bölüm12|inanmak ve isyan bayrakları

31 2 0
                                    

Nessa Baret|La Di Die

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Nessa Baret|La Di Die

Ölüme yaklaşmak garip bir histi, ölüme yaklaşmak her zamanki gibiydi. Bir gün yerimi biri alacaktı. Yerim hep dolacaktı, başkalarının da yeri dolduğu gibi. Dünya hiç boş kalmayacaktı, üretecek ve tüketecekti. Pek çokları gibi hiçbir iz bırakmayacaktım, yaptığım her şey gibi yapmadıklarım da benimle birlikte imkansızlığa gömülüp gidecekti.

Babamın yalvarışlarına karşılık verdim, kaç saat sonra olduğunu bilmesem de sonunda gözlerimi açtım. Karşımda aynı hissiz manzara vardı, hastane odasının griye çalan soluk varlığı üstüme örtülüydü. Buradaydım, babam yatağımın ucuna başını koymuş, elini koluma dolamıştı. Çok gerçekçiydi bir o kadar da bilinçaltımın karamsar kılıfına uyar haldeydi, zayıflamış olduğu çökmüş sırtından bile anlaşılıyordu. Hep kilo vermek ve fit bir adam olmak isterdi, buna hep gülerdim. Kilo vermişti ve hiç de sağlıklı görünmüyordu, öylesine çökmüştü ki bana olan sevgisi kalbimi acıtıyordu, onu bu hale getiren bir sevgiydi. Bir sevgi insanı bu denli mahvetmemeliydi. Ölüme yaklaşmak garip bir histi. Ancak sevdiklerini de o ölüme doğal seyrinden bir adım daha fazla yaklaştırmak daha garipti. Babam bir gün ölecekti tıp ki annem gibi, ben bir gün ölecektim tıp ki annem gibi. Bu düşünce beni hiç ürkütmedi, tenim hiç ürpermedi, canım sıkılmadı. Ben de herkes gibiydim.

"Menal..." Babamın yatağın yüzeyine çarpan sesi boğuk ve mırıldanır gibi geliyordu.

"Ne zaman her şey eskisi gibi olacak?"

Bilmiyordum, eskiye dair anılarım sahiden eskiydi.

"Ne zaman yeniden güleceksin?"

Babamla şakalaşırdık, onunla epey gülerdik. Ama hiç anlamlı bir sohbet etmişliğimiz olmadı. Babamın neler sevdiğini, neleri sevmediğini hiç konuşmadık. Neleri sevdiğini bilirdim çünkü onu hep sahnenin ışığını üzerine çekmiş bir oyuncuymuşçasına hayranlıkla izleyen seyirciydim. Beni hiç o sahneye, o parlak ışığın altına davet etmemişti. Ona ait olan ışığı hiç aşmamıştım, onun kişisel alanına neredeyse hiç girmemiştim. Beni seviyordu ama bu sevgi başka bir sevgiydi, işini de seviyordu, beyaz gömlek giyinmeyi de seviyordu, araba kullanırken sol sapaklara girmeyi seviyordu ama tüm bunları bir bütün olarak severken beni ayrı bir yerde seviyordu. Ben kafesini seven bir kuştum, beni uçmaya meyletmeyen bir kuş gibi seviyordu, o kafesteyken seviyordu. Kafesin yanından geçip gittiğinde diğer sevdiği her şeyi bir bütün olarak sevmeye devam ediyordu, ben göz hizasına girene kadar bana olan sevgisi sanki kafesimin üzerine bir örtü olarak seriliyordu ve ben yokmuşum gibi sevdiği her şeyle birlikte hayatına devam ediyordu.

"Ne zaman eskisi gibi olacaksın?

Babamın bana olan sevgisine haksızlık ediyor olduğumu düşündüm, beni hayatındaki her alanda mı seviyordu, bilmek istiyordum.

KIRIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin