bölüm28|umut et ve cenazeni uğurla

21 2 0
                                    

Seether, Amy Lee-Broken

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Seether, Amy Lee-Broken

Zaman kavramı yaratılmasaydı günler yok olurdu, günler yok olsaydı Baykan'sız geçtiklerini anlamazdım, günlerimin Baykan'sız geçtiğini anlamasaydım bu kadar ümitsiz olmazdım.

Umut her şeydir derlerdi, bunu yüzlerce kez duymuş, okumuştum. Fakat umutsuzlık yaratan durumlar olmadıkça umudun da yaratılmayacağını bilecek kadar kafa yormuştum bu duruma. Baykan'ı rüyamda görmeye başlamasaydım gerçeğe uyandığımda onu aramak ve bulmak umudum olmazdı, rüyamsa tam bir umutsuzluk örneğiydi oysa.

Umutlarımın damarlarımdan sökülüp kanımı acılaştırmaya yol açmasından hemen önce babama Züleyha'yı ve Esma'yı anlatmış ve bu konuda tek umudumun o olduğunu söylemiştim. Sanki bu benim son görevimdi ve babama devrettikten sonra koca bir haftamı yataktan minimum düzeyde çıkarak geçirmiştim.

Babamsa o bir haftanın neredeyse hiçbir anında yanımda olmamıştı. Özgür'ün Samsun'daki evindeydim. Bu kez babam gibi Özgür de yoktu. Sinem vardı yanımda, günlerce ona neden geldiğimden bahsetmemiş, neden gitmeyeceğimle ilgili imada bile bulunmamıştım.

Baykan'la geçirdiğim son anlar aklımda yüzlerce kez dönmüştü ve ben uyuyorum sandığım anlarda bile rüya diye o anları görmüştüm. Tekrar ve tekrar.

Baykan'la geçirdiğim son gece eve döndüğümde doğrudan odama gitmiştim ve saatlerce uyumak için direnmiş, uyandıkça yeniden dalmak için kendimle mücadele etmiştim. Fakat Baykan her anımda yanımda olmuştu. Yatağa tek dizini çekmiş, diğer bacağı yatağın dışında sabitçe durmuş, sırtı yatağın başlığına yaslanmış ve ben uykuya dalmadan önce onu öyle gördüğüm gibi uyandığım her an da aynı şekilde görmüştüm. O gece sanki diğerlerinden farklıydı. Sanki o gece Baykan bir şeyler hakkında gerçekten endişeliydi.

Sırtım ona dönük uzandığım yatakta "Bana verdiğin sözü hatırladım," demiştim ona.

"Eğer ona zarar verirsen bizi birer yabancıya dönüştürürsün ve beni senden uzaklaşmak zorunda bırakma dediğimi hatırlıyorum," demiştim. "Bana verdiğin sözü tutacağına inandığım anı hatırlıyorum. Eski anılarımın hep sana dair olanları canlanıyor. Anılarımda bile seninle olanlar beni ilgilendiriyor ama sen buna izin vermiyorsun."

Uzun süre sessiz kalmıştı, uzun süre sessiz kalmıştım. Beni duyması için değil de benden çıkması için konuşmuştum onları zaten. Baykan dakikalar sonra "Sana verdiğim sözleri tutarım Menal. Bunda başka bir durum olduğunu akıl edemiyor musun?" diye sormuştu. Bu cümleyi kurmak için neden bu kadar düşündüğünü bile anlamamıştım, hala öyle.

"Onu öldürdün mü Baykan?"

"Öldürdüm Menal."

Keşke onu Baykan değil de bir başkası öldürmüş olsaydı diye düşündüğümü hatırlıyorum, Seçkin'in yaşamının gözümde hiç değeri yoktu çünkü.

KIRIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin