|hollywood undead- i don't wanna die|
|
_
Soğuktu. Ya da sıcaktı.
İçimde bir titreme hissediyordum ama hiçbir şey hissetmiyordum.
Çok fazla ses vardı.
"Sakın elimi bırakma."
Tüm seslerin boğulduğunu gördüm. Sesi parmak aralarımda şarkılar söylüyordu. Onun yanından ayrılmak istemiyordum. Onsuz kalmak istemiyordum. Bu düşünce bedenimin kullanılmayan odalarında uyuyan hisleri dışarıdaki gürültüye paralel bir patlamayla uyandırdı.
Korkuyordum ve güçlü kalamıyordum. Ellerimi koruyan adama ihanet edercesine terliyor ve kayganlaşıyordu ellerim. Kaçmak istiyordum ama onu bırakmaktan korkuyordum.
Adımlarımız hızlandı. Geniş adımları benimle yürürken bile beni geride bırakıyordu. Tek isteğim onun geniş omuzlarının zarif sırtının arkasında olan biteni izlemekti. Görünmemeyi ömrüm boyunca pek çokları arzulardım ancak bu kez bunun için ellerimle ellerine sarıldığım adam dışında her şeyi feda edebilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK
Teen Fiction"Bazen hemen karşımda olmasına rağmen bir dağın tepesindeymiş gibi bakardım ona. Yüksekti ve ona bakmak başımı hep dik tutmak demekti." ocak2020 Yalnızca kalemler, kapılar, saatler, kalpler kırılmaz; bir yerde duymuştum, hafızalar da kırılgandır di...