gibi görünüyor."

"O zaman güvenlikteki kadına soralım ? "

"Tabii."

"Pardon rahatsız ediyorum , sizce bu adamla yemeğe gitmeli miyim?"

Kadın bir Ali'ye bir bana baktı ve "çok yakışıyorsunuz bence gitmelisiniz "dedi.

Ali kendinden emin bir şekilde teşekkür edip bana döndü. "Evet nereye gitmek istersin? "

"Doğruyu söyle kaş göz yapıp anlaştın mı?"

"Hahahah fikir senden çıktı , hem tanımadığım birine ne kaş göz yapacağım?"

"Iyi iyi tamam hadi yürü."
Daha sonra gelip bu kadına teşekkür edeceğim .