Nessa Barret-Too Hot To Cry
Bir yere ait olmanın nasıl hissettirdiğini düşünmek zordu çünkü o hissi hatırlayamamak zordu. Bir hissin hangi şartlar altında unutulacağına dair fikrim yoktu, bir gün yaşanmış olan bir süre sonra neden unutuluyordu?
Baykan beni gece Elif'in yanına bıraktığında çok az bir süre için bile olsa onunla kaldığım eve ait hissettiğimi görmüştüm. Şimdiyse hem bu hissin yanılsamadan ibaret olduğunu hem de bir daha aynı hissi hiçbir zaman yaşayamayacağımı biliyordum.
"Yanılıyorsun kabul et artık," diyordu Elif Doğu'ya.
Yıllarca kendimi normal bir insan olduğuma ikna etmeye çabalamıştım, izlediğim filmler ve okuduğum kitaplarda insanlar doğuyor, yaşıyor ve ölüyordu ve her biri normaldi. Ben doğmuş, yaşadığım konusunda şaibelerle savaşarak bir hayat sürüyordum ve ölemiyordum.
"Etmiyorum yavrum, etmiyorum. Dış uyaran olmadan rüyadan uyanamazsın."
"Her sabah uyanıyoruz zaten Doğu, bizi sürekli birileri uyandırmıyor ki, bir alarm ya da dışarıdaki bir ses yüzünden değil uyanmamız gerektiği için uyanıyoruz." Elif ve Doğu onlara sorduğum basit bir soru yüzünden dakikalardır tartışıyordu, tatlı ve zararsız bir tartışmaydı bu.
"Dış etkenlere (yani hayatın seni zorladığı alışkanlıklara da dış etkenler diyorum) bağlı olmasa hiçbir insan bir rüyanın ortasında uyanamaz."
Tatlı tartışma Elif'in öfkelenmesiyle boyut değiştirecek gibi görünüyordu. Onlara yalnızca bir rüyadan nasıl uyanabileceğimi sordum onlarsa bu soruyu çok fazla eşeleyip asıl sorudan uzaklaştılar.
Elif'in elleri Doğu'nun önünde hızla hareket ediyordu konuşmasını güçlendirmek için. "Bir rüyanın başı bile olmaz ki sonu olsun Doğu, aptallaşma. Her rüya yarıda başlar ve öylece biter. Sonu olan bir rüya gördün mü sen hiç?"
Doğu bir anda karşısında kıpırdayan elleri kavrayıp indirdi ve sevgilisini bir öpücükle sakinleştirdi. Elif beklemediği öpücüğe karşılık veremeden Doğu çekilip yanıt verdi soruya. "Yoo."
"Lucid rüya diye bir şey duymadın mı sen hiç. Rüyada olduğunun bilincinde olduğunda o rüyadan uyanmak da tamamen senin elinde olur." Bu kez daha sakin ve yumuşak devam ediyordu konuşmasına Elif.
"Safsata," diyerek sırıttı Doğu. Bana bakarken göz kırpıyordu.
"O benim lafım," dedim sessizce.
"Bilinçli rüya şekline inanmıyor musun yani?"
İki yana salladı başını Doğu tehdit eder gibi bakarak, kız arkadaşının üzerine eğilerek ona meydan okuyordu. Elif alnından geri itti Doğu'yu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK
Teen Fiction"Bazen hemen karşımda olmasına rağmen bir dağın tepesindeymiş gibi bakardım ona. Yüksekti ve ona bakmak başımı hep dik tutmak demekti." ocak2020 Yalnızca kalemler, kapılar, saatler, kalpler kırılmaz; bir yerde duymuştum, hafızalar da kırılgandır di...