Sam Short-Masterpiece
Artık önüme bakıyordum. Baykan'ın dediği gibi sırtımı geleceğe dönmemiş, yüzümü geçmişin ışığına gard etmemiştim. Fakat her an düşünüyordum iyiyi ve kötüyü, güzeli ve çirkini, rüyayı ve gerçeği, anıları ve hayalleri.
Emindim, ben gerçek bir insan değildim. Belki bir bedenim bile yoktu, bir ruhtum. Kolumu yanağımdan çektim, yan uzandığım yatakta sırt üstü yatmaya başladığımda kolumu gözlerimin üzerine bıraktım.
Gerçek değildim ama hislerim vardı, acıyı, soğuğu, sıcağı hissediyordum. Yoruluyordum, dinleniyordum.
Camsız pencereden direkt beni hedef alan rüzgara karşı koyamadım, üzerine yattığım yorganın içine girmeliydim ama bunun için bile gücüm yoktu.
"Donacaksın, üzerine bir şeyler giy hemen," diyen Batı'nın sesini duydum. Odaya bana bakmaya gelmişti ve beni bornozumla yatağa yığılı halde gördüğü için dışarı çıkıp kapıyı ardından kapatmıştı.
"Kahve yapıyorum, çabuk gel," diye seslendi kapalı kapının arkasından içeri doğru.
Gözlerimi açıp aşina olduğum manzaraya baktım, göğü kapatan yapraklar ve onların titreşen bedenleri karşımdaydı.
Üzerime bulabileceğim en kalın şeyi bulup geçirirken yaşamak zorunda olduğum yeri düşünmeye başladım. İnşaat halindeki bir binada, kimsenin burada birinin yaşadığını düşünmemesi gereken bir yerdeydim. Öyle anlamsızdı ki burada olmak. Geceleri ışıkları bile yakmamaya başladık, konuşmamız gerektiğinde çok sessiz konuşuyor ve günlerin çoğunda susuyorduk. Özgür ve Sinem'le olduğum zaman kendimle baş başa sakin bir zaman geçirme isteğimle isyan ettiğimi hatırlıyordum. Şimdiyse o kadar sakin, sessiz ve yalnızdım ki istediğim şeylere ne kadar dikkat etmem gerektiğini tokat gibi yüzüme çarpmıştı son günlerim.
Baykan, buraya geldiğimiz gece evdeydi yalnızca, sonraki birkaç gün yoktu. Hiç gelmemişti. Batı'ysa genelde evdeydi ancak beni rahatsız etmek istemediği için sürekli yanımda durmuyordu. Anlayışlı ve iyi biriydi, onunla olmaktan şikayetçi değildim hatta memnundum bile. Baykan yalnız kalmayayım diye yanıma başka birini getirseydi de susacaktım, odamda yalnız başıma kalacaktım ancak daha huzursuz şekilde yapacaktım bunları. Neyse ki Batı'ya karşı kendimi konuşmak zorunda hissetmiyor ve yan yana olduğumuzda konuşasım olmadığı anları hemen anlıyor ve susuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK
Teen Fiction"Bazen hemen karşımda olmasına rağmen bir dağın tepesindeymiş gibi bakardım ona. Yüksekti ve ona bakmak başımı hep dik tutmak demekti." ocak2020 Yalnızca kalemler, kapılar, saatler, kalpler kırılmaz; bir yerde duymuştum, hafızalar da kırılgandır di...