Sleeping With Sirens-Us Feat. Dorothy
Sanırım sandığımdan daha sakin kalmıştım şu ana kadar. Birine samimi hislerimi açtıktan günler sonra bin pişman edilmiş biri olarak ne kadar olgundum. Kimseyi öldürmemiştim.
Baykan yüzüne çarpılan kapıya öyle sert bir darbe geçirmişti ki kapının kulbundan kırk santim kadar yukarısı benim olduğum tarafa doğru çökmüş ve tahta parçaları yere düşmüştü. Kırılan kapıya rağmen açılmamasına şükrettim. Pes edip gitmişti Baykan hem de hiçbir şey söylemeden.
Neden şu ana kadar sakin kaldığımı düşününce neden şu an sakin kalmadığımla yüzleştim. Baykan bana sarılmış, beni öpmüş, sevgi sözcüğü bile kullanmıştı özgürce ve sonra başka bir kadına birkaç günde güvenmişti. Öğrencimi koruma konusunda bile bana değil ona güvenmişti.
Boynumu içeriden ve dışarıdan saran tüm damarlar zonklamaya kaslarım titremeye başladı ama yanağıma buz gibi bir yaş akana kadar ağladığımı anlamadım.
Onunla ilgili anılar da anlar da yalandı. Bunda şaşılacak bir şey yoktu, olmamalıydı çünkü o zaten bir rüyaydı. Onu yaratan zihnimden öyle nefret ettim ki artık uyanmak bile istemedim. Artık bu rüyanın benim cehennemim olduğuna tamamen, bütünüyle, her yönüyle inanıyordum ve yanmak istiyordum. Kendimi cezalandırmak istiyor, kendimden nefret ediyordum.
Ağlasam da uykuya dalmıştım kolayca. Berbat bir gün geçirmiştim, uykusuz kalmıştım, her yandan ihanete uğradım sanmıştım, canım yanmıştı.
Uyandığımda okula geç kalmak üzereydim çünkü yorgunluk yüzünden uyanmam zor olmuştu. Baykan'sa ben üzerimi giyerken eve yeni girmişti. Gece başka bir yerde kalmış olduğunu düşünmek kaburgalarımın öndeki on iki parçasını un ufak etti.
Dağılmış görünmüştü gözüme. Yünlü gömleğinin düğmeleri doğru düzgün iliklenmemiş, saçları birbirine girmişti. Zihnimde pek çok iğrenç çağrışımda bulundu onu görmek. Geceyi nerede, kiminle geçirdiğin düşündüğümde cevap bir kadın adı olsaydı ona hiç kızmazdım. Biraz bile kızmazdım hem de. O benim hiçbir şeyim değildi. Onu belki üç aydır tanıyordum, parmağımdaki yüzük geçerliliğini yitirmişti çünkü onunla evlenen kadını bile unutmuştum. Kendimi unutmuştum. Peki ona hiç kızmazken neden açıkça üzgündüm.
Derslerde dışarı hiç bakmadım, gözlerim alışkanlıktan cama döndüğünde Baykan'ı görmemek için gözlerimi yumdum. Yok etmek için yok sayma planıma sadık kalacaktım.
"Cevap D, Dağhan. Israr etme artık. Cevap. D."
Dağhan sırasının önünde ayağa kalkmış, sorduğum soruya cevap veriyordu fakat ısrarla yanlış cevabı.
"Hocam ya, bir yanlışlık olmadığına emin miyiz?"
"Senin dışında herkes emin canım. Oturabilirsin artık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK
Teen Fiction"Bazen hemen karşımda olmasına rağmen bir dağın tepesindeymiş gibi bakardım ona. Yüksekti ve ona bakmak başımı hep dik tutmak demekti." ocak2020 Yalnızca kalemler, kapılar, saatler, kalpler kırılmaz; bir yerde duymuştum, hafızalar da kırılgandır di...